Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Özel sektörün özü bir, sözü bin

Özel sektörün özü bir, sözü bin
 

Yeni mezunların dikkatine


Her yıl binlerce "umutlu" genç üniversiteden mezun oluyor. Mesleklerini icra edip hayatlarını idame ettirme peşinde; kimi devlete atanayım, kimi özel sektörde kariyer yapayım derdinde. Devlete "kapak atamayanların" sonu ise kuşkusuz bir sonraki atamaya kadar özel sektörde çalışmak oluyor. 

Bu sıralar özel sektörün pek tadı tuzu yok. Son moda ise "stajyer" alımı olmuş durumda. İnsanları "insanüstü" bir şekilde çalıştırıp, karşılığında hiçbir imkan sağlamamak staj yapmanın günümüzdeki karşılığı olmuş. Öyle ki ; bazı kurumlar "stajını kaldıralım, bir de harçlık verelim, haftanın her günü gel, bak bu bulunmaz teklif, öyle herkese yapmam" deyip adeta 4 yıl harcadığınız emekleri hiçe sayıyor. Hani " evinize temizliğe de geleyim mi , kıymetli ayacıklarınız oturmaktan uyuşmuştur masaj yapayım mı, başka bir arzunuz var mı? " deseniz; " şimdilik yok, çekilebilirsin " diyebilecek türde adamlar bunlar. Ne acı ki bu tip yerlerin çoğunda aynı durum söz konusu, tabi ki belli bir adı olan ve çalışanlarına hak ettiği değeri veren yerleri bunun dışında bırakıyorum. 

Demek ki neymiş? Özel sektörün özü çoğunlukla birmiş. Fakat özel sektörün sözü özü gibi bir değil. Kimi der ki " Sen bilirsin, ben zaten senin aldığından daha düşük ücrette çalıcak birini bulurum, bak yeni mezun kaynıyor her yer (elbet düşürürüm birini ağıma bakışları ) " Kimi ise belki daha önce sevgilinizden yemediğiniz tribi atıyor, tıpkı benim bugün yaşadığım gibi. 

İş başvurusunda bulunduğum yerden arayan, hiç alakası olmayan bir yerde "hem ingilizce öğretmeniyim, hem müdürüm" deme ihtiyacı duyan ve ses tonundan bu göreve yeni getirildiği belli olan kişiyle aramda gelişen diyalog aynen şöyle ; 

"İyi günler, iş başvurusunda bulunmuşsunuz" 

"Evet, buyrun." 

"Şu anda çalışıyor musunuz? " 

" Yo, hayır ancak başvurup görüştüğüm ve geri dönüş bekleyişinde olduğum yerler var sadece" 

"Hımm, demek öyle, demek başka yerlere de başvurdunuz, ben bir ingilizce öğretmeni ve müdür olarak bunu olumsuz değerlendiriyorum o zaman" 

İşte bunu söyleyen kişi hayatının belli dönemlerinde, özellikle sanal ortamlarda size " sen başkasıyla da konuşuyorsun galiba, o zaman ben seni rahatsız etmeyeyim" demiş kişidir. Be adam, şimdi sana " bunları kimbilir benden önce kaç kıza söyledin" edasıyla " Peki ya siz kimbilir benden önce kaç CV sahibini aradınız ?" demek hakkım değil midir ?? 

Demem o ki özel sektör size trip atıyorsa, siz de ona ara sıra karşılık verin. Mesela öylesine bir ilana başvurun, sizi aradıklarında ise " siz görüşme gününü, saatini ve yerini söyleyin, ben değerlendirmeye alıp size geri döneceğim" deyin, içinizin yağları erisin. Telefonu kapattıktan sonra da artık nanik mi yaparsınız yoksa başka bi hareket mi orası size kalmış.. 

"Kayıp Balık " başlıklı bir sonraki yazımda görüşmek üzere, esen kalın.. 

 

 
Toplam blog
: 3
: 463
Kayıt tarihi
: 04.09.11
 
 

Sessiz bir ortaöğretim çağından sonra Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı'nı bitirdi..