Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Özgür, yalnız ve kendin olmak... Kitaplara sağlık...

Özgür, yalnız ve kendin olmak... Kitaplara sağlık...
 

ben önde, yalnızlığım ve özgürlüğümle :)


Yazamadım ne zamandır. Birçok şey olup bitiyor. Her şey birbirine giriyor ve bende tek tek ayıklamaya çalışıyorum. Alışmaya çalışıyorum yalnızlığıma.

Herkes bana ‘yalnız kalma, insanların içine karış, arkadaşlarınla görüş, bir şeyler yap, ama yalnız kalma sakın’ diyor. Ağız birliği yapmışçasına her beni seven insandan duyar oldum tüm bunları.

Sanki her şey benim yalnızlığımla tekrar başlayacakmış gibi davranıyorlar. Aksine ben yalnızlığımı özlemişim. Onunla beraber yaptığım şeylerin de bana ne kadar iyi geldiğini unutmuşum. Şimdi bunları hatırlamak ve tekrar onunla olmak çok da iyi geliyor aslında ama sadece bir süreliğine. O süre (ki limiti yok) dolduğunda sanki kendimi suçlu hissetmeye başlıyorum. Yalnızlığımdan nefret ediyor, keşke ayrılmasaydım gibi saçmalıklara başlayabiliyorum. O zaman fark ediyorum ki, evet herkes haklı. Herkes söylüyorsa zaten vardır bir bildikleri. Her ne kadar her zaman doğru olanı seçmiyor olsam da, yaşayıp görmeden anlaşılmıyor birçok şey.

Şimdi yaşıyorum. Kendimi yalnız olarak değil, özgür olarak tanımlamayı seviyorum. İstediğim zaman istediğim şekilde hareket edebiliyor, hiç kimsenin benim özgürlüğüme müdahale etmesine izin vermiyorum. Canım eve gitmek mi istemiyor, gidiyorum bir kahvede, güzelce kahvemi içip kitabımı okuyorum. Okumak bana son günlerde çok iyi geliyor. Eskiden başladığım kitapları nasıl da yarım bırakabilmişim diye kendimi kınıyorum.

Başucumda Müzik’ten sonra, Füreya’yı bitirdim son olarak. Çok güzeldi, çok dokunaklı ve can yakıcıydı. Çok sağlam ve çok acı tecrübelere rağmen ayakta kalmayı çok da iyi üstesinden gelmeyi bilen bir kadının hikâyesiydi. Çok sevdim hem Füreya’yı hem de Vesamet Hanımı. Biri yaşadığı yasak aşkı uğruna hayatını o aşka feda etmiş bir kadın, diğeri de isteklerini gerçekleştirebilmek uğruna hayatını sağlığını hiçe saymış bir kadın. İkisi de çok acı yolları, içlerindeki güce bağlı olarak ne kadar da sağlam kalarak yaşamışlar. İkisinin de gerçekten bunları yaşamış olduğunu bilmek ayrıca cezp ediyor okurken. Meğer gerçekten Vesamet Kutlu’nun yaşadığı büyük aşkı sonradan da olsa gözyaşlarıyla okumak, Füreya Koral’ın bile varlığından habersizken, aslında ne büyük bir yürek olduğu bilmeden onunla bir kitapta tanışmak için ne kadar da geç kalmışım.

Şimdi o geç kalmışlıklarla dolduruyorum hayatımın bir bölümünü. Diğer yapacaklarımda da geç kalmamaya çalışırken. Her ne olursa olsun vazgeçmem artık kitaplarımdan ve yalnızlığımla dolaşmaktan. İkisi de iyi geliyor bana. Aşk mı? O geleceği zaman benim yazacağım hayali kitaplarıma malzeme vermeye devam edecek. Başucu kitaplarıma yenisi, belki de sonuncusu eklenecek.

Özgürlüğüme gelecek olursak da, onunla yaşamayı hiç terk etmem artık. O benim yalnızlığımı dışarı çıkarmam gibi bir şey. Evet hayatıma birileri gelebilir, aşktan başımı döndürebilir, yaşamım bambaşka bir yola girebilir. Ancak benim izin verdiğim kadar. Özgürlüğüm ve yalnızlığımı (aşktan bile olsa) hiç baş başa bırakmayacağım. Hep onlarla beraber, hep onları da yanıma alarak yaşayacağım.

Tamam yalnızım ama kalbimde barındığım aşk, sevda, sevgi hala bende. Şimdi onu birilerine teslim etmek üzere koruyor ve besliyorum. Özgürlüğümle harmanladıkça tüm bunları da yepyeni bir ben buluyorum içimde. Tanıdıkça sevdiğim, sevdikçe güzelleştirdiğim, güzelleştikçe de iyi gelen beni buluyorum. Bunların tamamı da benle beraber ve ben benliğimi sevmeye devam ediyorum...

 
Toplam blog
: 33
: 611
Kayıt tarihi
: 05.05.09
 
 

Yazı genelde beni rahatlatır... Ancak yazabiliyorsam... Bazen içimde düğümlenir herşey... Bazen de ç..