Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '16

 
Kategori
Güncel
 

Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi,Türkiye'nin yabancısı değildir ki...

Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi,Türkiye'nin yabancısı değildir ki...
 

Pek de yeni sayılmaz...Adı konmamış olsa da, Türkiye böyle bir uygulamayı yaşamıştır...


CUMHURİYETİMİZİN KURCUSU MUSTAFA KEMAL ATATÜRÜK, TÜRKİYE'NİN, PARTİLİ İLK CUMHURBAŞKANIDIR...

Cumhuriyet'in ilanının yakın öncesinde, TBMM içindeki siyasi tartışmalar yoğunlaşmıştı. Muhalefet Grubu, yönetici kadro içinde hayli sivrilmiş bir "Tek Adam"ın, iktidarı bütünüyle kendi elinde toplamasından ve bunun sonucunda da, kişisel bir yönetim kurulmasından çekiniyordu...

Muhalefet grubu, askeri sorunların bir ölçüde çözüldüğü bir sırada, M. Kemal'in şahsına yönelik açık bir saldırıya geçtiler...Milletvekili seçimine ilişkin yasada küçük bir değişikli yaparak, 2 Aralık 1922'de Meclis'e verdikleri bir önerge ile, "beş yıl süreyle belirli bir seçim bölgesinde oturmamış bir kişinin milletvekili olmasını engellemek"(1) yoluna gittiler.

M. Kemal, şahsına yönelik bu girişime gerekli yanıtı(x) verdi ve hemen 4 gün sonra, 6 Aralık 1922 günü "Halk Fıkrası"(şimdiki CHP) adı altında yeni bir siyasi parti kuracağını açıkladı(2).

Halk Fırkası, 9 Eylül 1923 tarihinde kuruldu... 3 gün sonra, 11 Eylül'de yapılan seçimlerde Mustafa Kemal, Halk Fıkrası Genel Başkanlığı'na, 29 Ekim 1923'te de Cumhurbaşkanı seçildi...

O sıradaki yönetim şekli, "Kuvvetler Birliği Sistemi" idi...Mustafa Kemal'in, Cumhurbaşkanı olduktan sonra Halk Fıkrası, yani kurduğu parti ile, ilişkisinin kestiği söylenebilir mi? 

Ya, Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü...CHP ile ilişkini kesti mi?

Şimdi, aynı şey neden olmasın ki?

 *

SONUÇ :

Bir ülke yönetiminde, "yapılması gereken siyasal değişmeler" yani "olması gerekenler" yapılmazsa, mevcut sistem, giderek zedelenir...Türkiye'deki yönetim, şu anda tam böyledir...Bir tıkanmışlık var...İşler, olması gereken gibi yürümüyor...

Bu "zedelenmiş ve yaralanmış" siyasal sistemin devamı için direnmeye gerek yoktur. Yenisi ile değiştirmek için "kan dökmeye" de gerek yoktur; düşünülen yeni sistemin ülkeye yararlı olması için biraz "ter dökmek" yeterlidir...

 

cdenizkent

 

 ------------------------- :

(1) Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Türk Devrimi'nin Temelleri ve Gelişimi, İstanbul: 1988, s.112

(x) M Kemal, bu yanıtında, özetle şunları söylemişti: "Ne yazık ki, doğduğum yer, bugünkü sınırlarımızın dışında kalmıştır...Ayrıca, herhangi bir seçim bölgesinde beş yıl süreli olarak oturamadım(M. Kemal, buna gerekçe olarak, ülkenin düşmandan kurtulması için cepheden cepheye koştuğunu göstermiştir). Ve açıklamasını da şu şekilde sonlandırmıştır: "Eğer beş yıl süre ile bir yerde ikamet etseydim; Tanrı saklasın, bu önergeye imza koymuş efendilerin yurtları da sınır dışında kalabilirdi..." (Ahmet Mumcu, A. g. y.)

(2) Cemil Koçak, "Siyasal Tarih(1923-1950)", Şina Akşin yönetiminde, Türkiye Tarihi - 4(1908-1980), s. 89

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..