Recep İvedik sesleniyor: Celal ile Ceren’le kahkahaya boğulun…

Gülmeyi çok severim.

Asık suratlı biri değilim ve olmakta istemem aslında asık yüzlülerdende çok hoşlanmam.

Gülmek bana yakışıyor bunu da biliyorum.

Komediyi de çok seviyorum.

Özellikle son zamanlardaki Türk yapımları komedileri mümkün olduğunca kaçırmamaya gayret ediyorum.

Düşünün lütfen;

Yorgunsunuz,

Sinirlisiniz,

Mutsuzsunuz,

Bezginliğiniz hat safhada,

Kimseyi görmek istemiyorsunuz,

Birşeylerde yapmak istiyorsunuz.

O zaman hemen sinemaya gidiniz lütfen,

Lütfen Celal ile Ceren’i izleyiniz.

İnanın çok güleceksiniz,

İnanın sinemadan çıktığınız da,

Yukarıda saydıklarımızdan arınmış olacaksınız.

Artık mutlusunuz,

Sinirleriniz yatışmış,

Kendinizi daha iyi hissediyorsunuz,

Hayata gülümseyerek bakıyorsunuz.

Bütün üstünüzdeki olumsuzlukları, kahkahalarla atmışsınız…

Daha ne olsun?

Komedi böyle bir şey...

Recep İvedik tiplemesinden sonra Celal ile de çok gülmeye hazır olun…

İnanın Şahan Gökbakar ve Ezgi Mola ile güleceksiniz…

Celal’in başına gelenlere ciddi – ciddi kahkahalar atacaksınız…

Arkadaşları ile muhabbeti, geyik sohbetleri, anlamsız dostluklarını izlerken kendinize de pay çıkaracaksınız.

Ben olsam ne yapardım? Diyeceksiniz.

Bana kalırsa en iyisi siz bu filme gidiniz…

Filmi kısaca özetlersek:

Celal, baba mesleğini sürdüren bir elektrikçidir.

Ceren bir mağazasında çalışmaktadır.

Altı yıldır birliktedirler.

Celal bir arkadaşının bekârlık partisine gitmek istemektedir.

Ceren gitmesini istemez.

Tartışırlar.

Celal, Ceren’i dinlemez gider.

Sonradan gittiğini Ceren öğrenir.

Celal’den ayrılmak istediğini söyleyecektir.

Celal arkadaşlarının dolduruşuna gelir o Ceren’den ayrılır.

Artık çok rahat edeceğini, bekârlığın tadını çıkaracağını düşünmektedir.

Fakat öyle olmaz.

Belalar peşini bırakmaz.

Bu arada Ceren’i de çok özlemeye başlar.

Başına gelmeyen kalmaz.

Daha fazlasını da anlatmayacağım…

Kahkahalı günler diliyorum…

Nazan Şara Şatana