- Kategori
- Siyaset
Recep Tayyip Erdoğan’ın Algı Yönetimi ve Yönetim Algısının Paralelliği
- Evet… AKP güçlü bir parti!
- Evet… AKP seçmen tabanında hatırı sayılır bir örgütlülüğe sahip!
- Evet… AKP seçmen gücünden ötürü korunaklı bir parti konumunda!
- Evet… AKP medya gücünü tekeline almış durumda!
- Evet… AKP ardına sermaye gücünü yedeklemiş durumda!
- Evet… AKP seçmenlerine, küflü makarna, beleş kömür dağıtıyor!
- Evet… Ne dersek diyelim, AKP’nin seçmen tabanındaki okur-yazarlık ve bilinç düzeyi CHP’nin seçmen tabanından epey bir geride ama bu seçmen tabanı, CHP seçmen tabanından daha canlı, daha istekli bir şekilde partisini sahipleniyor.
- Ve AKP seçmeni öyle bir noktada ki slogan dahi atarken pusulayı şaşırabiliyor, “Tayyip Şaşırma, Sabrımızı Taşırma” diye bağırabiliyor.
- Bunları bir yana koyalım ve Recep Tayyip Erdoğan’ın “Makyavelist” tutumlarına bakalım.
- Uzun zamandan beri Recep Tayyip Erdoğan hakkında bütün çelişkilerini bir bir etrafa döküp saçan videolar sosyal medyada yayınlanıyor
- Bu videoları izleyen birisi için tabir bu ya, “Hayatımda bundan daha ikiyüzlü bir insan görmedim” diyebilirsiniz. Recep Tayyip Erdoğan kırıyor, döküyor, deviriyor ve en nihayetinde hedefe ulaşabiliyor. İlginç ama bunca yalan ve ikiyüzlülük karşısında, seçmen tabanında zemin kaybetmiyor oluşu garip değil mi? Seçmen tabanı hiç bir koşulda erozyona uğramıyor.
- Bu durumu sadece kömür- makarna dağıtımıyla, medya gücünü ardına yedeklemesiyle falan açıklamak zor… Ortada daha farklı şeylerin olduğu muhakkak… Yada sadece kent merkezleri ekseninde bu durumu tanımlamaya çalışıyor olmak sanırım fazlaca tuhaf kaçıyor. Zira son yaşanan gelişmelerde Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Kırşehir, Yozgat ve benzeri kentlerin mevzuuya ne düzeyde müdahil olduğu da ortadadır ki zaten Recep Tayyip Erdoğan’ın, Orta Anadolu şehirlerinden yana bir sıkıntısı yok. Dolayısıyla kırıp, dökmesi, bilinçli bir şekilde yaşananları çarpıtması, yalan söylemeye alabildiğine ve ısrarla abanması bir tarafta yaratmış olduğu algı yönetimi, diğer tarafta da ülkeyi nasıl yönettiği algısını önümüze açık seçik bir şekilde koyuyor. Kaldı ki ekonomide kendi seçmen tabanına herhangi bir katkı sağlamadığı gibi, enteresandır, son on yılda bu seçmen tabanının ekonomik hayattaki edinimlerini de kaybetme süreci yaşadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle alt gelir düzeyindeki seçmen tabanının ağırlıklı bir kesiminin AKP seçmeni olduğunu düşünürsek, bu kesimin son on yılda alabildiğine yoksullaştığı, hatta önceden gelen edinimlerini dahi kaybetme noktasında geldiğini söylemek sanırım abartı olmaz. Buna karşın AKP’nin alt gelir grubu seçmen tabanında hatırı sayılı bir zemin kaybı yaşamadığı son yaşanan olaylarda açıkça görülebiliyor. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’ın, ağzından çıkan her söz, her kelime, her anlatı daha çok Orta Anadolu’nun mazlum halkının zihnine kazınacak şekilde bir mesaja dönüşüyor. Yani hedef ne gezi parkı direnişindeki insanlar, ne akşamları evinin balkonunda tencere tavaya vuranlar, nede Avrupa Birliği, Avrupa Parlementosu… Tümüyle Orta Anadolu’daki seçmen tabanı! Bütün hedefler bunun üzerine kurulu… Hemen ilave edelim ki “Orta Anadolu’dan” kastım, Orta Anadolu yaşam biçimini içselleştirmiş çevreler Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajlarına kulak kabartıyor. Örneklediğimiz kentlere büyük kent varoşlarını ilave ederek durumu daha net bir hale getirebiliriz. Dolayısıyla ülke yönetiminde izlenen yöntem farklı olmuyor. Hedef kitlesine yalana abanarak verdiği mesajlar eksenin de ülkeyi yönettiği de ortada. Hemen hemen hiçbir adımında tutarlılık yok. Tutarlılığa tek bir örnek göstermek mümkün, o da Recep Tayyip Erdoğan’ın inadındaki tutarlılık… Başka! Evet, başka bir örnek yok. İnadından geri dönmemek uğruna her türlü yalana başvurabiliyor, her türlü çarpıtmayı yapabiliyor ve her türlü olumsuz yönü inadından vazgeçmemek uğruna kullanabiliyor. Sonuçta semen tabanı ve ülke yönetimi birbiriyle uyumlu bir sevgili misali yürüyor gidiyor.
- Bu durum daha ne kadar devam eder bilinmez ama dış dünya ve ülke içerisinde demokrat çevreler ve hatta partisinin içerisindeki nispeten demokrat unsurla Recep Tayyip Erdoğan’ın güven vermeyen kişiliğine dair tepkilerini bir bir ortaya koyuyorlar.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..