Pana Film'in misyonu

80’li Yılların gençliği olarak Amerikan filmleriyle yetiştik. Rocky, Rambo, Süperman gibi kahramanların, rüyalarımıza bile girdiği dönemlerde, kahraman ve yenilmez  süper güçlü Amerikalıların  zavallı ve yardıma muhtaçları, birçok zulümden kurtardığına şahit olduk .En büyük güvencemiz Amerikalılardı , Allahtan onlar vardı ! Olurda yurdumuzu Ruslar işgal eder ya da uzaylılar filan gelirse Amerikalılar anında müdahaleyi yapacaklardı. Tüm dünyanın lideriydi onlar…..

Sonra birde baktık ki; adamlar  filmlerde kahraman, gerçekte ise kalleş çıkmıştır. (Muşlu arkadaşlarım böyle derdi). Bir bahane uydurup işgal eder, ondan sonra bölgenin  kanını -pardon petrolünü-  emer sonra da “tamam artık özgür oldunuz hadi yine iyisiniz” der ve geldikleri gibi giderlerdi.

Gel gör ki ; günün birinde Polat Alemdar diye bir vatandaş çıkageldi. Amerikanın Ülkemizde oynadığı hakimiyet oyunlarını bozan , yeri geldimi postasını koyabilen,  hatta daha da ileri gidip Irak'ta başımıza çuval geçirenleri bombanın üzerine oturtan ( ne yalan söyleyeyim o sahne hoşuma gitmişti ) sonra Amerikan üssünü basıp polisimize silah sıkan İsrail ajanlarını mıhlayan bir cengaverdi. Gençleri biraz kötü etkilemiş olsa da , beyaz perde  sadece Amerikalıların kahraman olmadığını öğretti bizlere .Hatta kahraman gibi görülenlerin perdelerini indirmesine de yardımcı oldu( Biliyorsunuz dizilerimizdeki kahramanların daha çok tecavüz edeni makbul olmaya başladı).

 Yapımcıları hemşehrilerim olduğu için özel bir ilgim ve sevgim var Kurtlar Vadisindekilere . Birçok filmlerinde dini figürlerimizi kullanmaları da memnun edici. Özellikle “Irak” filminde ki zikir sahnesini görmenin verdiği hazzı anlatamam, hristiyan vaftizi görmekten  bir hal olmuştuk artık. Sadece Ülkemizde değil tüm İslam ülkelerin de de izlenme oranlarının yüksek oluşu aslında Amerika ve İsrailden hazzetmeyen hatta nefret eden insanlar için bir dışa vurum olsa gerek. Etkileşim alanının büyük olduğunu, özellikle oradaki halkın Türkiye ile  ilgili ilk aklına gelenin Kurtlar vadisi olduğunu söylemesinden anlayabiliyoruz. Filmleriyle ilgili malum ülkelerin rahatsızlığı ise açıkcası  bizi daha da memnun ediyor!

Severiz ya da sevmeyiz, izleriz ya da izlemeyiz ama beyaz perdenin etkileyici gücünü inkar edemeyiz. Rocky nin Rus boksörü yıktıktan sonraki özgürlük nağmelerinin Rusyanın çöküşünü hızlandırdığına olan inancım halen sürmektedir. Adamlar hezimete uğradıkları Vietnam da bile filmler sayesinde tüm dünyada galip bilenmeye devam ediyor.

Filmlerimizin, uluslararası alanda da (sanatsal ! festival gösterileri haricinde ) izlenebileceğini ispatlayan ve “bizim kahramanlarımızda gerekirse sizi döver ” dedirten, PANA filme teşekkür ediyor, yeni filmlerini de merakla bekliyorum.