Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Pembe umutlara ne oldu

Pembe umutlara ne oldu
 

İnanışlar bünyeyi esir alır, davranışa dönüşür.Yılbaşı da gönüllerde ,umut ,sevinç oldu kaynaşma getirdi...diye inanıldı... 

Kır , beyazla az siyahın karışımı görüntüsündedir.Ancak rengârenk kır çiçekleri doğal,rana ,burcu burcu kokan güzellikler katar doğaya . Umut edilir ki yeni yıla, bu çiçeklerin kokusunda giriyor herkes, ya da öyle temenni edilir...böyle düşünülürken sonra bir de bakılır ki her şey yazıyla kışıyla yaşanılan doğanın yansımasıdır...

***
Eskiden Türkler atlara "yıl" dan yılkı ya da yılsığ derlermiş, bu servet anlamına geliyormuş. Almanların "ar" sözcüğüyle kastettiği anlam yıl ve bereketmiş, Fransızların "heureux"la ifade ettikleri yıl da mutluluktan türemiş...uzatmayalım Babiller,Romalılar Mart sonlarını yılbaşı olarak benimserlerken Romalılar noktayı koymuşlar 1 Ocak...Hristiyanlar da o günü İsa'nın sünnet günü olduğu gerekçesiyle önemsemişler ,böyle yazıyor bir kaynak...

Biz, 1829'da İngilizlerin Haliç'te buharlı vapurda verdikleri baloya başkomutanımızla adalet bakanımızın katılımıyla, yılbaşı töreniyle resmen tanıştık... Gayrimüslimlerin Pera'da yaptığı eğlencelere Müslümanlar ilgisiz kalmış olmakla beraber 1926 takvim değişikliğiyle uygulanmaya başlanan Teyyare Piyangosu ve yöneticilerin düzenleyip dans ettikleri yılbaşı balosu... zamanla da bu eğlenceyi halkın benimsemesine yol açıp, bugüne gelindi...

Yani, yeni yıl umuttur berekettir,huzurdur, Efendim,inanış budur. 

***
Erzurumun'ın cilt bronzlaştıran ayazında nöbetteydi...ayağına hücum eden soğuğu mecburen yok sayarak karanlıkta titreyen kibrit aleviyle güç bela asker sigarasını yakıp bakındı...çatlamış elleriyle iç cebinden çıkarttığı cüzdanındaki sevdiğinin suretini öptü...İyi yıllar bir tanem , dedi, mutluluklar bizimle olsun...

***
Yılbaşı anıları ,güzel olduğu kadar hüznü de barındıran anlardandır yatılı okullarda.Sınıflarda bir hafta öncesinde telaş başlar,adlar kâğıtlara yazılır, torbaya konulur ve herkes birini alıp kim kime ne armağan verecektir , saptanırdı. 

Genelde ailelerimiz dar gelirliydi, cebimdeki haftalık da , şimdiki bilmem hangi cafe zincirinde yediğimiz bir öğün yemeğin parası kadardı .Bana, bir kız arkadaşıma hediye verme kurası düşmüştü.Buna ayıracak param yoktu,hediye verme kültürüm de yoktu.Hayatta aldığım hediye sünnetimde getirilen bir kaç oyuncak, verdiğim ise babama pazardan aldığım kahverengi mika taraktı . 

Ne yapacaktım şimdi , ders çalışamıyordum , hafakanlar basıyordu.

İnanıyordum ki kızlar bu işi daha güzel yapıyorlar.Onların ruhu incedir,narindirler bulup buluşturur , yakıştırırlar.Vakit yaklaşırken etütte bir hareketlenme görüldü.Defter kaplama kağıtlarıyla kitap, anı defteri, belki bir boncuk takımı,ne'bilim herkes bir şeyler sarıp sarmalıyor...Bir koşu dolaphaneye gittim,dolabımı karıştırmaya başladım , ne bulacaktım ki, eski bir kitap, ambalaj kağıdı ,ve işlem tamamdı tamam olmasına da ,ömrümce unutamıyorum baharlar kadar bahar arkadaşıma, kışa benzer paketi verirken duyduğum mahcubiyeti, sıkıntıyı.Kendimi suçlu gibi hisediyordum ... 

***
Herkes , pembe dünya umutlarıyla büyür...gün gelir pembe elbiseleri içine girerken yüreğinde yanmaktan helak olmuş ateşin karası olabilir .

*** 
Ne vakittir oradaydı,çoktan unutmuştu.Dudağının altını üstünü sömürdü,ipekten pembe geceliğini omuzundan hafifçe düzeltti,aynaya bir kez daha baktı...geçmişi aynadaydı sanki... 

Elleriyle besledikleri kırmızı ibikli horozu keserlerdi, soba sacında kestane pişirişlerini, tombalada çinko ! haykırışlarını , kilime dökülen çerezlerin basılmaktan un ufak oluşunu,bilmeceler,bulmacalar hikâyeler, şarkılar,neşeli kahkahalar , el öpmelerini...sonra evlenişi... kızının doğumu ...sonra, sonra,sonrası yıldırım hızıyla gelip geçti zihninden..."

Tahta merdivenin küpeştesine tutunarak aşağı inerken takındığı sahte tebessümle ,meslektaşlarının şuh kahkahalarına katıldı, kim bilir kimin nefesiyle terkedecekti yeni bir eski yılı... 

*** 
Toplumca özel sayılan gecelerde dolaşırken, yanıp sönen ev ışıkları hüzünlendirir insanı.Her adım atışınızda ya da her gara yaklaştığınızda sizin benzer bir hikayeniz yazılmaktadır...sıcak mıdır , soğuk mu sohbetleri ,ölen mi vardır, dünyaya merhaba diyen birinin çığlığı mıdır Tanrım bu acaba ! dersiniz .

Yalnızsanız oralarda ,
Boğar bir şeyler sizi, 
Ceplerinizden bir şeyler çıkartır gibisinden 
Bir şeyleri ararsınız.
Yoktur... 

***
Zaman, neyi getirip götürür : önceden kimse bilemez !
*** 
Meraklanırım ben , on binleri muma döndüren emekli generalin emeklilikteki halini... siyaset agoralarında milyonların sevgi selinden başı dönen politikacıların sonraki haletiruhiyesini... işleri tıkırından çıkan iş erbabının akıbetini, hep merak ederim .

.Hayat zordur bilirim ancak, itibarı sadece makamla sınırlanmışsa kişilerin, onlar için daha da zor olmalı...

***
Hiç kimse evsiz doğmadı.Herkesin İyi kötü bir barınağı,çevresinde gülenleri ,babaları,anaları, üç beş yakınları oldu.Peki ne oldu da sonrasında sokaklarda garibanlar, hapishanelerde kader kurbanları , sığınma evlerinde kadınlar , huzur evlerinde nice evlatlar yetiştiren kaderine bırakılmış dedeler , nineler ya da bunların akranları, tımarhanelerde onbinlerce olup bitenden bihaber insanlar , ne oldu da yeni yıla , boynu eğik girdiler... 

*** 
Ayazdı,gocuğunun yakasını ensesine iyice yapıştırdı.Az önce kaderdaşlarıyla yaktıkları sebze sandıklarının ateşinde ısıttığı ellerini,şimdi iyice cebine yerleştirilmişti .Sığınağına çekilerek çuvallar arasına uzandı.Bir sigara daha yaktı, bir daha ...sonra sirke bozması şarabının şişesini avuçladı, sokak lambası ışığıyla beliren örümcek tutmuş tavana kilitlendi...mantarı artık kendini taşımaktan aciz ,sararmış dişleriyle çıkarttı, İdareli içmeliydi, bugüne değin tadına varamadığı yıllarını her yudumda sindirmeliydi.

Caddeler kahkahalar taşarken , havai fişeklerin ışıltısı isli tavanı aydınlatırken vakit tamamdı anlaşılan...yıl yenilenmişti işte... 

Kahretsin ! dedi,kaptı şişeyi ,hayata direnememenin,pembe umutları bayatlatmanın derbederliği içindeki milyonlarcasından biri olmanın hüznüyle son damlaları kafasına dikti...

***
Sağlığınıza dostlarım...

1 Ocak 2014 

msgazioğlu

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 40
: 956
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Yüreğinize ulaşabilmek ,duygularımı ,deneme , anı , şiir  ve fotoğraflarımı paylaşmak istiyorum ...