Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '12

 
Kategori
Sinema
 

Polanski ve "Çin mahallesi"

Roman Polanski, hayatı film gibi olan bir yönetmendir. 1933 doğumlu, şu anda Fransız vatandaşı olan Polonya asıllı, senarist, oyuncu, yönetmen ve yapımcıdır.  Naziler tarafından kaçırılır, kampta tutulur, babası tarafından kurtarılır fakat annesi nazi kampında ölür. Kaçıştan sonra babası yeniden evlenir, artık Roman evden ayrılmak istemektedir. Babasının onu teknik bir okula yazdırmasına aldırmaz ve sinema okuluna yazılır, ilk aktörlük denemelerini de burada yapar. Polanski’nin hayatında çalkantılar devam eder. 1967 yılında yapmış olduğu Korkusuz Wampir Avcıları filminin bir kısmı acımasız Manson Çetesi’ni harekete geçirir ve karısı  (Sharon Tate) 8 aylık hamile iken öldürülür.  Bu olaydan sonra Polanski  Avrupa’ya geri döner ve Chinatawn/ Çin Mahallesi filmini çekene kadar da Amerika’ya dönmez.   Çin Mahallesi Polanski’ye  1975 yılında hem Altın Küre’de hem de Akademi Ödülleri’nde en “en iyi yönetmen” ödülünü  getirmiştir. Hayatı çalkantılarla dolu yönetmen eşinin ölümünden sonra 13 yaşında bir kıza cinsel istismardan da suçlu bulunduğundan yargılanacağı gerekçesi ile ABD’ye dönememektedir.

Çin Mahallesi, 1974 yılı Amerikan yapımı bir filmdir. Başrollerinde Jack Nicholson ve Faye Dunawey’in yer aldığı filmin küçük bir sahnesinde de Roman Polanski yer almıştır. Film, yetenekli bir özel dedektifin rant mafyasının oyunlarını ortaya çıkartırken karşılaştığı olayları anlatır.

Oyun içinde oyun denilebilecek türden uzun bir filmdir.  Belediyede başmühendis olan Hollis Mulwray’ın eşi olduğunu söyleyen bir kadın, polis kökenli özel dedektif olan Jake Gittes’i eşinin yasak ilişkisi olduğundan şüphelendiği gerekçesi ile tutar. Gittes, Mulwray’ın fotoğrafını çeker fakat gazetelere verme işini yapmaz. Mulwray’ın gerçek eşi ise bütün bu olanların hesabını sormak için Gittes’in ofisine gelir. Gittes, bir parça mahcup olur ve başmühendis ile konuşmak için onu aramaya başlar. Fakat, başmühendis Mulwray öldürülmüştür. Bundan sonra Evelyn Mulwray ve Gittes, biraz daha sık görüşürler. Gittes, bunun bir intihar olmadığını cinayet olduğunu düşündüğünü Evelyn’e söyler ve birlikte katili araştırmaya başlarlar. Olaylar derinleştikçe Gittes oldukça zor durumlara düşer, polise bilgi vermemekten dahi tutuklanmak üzeredir. Evelyn’nin havuzunda bulunan gözlük, kaçmak için hazırlıklar, saklanan bir genç kadın hepsi Evelyn’i suçlu göstermek için yeterlidir. Çok kısa bir sürede bu genç kadının kim olduğunun ortaya çıkması ile düğümler çözülmeye başlar.  Gittes, yıllar önce Çin Mahallesi’nde birini korumak görevini üstlenmiş fakat başaramamıştır. Polislikten ayrılmasına neden olan bu olaydan sonra Evelyn, babası ve genç kadının da aralarında bulunduğu bu kıskaçta sonuç yaşanan eski olaya göre çok da farklı olmamıştır. Gittis, yine Çin Mahallesi’nde tüm çabalarına rağmen birini koruyamamış, başarısız olmuştur.  Mulwray’in ölümü, Evelyn’in kaçması, sudan uzak olduğu için değeri düşük olan tarım arazilerini satın alıp suya kavuşturduktan sonra satma yani popüler deyim ile arazi mafyasının rant sağlamak adına yaptığı işleri anlatırken yıllar önce yaşanan ensest bir olaydan çıkan dram da son noktayı koymuştur.

Beklenen son bu derken konunun içinden konu çıkmaktadır. En sona yaklaşana kadar da hiçbir şeyden tam emin olunamamaktadır. Bu konuda biraz bıkkınlık yaratsa da, özellikle Faye Dunawey’in muhteşem bir oyun sergilemesi sebebi ile film yine de kendini izlettirmeyi başarmaktadır. 

 
Toplam blog
: 16
: 1110
Kayıt tarihi
: 30.09.10
 
 

Yalan Dünya ..