Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '12

 
Kategori
Deneme
 

Perşembe

Perşembe
 

Sanki Perşembe’de balkonda geçecekmiş gibi geliyordu. Değilmiş… Sabahtan kurguladığınız şeyler bazen öğleden sonra bile değişebiliyor.

Yani, kesin planlar, programlar yapmanın da alemi yok… böyle malayani bir dünyada ancak altı ince çizgilerle belirlenmiş, gri bir kalemle yazılmış planlara ihtiyaç var. Her şey her zaman değişebilir (ama bazı şeyler de değişmez…tuhaf bir durum.)
Balkonda oturmuş, bulunduğum yerin haline uygun şiirler düşünüyordum… En güzel “Balkon” şiiri hangisidir? Tabii ki Charles BAUDELAIRE’in Çevirisini: Cahit Sıtkı TARANCI’nın yaptığı ünlü şiiri, Balkon…


BALKON
“Hâtıralar annesi, sevgililer sultanı
Ey beni şâdeden yâr, ey tapındığım kadın.
Ocak başında seviştiğimiz o zamanı,
O cânım akşamları elbette hatırlarsın.
Hâtıralar annesi, sevgililer sultanı.

O akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!
Ya pembe buğulu akşamlar, balkonda geçen
Başım göğsünde, ne severdin beni o zaman!
Ne söylediysek çoğu ölmeyecek şeylerden!
O akşamlar, kömür aleviyle aydınlanan!

Ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!
Kâinat ne derindir, kalp ne kudretle çarpar!
Üstüne eğilirken ey aşkımın pınarı,
Sanırdım ciğerimde kanının kokusu var.
Ne güzeldir güneşler sıcak yaz akşamları!

Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.
Seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini
Mestolur, mahvolurdum nefesini içtikçe
Bulmuştu ayakların ellerimde yerini.
Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece.

Bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;
Yeniden yaşadığım, dizlerinin dibinde
O "mestinâz" güzelliğini boştur aramak,
Sevgili vücudundan kalbinden başka yerde,
Bana vergi o tatlı demleri hatırlamak;

O yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler,
Dipsiz bir uçurumdan tekrar doğacak mıdır?
Nasıl yükselirse göğe taptaze güneşler.
Güneşler ki en derin denizlerde yıkanır.
O yeminler, kokular, sonu gelmez öpüşler!”

Charles BAUDELAIRE (Çeviri : Cahit Sıtkı TARANCI)
Güya bir iki satırını alacaktım bu güzel şiirin ama dayanamadım, bütününü kopya çekip indirdim. Umarım Baudelaire Amca bana kızıp, gazap üzümlerini yedirmez… Öyle güzel bir şiirdir ki bu, belki de gençliğimin büyük bir bölümü bu şiiri olur olmaz yerlerde mırıldanarak geçmiştir.

Ve üstelik eski şairlerimizin büyüklüğünü, güzelliğini görebiliyor musunuz? O büyük diye bildiğimiz, gerçek şairler, hem kendi dillerini mükemmel bir şekilde biliyorlardı, hem de bir iki yabancı dili , işte böyle mükemmel derecede çeviri yapacak güçte öğrenmişlerdi. Bu Çevirisi için Sevgili Cahit Sıtkı Tarancı’ya nasıl minnettar olmayız. Aynı zamanda Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat… Bu dört dörtlük şairlerin hepsi de mükemmele yakın bir şekilde bir yabancı dil biliyorlardı ve yaptıkları çevirileriyle, Türk edebi hayatını çok zenginleştirmişlerdir.

Neyse, Perşembe “Balkon”da sonlanmayacakmış… Arkadaşımın telefonu üzerine, üç aile öğleden sonra arabalarla yola çıkarak; Erdek’in 10 km uzağındaki “Ocaklar” Bucağındaki, deniz kıyısındaki Gazinoda buluştuk. Evin hanımları, zeytin yağlı dolmalar, börekler, çöreklerle soframızı zenginleştirdiler… Yedik içtik, bir güzel eğlendik…

Ayağım mı? Bu kadar haptan sonra, o mu beni sürüklüyor, ben mi onu sürüklüyorum bilemiyorum. Fakat birbirimize bazen çok kızsak bile, henüz, kızıp, kesip atacak kadar kötü bir şekilde bozulmadı aramız. İdare ediyoruz. Bazen öyle, bazen böyle… Yarın ne olur bilemiyorum?

Perşembe de geçti, ama Balkon’da değil…

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..