Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Paranoya

Paranoya
 

İnsanlar zaman, zaman yaşayabilecekleri bazı ihtimallerden şüphelenirler. Şüpheleri geceler boyu düşünmelerine sebep olur. Düşündükçe kafalarında bir takım, olaylar, kuruntular canlandırırlar. Aslı olmayan, olmayacak bir takım ihtimalleri hesap etmeye başlarlar. Artık bu şekilde düşünen ve hareket eden insan, koyu bir vesvese sahibi olmuştur.

Vesvese sözlüklerde şöyle tarif edilir: Şüphe, tereddüt, kuruntu, aslı olmayan ihtimal, insanın kalbine gelen kötü düşünceler. İnsanın kalbine gelen Vesvese kalbe, şeytan ve insanın kendi nefsi tarafından verilir. Vesveseye kapılmış insan olmayacak şeyleri düşünmeye başlar. Mesela yolda yürürken, düşüp kafasını kaldırıma çarparak öleceğini düşünmeye başlar. Eğer böyle bir insan kendini ruhen tedavi ettirmezse, vesveseleri, şüpheleri paranoya haline gelmeye başlar. Paranoya, aşırı endişe veya korkuyla karakterize edilen, mantıksız kuruntularla bilinen bir rahatsızlık, bir hastalıktır. Paranoya çoğu zaman şizofreni gibi psikotik hastalıklarla iç içedir. Paranoya, kişilerin herhangi bir olay karşısında, olayın farklı olarak gelişebileceğini düşünürler. Kendi kafalarında içlerinde olayların çok çeşitli şekillerde gelişebileceğini, çeşitleşebileceğini düşünürler. Bunlar tamamı ile kendi hayal ürünleridir. Bir senaryo yazarının, bir roman yazarının olayları çeşitli şekillerde yazabileceği gibi bir durumdur.

Siz istediğiniz kadar düşmenin her zaman başını kaldırıma çarparak ölümüne sebebiyet vermeyeceğini anlatın. O sizin söylediklerinizin doğru olmadığını düşünmeye devam eder. İşte bu yüzden halk arasında paranoya deyimi, bir kişinin çevresindekiler hakkında aşırı derecede şüpheciliğini tarif etmek üzere kullanılır.

Bu şekilde bir rahatsızlığı olan kişiye yapılan tavsiyeler, iyi niyetli bile olsa, o kişi tarafından kötü niyetle yapılmış gibi düşünülür. Birilerinin kendisi hakkında komplo yaptığı kuruntusuna, zannına kapılabilir. Kendilerine, mallarına veya mülklerine karşı bir tehdit olduğu, olacağı endişesi içine düşer. Bu düşünceler, o kişiye büyük rahatsızlık verdiği gibi çevresindeki insanlar da, bu durumdan rahatsız olur.

İşte şimdi ülkemizdeki bazı kişilerde böyle bir paranoya belirtisi var. TSK her ne kadar “Demokrasiye bağlıyım, darbe yapma devri geçmiştir. “ dese de vesvese sahibi kişiler, buna inanmıyor, “Hayır TSK darbe yapacak” diye feryat etmeyi sürdürüyorlar.

Bazı muzip kişilerde Ergenekon davası avukatlarından, Vural Ergül’ün Ergenekon baş savcısının imzasını Photoshop programı vasıtası ile bazı kağıtların üzerine naklettiği gibi yapıyorlar. Bir takım kurgular programlayıp, bazı senaryolar yazıyorlar. Bu senaryoların altına bazı ordu mensubu kişilerin imzalarını naklediyorlar. Alın size darbe planı… Vesvese sahibi kişiler bunları öğrenince “darbe olacak” diye feryat etmeye başlıyorlar. Bu senaryolar birkaç gazetede yayınlanınca bütün ülke bu olaylara kilitleniyor. İnsanlar geçim dertlerini unutuyorlar. Krizi unutuyorlar. İşsizliği unutuyorlar. Sağlık problemlerini unutuyorlar. Ülkenin ekonomisin durumunu unutuyorlar. Ülke gündemini unutuyorlar.

Bu arada senaryolar üreten muzip kişiler de “mal bulmuş mığrıbi” gibi seviniyorlar. Kendi çıkarlarını en üst seviyelere çıkarıyorlar. Çünkü sizler bizler kavga ederken, münakaşa ederken, ülkemizin ve kendimizin çıkarlarımızı düşünemeyiz.

 
Toplam blog
: 32
: 401
Kayıt tarihi
: 20.07.08
 
 

Mehmet Sabri HABERVEREN. 15.10.1948 yılında Şanlı Urfa’da doğdum. 966'da İstanbul Ed. Fakültesine gi..