Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '15

 
Kategori
Kitap
 

Pazarlama gücüyle okutulan piyasa kitapları

Pazarlama gücüyle okutulan piyasa kitapları
 

Aman gözünü seveyim. Piyasa kitaplarından uzak dur.


Benim gözümde kitaplar ikiye ayrılır: 1) Gerçek kitaplar 2) Pazarlama gücüyle okutulan piyasa kitapları.

Bilinçli olarak kitap okumaya başladığım 1993'ten beri, şu ayırıma çok dikkat ederim. Okuduğum, gerçek bir kitap mı yoksa piyasa işi mi? Gerçek kitapsa, ne ala... Piyasa kitabıysa, onun için harcadığım zamana yazarım. 

Peki gerçek bir kitapla piyasa kitabı birbirinden nasıl ayrılır? En azından ben nasıl ayırıyorum?

Tipik bir piyasa kitabı, herkesi ilgilendirebilecek genel konularla ilişkindir. Örneğin, "Sağlıklı yaşamanın kuralları, dost kazanma sanatı, kısa yoldan zengin olmak için yapman gerekenler" gibi klişe konuları aktarır okura. Ve herkesin anlayabilmesi için, ortalama 13 yaşında bir çocuğun analayabileceği bir dille yazılır. Okuru zorlamaz. Konu üzerine düşündürmez insanı.

Gerçek bir kitaptaysa, önce kendinden bir şeyler bulursun. Okudukça, yaşama dair yeni şeyler keşfedersin. Şaşırtıcılık, gerçek bir kitabın en temel özelliklerindendir. Ve öyle bir kitaba para verdiğin, zaman harcadığın için asla pişman olmazsın.

Gerçek kitapların yazarlarıyla, bazen belli belirsiz, bazense tam anlamıyla sahici bir duygu ve düşünce ilişkisi kurulur. Kitap senden gittiğinde, aklında, ruhunda mutlaka unutulmaz izler bırakır. Yerli yabancı klasikleşmiş tüm romanlar böyledir mesela. Okura verdikleri mesaj, kişiden kişiye değişse de, etkilerinin uzun süreli ve kalıcı olduğu kesindir. Bu tür yapıtların dili de, konusu da evrenseldir çünkü. Gizli bir el, onlara değen herkese ayrı bir dünya kurar. Okuyan sayısı kadar farklı sayıda kişiliği vardır onların... Her seferinde bambaşka kılıklara giren...

Bir de, 2000 yılından, özellikle de son 10 yıldan itibaren, tamamen pazarlama gücüyle okutulan kitaplar girdi okurun dünyasına. Haksızlık yapmamak için örnek vermeyeceğim bu türe. Ama şimdi anlatacağım özellikleri, kolayca tanımana yardımcı olacak onları...

Bi kere, çok şık, çok janjanlı kapak tasarımlarına sahiptirler. En az 100.000 adet basılırlar. Arkalarında çok güçlü bir medya desteği bulunur. Özellikle de yazılı basının desteği... Genellikle kişisel gelişim alanında yazılırlar. Ve öyle bir hava pompalanır ki ortaya, sanırsın ki, bu kitabı okuyunca hayatın değişecek! Sanırsın ki, bir tek kitap, seni baştan yaratacak.

Aman Allah'ım! O ne uzman görüşleridir öyle! O ne ballandıra ballandıra anlatıştır; sormayın gitsin! Sanki dünya, bu kitabın yazılacağı günü beklemiş! O derece şişirilir egosu, kitap diye ortaya konanın...

Bütün dikkatime, gösterdiğim tüm özene rağmen, ben de bu türden bir kitabın tuzağına düştüm. Tamamen pazarlama gücünün parlattığı sıradan bir kitaba, koca bir günümü harcadım. "Acaba sihiri nerede? Ha şimdi, ha şimdi çıkacak karşıma derken; 160 - 170 sayfalık kitabı boş yere hatmettim. Sıfıra sıfır, elde var sıfır!

Kadınlar hakkında yazılan ve 100.00 adet basılan bu kitapta, üzerine şöyle iki satırlık bir yazı yazabileceğim bir tek yeni konuya, bir tane olsun farklı yaklaşıma rastlayamadım maalesef! Yapılan: Bugüne kadar binlerce kez tekrarlanmış klişelerin, ısıtılma gereği bile duyulmadan önümüze servis edilişiydi. Ve o kitap, bu yazının ilham kaynağı oldu!

Ne ilham ama! İnanın beni deliye döndürdü.

Diyeceğim o ki, okumayı biraz olsun ciddiye alanlardansanız, zaman sizin için gerçekten değerliyse, elinize aldığınız kitabın size bir şeyler katmasını bekliyorsanız; aman diyim, pazarlama gücüyle okutulmaya çalışılan kitaplardan uzak durun.

Gerçi, para sizin, zaman sizin... İstediğinizi okumakta serbestsiniz tabii. Benimkisi sadece bir dost tavsiyesi... Uyup uymamak size kalmış.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..