Politika nedir. II

Politika üzerinde insanlar epeyce düşünüyorlar ve karar veremiyorlar. Hele bu işin namuslu, güzel, hakça bir iş  olup, olmadığına karar veremiyorlar.

Ondan sonra “Politikacı”lara bakıyorlar . Çoğu haklarında bir sürü karanlık dosyalar olan bir takım adamlar yasaların verdiği yetkiyle korunuyorlar ve partilerinin gölgesinde “Dokunulmazlık”larının  korunmasında insanlar arasında gezip duruyorlar. Çoğu payitaht da, Meclis’deki işlerinden çok kendi işleri için koşturup duruyor. Ne gibi işler yapıyorlar. Kimse onların ikinci işleri nelerdir çoğu kez bilmiyor.

Ama belli ki, çok sayıda, bir türlü kalkmayan “Dokunulmazlık Dosyaları” peşlerinden  salınıp geliyor. Onlara kimseler dokunamıyorlar. Politikacılar, onlar, dokunulmazlıkları olan insanlar… Aslında , Politikacılar bir takım karanlık insanların peşine düşecek, onlardan korkmayacak,  hakkın ve hukukun peşinden ayrılmayacak insanlar olarak  kabul edilirlerdi . Acaba öyle mi?

Politikacılar , aslında korkulan insanlar…

Politikacıları insanlar seçiyor ama , seçtikleri insanları bir daha kolay kolay göremiyorlar ve tanımıyorlar. Çünkü o politikacılar, insanların kendilerine bir referansla birlikte gönderilen kimseler, haklarında da pek fazla bir şey bilmeleri istenmiyor. Sadece  belli sürelerde seçim mahallerine gelip, insanlardan oylarını onlar için kullanmaları isteniyor. Ve onlar da kendilerine tavsiye edilen kişilerin adlarının altına mühürlerini hiç düşünmeden basıyorlar… Çoğu kez bir kilo makarna, bir kilo pirinç ve bir kilo mercimek  uğruna... İşte o kadar . Ondan sonra vatandaşın görevi bitiyor ve seçilmişler  artık yurtlarını güya  yönetiyorlar.

Eski İtalya Başbakanı Berlusconi  ülkesini kaç yıl yönetti. Uzun yıllar… Ve uzun yıllar onun hikayelerini işittik. Sonra birdenbire düştü ve “Dokunulmazlık” zırhı kalktı . Ve sonra ne oldu. Gazetelerde bir haber :  “İtalya'nın eski başbakanı Silvio Berlusconi, vergi kaçakçılığından dört yıl hapis cezasına çarptırıldı.” Al işte sana bir Politikacı; yıllarca ulusunu temsil etmiş bir adam. Önce milletvekili seçilmiş, yıllarca Milletvekilliği yapmış, sonra Bakan’lık ve sonra Başbakanlık yapmış bir insan ve nice yılların Politikacısı…

Onun için bir çok Başbakan ne diyor: “Bir devlet adamının iki  tane esvapı olmalıdır , biri  günlük, diğer idamlık…” Eee… kolay mı insanlarla uğraşmak. Sen insanlarla uğraşırsan, insanlar da seninle uğraşırlar ve bir pundunu buldular mı, yere çalarlar. Politikacı olmak kolay mı?

Oysa , onurlu bir politikacının yapacağı ne kadar güzel şeyler vardır. Sorumlu mevkide bulunan; yurdunu, ulusunu seven bir politikacı isterse yurdunu, memleketini cennete çevirebilir. İşte batılı ülkeleri görüyoruz. Yıllarca ülkelerini savaştan uzak tutmuşlar; ülkelerine giren paranın çoğunluğunu yine ülkelerinin refahı, güzelliği için harcamışlar. Onun için o ülkelerin kentlerinde kilometrelerce parklar var; parklarının içinde kuğular yüzen havuzlar var… Kentlerinin her yanı çok güzel heykellerle süslü… Ülkeleri güzel; gidenler hayran oluyor; bir kez giden, bir daha bir daha gitmek görmek istiyorlar…

Oysa , kalkınmakta olan,  zavallı ülkelerin politikacıları da durmadan birbirleriyle uğraşmakta; yurtları anarşi içinde çalkanırken; dışarıda ya savaş tehlikesi yaşamakta, yada her gün Soğuk Savaş’ın etkisiyle insanlar her an gerilimli, üzgün ve yaşamdan bir şey anlamadan yaşamaktalar… O ülkelerin arka sokakları  gecekondularla dolu; Okullarında 50-60 öğrenci 3 kişilik sıralarda ders görmeye çalışmakta… Çocuklar , bir iki saatlik yollardan taşınarak okullara götürülmekte… Çoğu köylerde bir öğretmen 5 sınıfı birden okutmaya çalışıyor… Bu durumda insanlar nasıl mutlu olsunlar. Gelirleri az; giderleri çok… her gün her şeye anormal zamlar gelmekte…

Ve bütün bunları politikacılar seyretmekte, hiçbir şeyi eleştirememekte; ağızlarını açıp konuşamamaktalar… Niye? Onların görevleri , haksızlıkları görüp, ortaya çıkarıp, kötü olguları düzeltmek değil mi? İnsanlara sadece kuru umutlar vermek yeter mi? Milyonlarca insan Devlet Baba’dan ne kadar çok şeyler bekliyor.

Politika üzerine edilmiş birkaç söze bakalım:
“Hata yapmak insanlara vergidir. Bunu başkalarının üzerine atmak politikadır.” Bill Vaugheur
“Politika, gerçekleri yadsıyıp yalan söylemek değil, gerçeklerin istenilen yanının gösterilmesidir.”  W. Churchill
 “Gözlerimi kaparım; partimin dediğini yaparım.” William S. Gilbert
 “Kötü politikacıları kazandıranlar, oy vermeyen iyi yurttaşlardır. “ George Jean Nathav

 “Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen  sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur. Mustafa Kemal  Atatürk

İşte  görüyorsunuz, büyük adamlar politikayı nasıl görmüşler. Aslında , “Politika bir yurdun sorunlarını görüp, onlara çareler üretme bilimidir” demiştik. Ama eğer politikacılar, çare üretmekten çok kendileri birer sorun oluyorlarsa, onları ilk seçimde değiştirmekten başka çare yoktur.Yeni gelenler  acaba ne yaparlar? Onu yeni gelenler düşünsün!