Postal sesleri

Postal seslerini duyuyor musunuz???

Dün saat 15:00'da başlayan ve "Tezkere" gündemi ile başlayan görüşmeler gece geç saatlere kadar sürdü. Her konuşmayı büyük bir dikkatle ve heyecan ile dinlemek üzere televiyonun karşısına geçtim. Ama anladım ki TBMM'de gündemin "Tezkere" ya da bir başka konu olmasının pek bir önemi yok. Muhalefet kendilerine daha fazla söz hakkı edinmenin yollarını yeni yeni önergeler vermek suretiyle ararken, hükümet yetkilileri de aynı umursamazlık ile verilen bütün önergeleri reddederek, bu konuda müzakere kapılarını kendileri için tamamen kapatmış izlenimi veriyordu. Peki neden?

Neden kendinizden farklı düşünenleri dinleme gereği duymuyorsunuz? Neden tartışmak bu kadar zor? Neden bilmediğiniz veya yanlış anlatılan bir şeyler olduğu ihtimali sizi düşündürmüyor? Neden karşınızdakilere kendi doğrularınızı anlatmak zor geliyor?

Çünkü şartlandırılmışsınız...Çünkü size bir şeyler dayatılmış...Eğer şartlandırılmamış, bir şeyler dayatılmamış olsaydı karşınızdakini dinleme gereği hissederdiniz. Bilmediklerinizi öğrenmek isterdiniz ya da bildiklerinizi anlatmak... Ama grup liderleriniz ve aranızdan seçilen birkaç kişi dışında konuşma gereği duymadınız. Konuşmak isteyen muhalefeti de zaman kısıtlamaları ile olabildiğinice az konuşturarak, meclisin müzakere ortamını hiçe saydınız. Hem de müzakere edilmesi en çok gereken, üzerinde en çok tartışılması lazım gelen konuda, evlatlarınızın canı pahasına bunları yaptınız.

Şimdi bunu geçtim. Dünü de geçtim. Verdiğiniz karar umarım size ve hükümetinüze hayırlı olur. Lakin şunu bilin ki oraya gidecek olan askerlerimizin yüreği, kime fayda sağlayacaklarını tam olarak bilemedikleri için ferah olmayacak; mazlumun elinden masumu alamadıkları için inançları tam olamayacak, ağızlarından "Vatan Sağolsun" sözü vatanlarına faydaları dokunamayacağı için dökülemeyecek. Türk askeri böyle gidecek Lübnan'a... Gidip bir an önce dönmek, sevdiklerine kavuşmak için...

Ama herkesin şunu bildiği kesin. Bugün askerimizi birilerini memnun etmek için Lübnan'a gönderenler, yarın oradan gelecek her kötü haberde kendi kuyularını derinleştirerek kazacak. Her haberde yüreği olanların yürekleri sızlayacak. Her haberde evlatlarının ardından ağıt yakan anaları, kardeşleri gördüklerinde belki de bu işin dayatmayla değil müzakere ile çözülmesi gerektiğini daha iyi anlayacaklar.

Postal sesleri kulağınızda çınlasın.