Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Partizanlık mı yoksa....

Partizanlık mı yoksa....
 

Mevcut ortam referandum havasından daha çok, genel seçim havasına döndü. Vatandaş yapılan değişikler lehine mi yoksa aleyhine mi diye bakmadan, sadece sempati duyduğu parti liderinin iki dudağı arasından çıkacak söze göre oy verecek. Herkes biliyorki AKP lideri bugün çıkıp dese ''vazgeçtim, yanlış anlamışız(!) hayır diyeceksiniz.'' Değişikliği alkışlayan eller, aynı alkışladığı şeyi yuhalamaya başlar. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Partizanlıkta bir yere kadar...

Partiye ihanet etmekle, refarandumda kullanacağınız oy arasında bir bağ yok AKP'li olup hayır diyebilirsiniz, ya da CHP'li olup evet. Ama anti demokratik partizanlığın örneğini ne yazıkki kendi partim birkaç gün önce kendi partim gösterdi. Evet oyu kullanacağını açıklayan CHP üyesi vatandaş disiplin kuruluna yollandı. Sosyal demokrat parti için yanlış bir tutum. Herkesin bir mantık süzgeci vardır, kendi düşünür taşınır karar verir; (pişkin pişkin iktidarın mitingine katılıp sırıtarak ben eveeeeet diyorum demek te yanlış ama...) sonra istediğini seçer yani seçme özgürlüğü vardır.

Sokakta gazeteci bir arkadaş vatandaşa soruyor: Evet mi? Hayır mı?, sonra vatandaş: Evet, ardından izleyiciler: cık cık cık AKP'li bu birde madalyonun diğer yüzüne bakalım vatandaş: Evet, izleyiciler:cık cık cık ya MHP'li ya da CHP'li. Şimdi durumu özetlersek evet gerçekten de öyle, yani genellemeyelim de %90 diyelim. Bu yazıyı zaten durumun böyle olduğunu düşündüğüm için yazdım. Takım tutar gibi parti tutuyoruz, fanatikliğinde bir sınırı vardır. CHP'lilerin olması tamam kabuledilebilir, çünkü 85 yıllık parti. Kemikleşmiş bir tabanı olacaktır doğaldır. İki günlük partilerin partizanının olması anlaşılır şey değil. O zaman durum şu şekilde açıklanır medya durumu yanlış lanse etti parti yöneticilerinin de işine geldi. Zaten okumayı araştırmayı çok seven(!) bir halkımız var. Meğersem ben yanlış biliyormuşum 12 Eylül'de genel seçimler varmış ama adı referandummuş. Siz hiç bir televizyon kanalında şu şu değişiklikler için oy kullanıcaksınız eeeeey insanlar dendiğini gördünüz mü? Denirse halk bilinçlenir sonraki benzer durumlar için deneyim sahibi olur veee başbakanın, kadın, izdivaç...vb programlarının sunucularının seslerini duyuyorum sanki ''Allah korusun saltanatımız sona ereeer susun konuşmayın herkes kuzu olsun biz hep yöneten diğerleride hep yönetilen olsun''siz de duydunuz değil mi?

Yazının konusu olmadığı için halka sunulan yeni anayasayı analiz etmeyeceğim ama şunu açıkca söyliyeyim hayır oyu kullanıcak olanlardanım. Dediğim gibi nedenleri başka bir yazıya kalsın. Konuya dönelim.

Geçenlerde bir akrabam Şanlıurfa'nın köylerinden birine gitti akrabam CHP'li.(Gidiş amacı referandum değil.) Köylü bayanlarla konuşurken laf açılıyor konu siyasete geliyor ve doğal olarak Erdoğan'a Urfa'lı kadınlarımız aynen şöyle betimliyorlar beyefendiyi: ''Şu boya posa bak sen posa ne derse yaparım o bana ayda on lira yardım parası veriyooor ondan zarar gelmez boşver ayrıntıyı''. Partizanlıkta son nokta. Ne demek oldupunu bile bilmeyen kadınlarımız bildiğün partizanlar. Hemde partizanlığın sosyolojik tanımına uygun şekilde. Lider yakışıklı olmadığı halde karizmatik bulunuyor, ne denirse yapabilcek potansiyel, cesaret kendinde hissediliyor, verilen yardım, yardım olmasada o lider yardımı yaptığı içi neredeyse fazla bile bulunacak. Sizce bundan tehlikeli bir durum var mı. Akrabam bir şeyler anlatmaya çalışıyor, derken yıldırımlar şimşekler kadınların beyninde çakıyor bir durup düşünmeye başlıyorlar daha önce yapmadıkları ya da yapamdıkları bir eylem çünkü hepsi partizan yapılmış orada tek düşünen kişi var ağa diğer herkes partizan daha doğrusu ağanın söylediği partinin partizanı. Özetle Anadolu'da durum bu.

Ben bu yazıda eveti veya hayırı savunmak için bir şey yazmak istemedim ama sandığa yanlış gittiğimizi belirtmek isterim.. Referandumlar madem genel seçim gibi olucak o zaman referandumlara ihtiyaç kalmaz iktidar istediğini yapsın zaten bu millet onu iktidara getirmiş. Son bir örnek verip yazıyı noktalayacağım geçen senelerde Venezuella devlet başkanı Hugo Chavez halktan daha fazla yetki almak için ve görev süresi, tekrar aday olabilmesi gibi diğişikliklerde vardı yetki istedi ve Venezuella referanduma gitti halkın büyük bir bölümünün desteği arkasında olan Chavez'e koca bir hayır çıktı sandıktan. İşte partizanla, düşünen insan arasındaki fark. Tekrar düşünelim daha doğrusu tekrar olmuyor ilk kez düşüneceğiz lütfen düşünelim ve ona göre oy kullanalım buradan ilan ediyorum 12 Eylül 2010'da genel seçim yoook referanduuuum var. Sağlıcakla kalın...

 
Toplam blog
: 4
: 447
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Tartışmak, fikir alışverişi yapmak hayatımda birinci öncelik verdiğim aktivitedir. Demokrasinin ve ö..