Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '16

 
Kategori
Felsefe
 

Özgürlük sorunu

Özgürlük sorunu
 

listelist.com


En geniş tanımıyla özgürlük , insanın hayatta istediklerini yapabilme  serbestliğidir. Acaba gerçekte insanlar hayatta her istediklerini yapabilirler mi?  Kolay mı, imkanı var mı..?
 
Kuşkusuz , olanaksız bir iş bu : sonsuz hürriyet… Kim kaybetmiş ki, biz bulalım. Bizim özgürlüğümüzün  sınırları  başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde biter. İşte bu kadar.
 
Bunun bir tanımı vardır: Her koyun ayağından bağlı olduğu ipin verdiği imkanlar içersinde davranır. Daha fazla olanakları zorlamak, bacağın kopmasına yol açabilir.
 
O zaman herkes kendi sınırları içersinde özgürdür… O sınırları çizen kimdir? Devlettir… Sınırlar nedir? Sınırlar işte herkesin bildiği yasalardır, kurallardır, tüzüklerdir.. Kısaca devletin  kişiye çizdiği sınırlardır. Bunları yapabilirsiniz. Bunları yapmakta özgürsünüz. Ama bunun dışında kalan şeyleri yapmak sakıncalıdır.
 
Aslında bize herkes sınır çiziyor. Devlet… Kurumlar… Okul…Anamız, babamız… Ve bütün çevremiz. Söyledikleri : “Bunları yapmayacaksın.. Niye? Çünkü, bunlar suçtur… Çünkü, bunlar ayıptır… Çünkü, bunlar günahtır…
 
Kişi önceleri belki ne şekilde sınırlandırıldığını anlamıyor.. Her istediğini yapacağını sanıyor. Veya öyle sananlar öylesine cezalandırılıyorlar ki… Sonunda kişi, başına vura vura, çok sınırlı bir toplum içinde yaşadığını anlıyor. O  yasak; o suç; o ayıp; o günah… Bunlar nedir? Toplumun kişiye çizdiği fena halde sınırlar. İnsan yaşadıkça bu sınırları anlıyor ve ezberliyor. Kimisi bunlara tıpa tıp uyuyor ve o zaman “İyi bir vatandaş!” oluyor; kimide uymuyor; o da ya toplum dışına itiliyor yada hapishaneye gidiyor…
 
Belki de bütün hayatımız, özgürlüğümüzün çevresinde bulunan görünen, veya görünmeyen bütün gizli ve belirli sınırları tanımakla , öğrenmekle geçiyor. Bu okul hayatı; bu eğitim bir bakıma nedir? Bütün bu sınırları öğrenmek değil midir?
 
Babanın attığı tokat ne için? Bir bakıma çocuğuna “sınırı fena halde aştığı” uyarısını yapmak için değil mi?
 
Toplumun ana kuralı özgürsün ama her isteyen her istediğini yapamaz. Toplumun açık ve gizli kuralları vardır. Her toplumun kendine göre yapılacak yada yapılmayacak şeyler üzerine oturtulmuş ilkeleri vardır. O ilkeleri bilerek yada bilmeyerek çiğneyenler fena halde cezalandırılır.
 
Aslında özgürlükleri koruyan Devletin adalet sistemidir. Eğer bu adalet sistemi doğru dürüst çalışırsa, o ülkede suçsuz, masum insanlar erinç içindedir, mutludur ve güvendedir. Çünkü özgürlüklerini istedikleri gibi yasalar çerçevesinde kullanabilirler.
 
Ama suçlular elini kolunu sallayarak geziyorsa; terör alıp yürümüşse; kimse hayatından emin değilse… O ülkede ne özgürlükler teminat altındadır; nede adalet. Belli ki o ülkede kaos vardır.
 
Şimdi ünlü insanların söylediklerine bakalım:
 
Clarance Darrow diyor ki: “Bu dünyda kendi özgürlüğünüzü ancak başkalarının özgürlüğünü koruyarak koruyabilirsiniz. Sadece ben özgür olabilirsem siz de özgür olabilirsiniz.”
 
Demek ki neymiş? Bir toplumda yalnız kendi özgürlüğünü savunarak özgür olamazsınız; başkalarının özgürlüğünü de savunmaya zorunlusunuz. Ancak öylece özgür bir toplum düzenine varabiliriz.
 
Woodrow Wilson’a göre , “Özgürlük tarihi, direniş tarihidir. Özgürlük tarihi, hükümetin yetkilerinin azaltılmasının tarihidir, arttırılmasının değil.”
 
Demek ki, halk Devletin baskısını, varlığını ne kadar az hissederse, ülkede o kadar çok özgürlük varmış. Bir bakıma çıkarılan her yasa, özgürlüklere indirilmiş bir darbedir. Yasalar.. Yasalar… Yasaklar.. Yasaklar, demektir. 
 
Ve Mustafa Kemal Atatürk : “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası  hürriyettir.” diyor.
 
Gördünüz mü , “Özgürlük” bu derece önemlidir.. Hem insanlar için; hem de bütün bir toplum için. Bir toplum özgürlüğü içinde hissedemiyorsa, mutsuzdur…
 
Kısaca Voltaire , “Özgürlük adaletten başka bir şey değildir..” buyuruyor.
 
Bir ülkede ve bir evde adalet sağlanabiliyorsa ve cezalar hataları ancak karşılayabiliyorsa insanlar ona itiraz etmezler; ama herkes adaletten yakınıyorsa, o ülkenin temelinde bozuk bir şeyler vardır. O ülkede özgürlükten sözetmek doğru değildir.
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..