- Kategori
- Gündelik Yaşam
Paylaştıkça hüznü dağılan
Konsantre olmaya çalışmak nafile hiç bir şeye, uyuyayım o zaman. Yok olmuyor, o da benziyor boşa kürek çekmeye...
Öyle boş boş, baka baka bata çıka yaşanıyor bazen işte.
Nedeni tam olarak hangi sıkıntı bilinmez. Ama sırası değildi bu sıkıntının, geldi bu ara oturdu içime işte bi kez, gitmek bilmez...
Bir şehirden kopma, oradaki hayatını orada öylece bırakmanın sıkıntısı mı?
Yepyeni bir yaşantının üstelik beni ülkemin bu kez de en doğusunda beklediğini bilmenin tarifsiz heyecanıyla karışık o hiç bilinmeyenin gizemli kaygısı mı?
Yoksa her detayıyla inadına hep en güzel haliyle hatırlanan ama ne yazık ki geride bırakılmaya çalışılan, gelip "çok kontrolümde olduğunu sandığım hayatım"ın orta yerine kötü bir şaka gibi çöreklenen, biten bir ilişkinin zaten hiç onaramadığı yalnızlığımı iyice yalnızlaştırması mı?
Ya da bugünkü son dersimizin ardından annesinin arkasından her zamanki gibi mesafeli ve zor duyulur sesiyle gözlerini iyice kocamanlaştırarak "yaaaa gitmeeee" diyen o minik arkadaşla vedalaşmak mı?
Hangisi en çok uykularımı çalan bu gece, hangisi yüreğimi bu kadar buran
Öyle bir dönemki içinden geçtiğim her kapısının ardında ayrı bir hüzün duran
Sabah uyandığımda bi parça "anlamsız neşe" umduğum yine de , aynada bana sırıtan
"Koskoca" küçük bir kızım işte neticede paylaştıkça hüznü dağılan
"Kendime yeni bir ben lazım" acilen anlayacağınız, yazın çoşkusunu hatırlatacak yepyeni bir yaşam.