Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Pushing Daisies

Pushing Daisies
 

Diziyle ilgili ilk görüntüleri izlediğim an beklemeliyim demiştim kendime. Reklamlarda bile yeterince keyifli duruyordu sahneler. Zaten masalsı yapısı, görüntülerdeki renklerin canlılığı, karakterlerin gerçek yaşamdan kopuk halleri insanı diziye çekiyor ve koltuğun önüne oturtuyor. Dizi bana göre Amelie tadında ve aynı matraklıkta...

Mevzumuz ise:
Ned'in (Lee Pace) evlere şenlik bir yeteneği vardır. Kendileri ölüleri diriltebilmekte ancak 2.kez dokunursa da öldürebilmektedir. Bunun yanı sıra eğer canlandırdığı kişiyi 60 sn içinde tekrar öldürmezse etraftaki herhangi biri ölmektedir ve bu da dizide kilit noktalarından birini oluşturmaktadır.

Chuck (Anna Friel) ise Ned'in çocukluk aşkı olup aynı zamanda da kendinin bile bilmediği bir şekilde ölmüştür ve Ned'in büyük aşkıyla ve tılsımlı elleriyle yeniden dünyamıza gelmiş bulunmaktadır. Dizide Chuck'ın saf, ergen genç kız halleri tencere-kapak ilişkisi yaratıyor ve gülümsemenize neden oluyor.

Bu iki ana kahramanımız dışında da oyuncularımız var lakin gelmek istediğim nokta farklı. Ned ile Chuck başlarına gelen eşsiz garipliklerin yanısıra aşklarını da alışılagelmemiş bir şekilde yaşıyorlar. Birbirlerine dokunamamaları diziyi ve dizide anlatılmaya çalışan aşkı daha naif daha masum kılıyor. Sitreç bantlara sarılıp birbirlerine dokunmaya çalışmaları, aynı evin içinde sadece duvara dokunarak birbirlerini hissetme olgusu günümüz aşklarına da gönderme yapıyor. Yani izlerken sadece gülüp geçmiyorsunuz. Eminim 10 kadından 9'u ve her ne kadar erkekler için oran değişebilse de bana kalırsa yarıdan fazlası böyle bir aşkı hayal edip iç geçiriyordur. Şahsen ben bile duvara dokunarak ve yarım bir gülüşle uyudukları sahneyi hiç aklımdan çıkaramadım.:)) Şimdiyse insanlar arasında görünmez duvarlar var tenler çabuk kavuşsa bile. Yani dokunmak her zaman anlaşmak anlamına gelmiyor. Dizi, bize dayatılmak istenilen tüm ilişki modellerine rağmen kendini yerinde ve tadında anlatıyor. Kahramanlar da tıpkı yaşantımızdaki gibi gerçeklikle hayal arasında bir yerdeler ve insanca zaafları, tepkileri var.

Pushing daisies'in ayıracağınız vaktin hakkını vereceğine eminim.Kurulun koltuklarınıza, alın çayınızı kahvenizi ve bu genç, çılgın aşıkların başından geçenlere tanıklık edin :)
 
Toplam blog
: 8
: 454
Kayıt tarihi
: 20.05.07
 
 

Her birimiz harflerin kostümünü giyip çıkıyoruz hayata. Bazen dünya, bazense kostümlerimiz dar geliy..