Pazar yeri düşünceleri..

Emekliyiz ya..Evin pazar işleri de bize düşüyor..

Pazar işleri dediğim, pazar günleri yapılan işler değil sadece..Pazara gidip, sebze meyve alışverişi yapmak..

Aslında pazar yerleri bir çeşit dinlenme yeri olmuştur benim için..

Kalabalığa karışmanın kaybolmuşluğu mudur, kendini dağıtmanın meşru yolu mudur..?

Satıcıların bağrışmaları, kadınların dometes, biber, patlıcan seçme yarışmaları...

Genellikle alışveriş listesini tamam ettiğimde, pazarın bir köşesinde bulunan baraka balık-cafe ye uğrarım.

Hem pazarda dolaşmanın yorgunluğunu atmak, bazan bir çeyrek ekme balık yemek ve daima bir bardak çay içmek için...

Böyle tekellüfatsız yerler(siz buna izbe diyebilirsiniz) daima daha cazip gelir bana.. Kendimi daha rahat hissederim buralarda..

Belki de kuralları olmadığı içindir böyle yerlerin..Yemenin içmenin kendinden çok, uyulması gerekli kurallarının öne çıktığı o sahte yerleri, lüks (ne çirkin bir kelime) restaurant(daha da çirkin) ları hiç sevemedim...Belki de böyle yerlerin kurallarını beceremeyişimdendir..

Pazar yerleri, geneoid(yani yuvarlak) yapısını kaybetmiş, dümdüz olmuş "dünya"dır sanki..

İnsanlar, balıklar, meyveler, sebzeler, tavuklar...hepsi bir arada..

Taze meyvelerin, mevsim otlarının kokusu içerisinde herkesin "rızkını" aradağı barış ortamlarıdır pazarlar..

Pazar günleri pazar işlerini ben yapıyorum ama bundan şikayetçi olduğumu söyleyemeyeceğim.

Siz de Pazar'ınızın bir kaç saatini pazara ayırın..Dinlendirici oluyor..Bedenen değilse de ruhen...Tıpkı spor yapmak gibi..

İyi pazarlar...