Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '06

 
Kategori
Mizah
 

Rakı şişesinde balık olanlar

Rakı şişesinde balık olanlar
 

İnsan dostunu üç yerde tanır derler: gurbette, kumarda ve içki masasında. Ne kadar doğru bir deyiş bilemiyorum fakat özellikle rakı içip bir anda farklı karakterlere bürünen çok insan tanıdım.

Arkadaş grubunuza yeni katılan ve kısa süredir tanıdığınız insanlar önce çekingen, utangaç bir portre çizerler. Birinci dublenin başlarında tuzluk gibi masanın bir köşesinde sıkılgan bir şekilde otururken ikinci duble sonunda açık saçık fıkralar anlatmaya başlar ve dördüncü dublede halay başı olarak sahne alır. Bu tür arkadaşlarımızın rakısına bol su ve buz koyarak alkol miktarını düşürmekte fayda vardır. Nitekim beşinci dubleye geçerken “ben iyiyim, bir büyük daha söyleyelim mi?” gibi mantıkdışı tekliflerle gelirler. Sizin de aklınız başınızda değilse masanıza yaklaşmaktaki garsonun ellerindeki “büyük” sonunuz olabilir.

Kimi rakı masalarında daha ciddi ve politik bir hava eser. İlk dubleden sonra “IMF ile olacak iş değil bu!” gibi bir yem atılır ortaya. Alkolün de etkisiyle fitili tutuşan rakıseverler Amerika’dan girip Irak’tan çıkarlar. Eğer ki masa kalabalıksa birbirine yakın oturanlar arasında ikili gruplaşmalar oluşur. Politik teorilerine güvenenler ateşli bir şekilde tartışmaya devam ederken diğer gruplarda farklı ve fakat alakasız konular işlenmektedir. Gece sonuna doğru konu her nasılsa ve nedense ortaokul yıllarında ortaya çıkan basur(hemoroid)’e veya pike yaparak daha abuk dallara geçebilir.

“Bundan daha alakasız ne olabilir ki?” derseniz... İçkiyle arası olmayan arkadaşlarımdan biri bizimle beraber birkaç kadeh atmak isteyince ilginç olaylara tanık oldum. Gecenin sonuna doğru “insan dışkısının sifon yolculuğundaki görüntüsü” temalı bir gösteri yaptı! Nasıl oldu demeyin, yapan yapıyor demek ki. Hiçbir komedi gösterisinde izleyemeyeceğiniz kalitede bir oyunculukla sifonun çekiliş efektleri de birebir ortaya koyuldu. Bunu yapan adam ne deli ne de geri zekalı. Üstelik sokakta selam verip sohbet ettiğiniz bir bilgisayar mühendisi! Rakının insanı nasıl etkilediğini o zaman bir kere daha anladım.

Bazı rakı masaları çok dertlidir. Rakıyı tutan eller titrer, acı türküler söylenir ve sessizlik oluşur. Keder sizi esir almıştır ve her yudumda boğazınızda bir düğüm hissedersiniz. Genellikle kız arkadaşından veya eşinden ayrılan / ayrı kalan rakısever yurdum insanı birkaç tek parlattıktan sonra cep telefonunu eline alıp gecenin en münasebetsiz saatlerinde zır zır sevdiğinin telefonunu öttürür. Sonunda telefonu uykulu bir şekilde açan karşı taraf uzunca bir “aloooooo” ile karşılaşır. “Kemal sen yine içtin mi?” sorusundan sonra bir Kemal’e bakarsınız( Kemal içmenin doruklarındadır) bir de gelen soruya. Kemal zaten içmek için bahane arıyor ve fakat soru faul. Doğru soru “Kemal ne kadar içtin?” olmalıdır veya “dördüncü dubleyi bitirme seni almaya geliyorum” gibi bir yem de atılabilir. Tabi Kemal hangi dublede olduğunu biliyorsa...

Kültürümüzün bir parçası olan bu sihirli içeceğin zevki sevdiklerinizle paylaştıkça artar. Ağzımızla ve adam gibi içersek tadında bırakarak gecenin büyüsünü bozmadan keyfine varırız. Dışkı taklidi yapmak isteyen?

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..