Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Pencereden görünen yaşam

Pencereden görünen yaşam
 

Bir anda hayatın içinden atıldığımı hissettim ve pencerenin arkasında buldum kendimi yaşama bakarken. Herşey ağırlaşmış, dünya yavaşlamıştı sanki inmem için aşağıya. Oysa çok kısa bir zaman önce aynı pencerenin önünde, koşuşturan insanlara bakmış ve şehrin rahatsız edici gürültüsü nedeniyle penceremi kapatmıştım yaşamın suratına. Bugün elim pencereye gitmiyor, ve o gürültüyü duymuyordum sanki. Belki bir kabus görüyordum ve az sonra uyanacaktım. Hayatım boyunca pek hasta olmadığımı, asprin bile yutmadığımı ballandıra ballandıra anlattığım günler geldi aklıma. Peki öyleyse beni buralara iten sebep neydi. Pencere aynı pencereydi. Dışarıda herşey aynı görünüyordu.

Acaba sevdiklerimin ve yakın dostlarımın tavrımıydı kendimi bu pencerenin bu tarafında görmeme sebep. Çok fazla abartmamışlarmıydı herşeyi. Etrafımda dönüp dolaşıp, farkında olmadan, sık sık yakında çok iyi olacağımı söylemelerinin kuşkusu ve içinde bulunduğum durumun vahimliği konusunda içime biraz korku salmadılarda değil. Beni bugün gören herkesin, kendilerini bana gülmek zorunda hissettikleri izlenimi kafamı iyice bulandırıyordu. Neredeyse, doktorumun yakınlarıma bir kaç aylık ömrümün kaldığını söylediğini düşünmeye başlamıştım. Bu yüzden oğluma bir kez daha hayran kalmıştım bugün. O babasının oğluydu. Kısa bir ilaç tedavisinden sonra ameliyat olmam gerektiğini ve hastalığımı cesurca anlattı bana. Diğerleri benim hastalığı bildiğimi bilmiyorlar hala.

Futbol oynadığım dönemlerde kalecilik yapmıştım bir ara. İtiraf etmeliyim, sanki yaşam ölümün ayağında top olmuş ve ben koskoca kalede onunla karşı karşıyaydım. Hangi köşeye atlayacağımı hesaplarken, yakınlarım daha şimdiden yiyeceğim gole ağlıyorlardı. Kendimemi üzülsem yoksa onların bana üzülmelerinemi üzülsem şaşırdım. Anlayamadığım bu en güzel yaşımda saha kenarına alınmak istenmemdi. Bu kadar sene çalış didin, tam sevdiklerinle hayatın tadını çıkaracakken hadi güle güle. Yok yok pes etmek yok. İçimdeki sinsi düşmanı yenmenin yollarını aramalıydım. En azından pes etmediğimi onlara göstermeliydim. Hayatımın en zor maçında ölümün ayağındaki yaşam topunu yakalamalıydım. Son hamlemin ve kurtarışımın beni hayata döndüreceğini düşünerek moralimi yüksek tutmalıydım.

Pencereyi biraz daha açtım. Yavaş yavaş şehrin gürültüsünü duyabiliyordum artık. İnsanlar yine koşuşturmacalarına başlamışlardı. Tekrar yaşamın içine dönmüştüm. En azından hayatımın en önemli kurtarışını yapmadan evvel zaman kazanmam gerektiğini düşündüm. Elimden geldiğince oyalamalıydım ve maçı uzatmaya çalışmalıydım. Yan yattı, çamura battı taktiği uygulamalıydım. Elimden geldiğince ölümün topa vuruşunu engelleyerek zaman kazanmalıydım. /Ağustos 2004/

EVET BABAM, BİRAZ BİZİM HIRSLANDIRMAMIZLA, BİRAZ KENDİ ÇABASIYLA AMELİYATA KADAR OYALADI ÖLÜMCÜL MİKROBU. AMELİYAT BAŞARILI GEÇEREK TÜMÖRLÜ BAĞIRSAK ALINDI. YANİ İLK KURTARIŞI VE YAŞAMI TUTUŞU BAŞARILIYDI. 2 yıldır biraz eksik bir konforla da olsa colostomi torbasıyla sağlıklı bir şekilde yaşıyor. BU HAFTA KANSER HAFTASI. Bu tip hastaların, zaten kemoterapi nedeniyle zayıf düşen vücutları, gıdasız bırakılmamalı ve birde, çevresindeki insanların, yakınlarının ona aşırı hasta olduğunu hissettirerek hastanın moralini bozmamaları gerekmektedir. Hasta iyileşmeyi kendi isteyecek şekilde motive edilmeli, gerekirse onun bu mücadeleyi kendisinin vermesi gerektiği kararlı bir şekilde kendisine anlatılmalıdır. İnsan yaşamının en hareketli bölümlerinde bile hiç ummadığı bir hastalıkla tüm programlarını terketmek zorunda bırakılabiliyor. Bunun içindirki hep ilk önce sağlık diyoruz. Herkese sağlıklı bir yaşam ve farkındalık kavramı ile geçirecekleri güzel günler diliyorum.

Metin Özkaya

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..