Reddedilmiş Peygamber vasiyeti: Ğadir Humm Hutbesi

Mümin ile Müslüman arasında çok keskin bir fark vardır. Mümin aklı ve kalbiyle gönülden inanmış kişiyken, Müslüman baskı ya da menfaat beklentisi gibi maddi veya manevi etmenlerle baskıyla inanmış, iradesi hür olmayan teslim olmuş kişidir. Mümin kendi iradesi ile rızayla bağlanırken, Müslüman'daki bağlılık teslim olma, iktidara boyun olma şeklinde kendini gösterir. Başlangıçtaki rızanın hür ve sahih olmaması daha sonra gelişen farklı olaylar karşısında da samimi olmamayı, söze ahide uymamayı yanında getirir. Samimi olmayan bir rıza inanç için her zaman en büyük potansiyel tehlikeyi içinde barındırır ve bu gönülsüz rıza, yeni gelişen uygarlığa zayıfladığı ilk anda darbesini vuracak bir sinsi hıncı da ihtiva eder.

Ümeyyeoğulları Peygamberin kabilesi Haşimioğullarıyla her zaman rekabet içindeydiler. Kabe'nin geleneksel koruyucu ailesi olan Haşimioğulları ile Mekke ticaretini elinde bulunduran Ümeyyeoğulları arasındaki rekabet Peygamberin Mekke’yi fethi, İslam devletini kurmasıyla farklı bir boyuta vardı. En başından itibaren Peygambere kılıcı ile muhalif olan Ümeyyeoğulları'nın reisi Ebu Süfyan son putlar yıkılırken bir anda imana gelmiş ve kelime-i tevhidi terennüm etmiştir. Bu ihtida İslam Dinine Muaviyeyi, Yeziti, Ehlibeyte her türlü zulmü, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da katlini, Emevi Hanedanlığını ve peygamber vasiyetinin inkarını getirecekti. Ümeyyeoğulları'nın eski iktidarlarına peygamberin vefatından sonra tekrar kavuşmak için her yola başvuracakları sır değildi.

Ğadir Humm, Mekke ile Medine arasında Cuhve vadisinde bir yerdir. Sünni kaynaklarda da kabul edilen Ğadir Humm hutbesini peygamber burada tebliğ etmiştir. Zilhicce ayının 18. günü öğle üzeri Resulullah veda Haccı'ndan dönerken Maide suresinin 67. ayeti nazil oldu. Yüce Allah şöyle buyuruyordu: ;’Ey peygamber sana rabbinden gönderilmiş olan emri bildir. Bunu yapmazsan, onun elçiliğini yapmamiş olursun; bu Ayeti Kerime yolda hareket halinde iken Ğadir Humm denilen yerde indi. Bu yer çeşitli bölgelere gidecek hacılar için kesişim ve ayrım noktasıydı.

Hz.Peygamber önde gidenleri çağırdı ve arkadan gelenleri de bekledi. Halk tamamıyla da toplanınca namaz kıldırdı. Deve hamutlarından üç basamaklı ve yüksekçe bir mimber yaptırdı. Çeşitli rivayetlere göre yüzbini aşkın Müslüman toplanmıştı. Allah'a iman ve kendi peygamberliklerine şahadet edici, birlik ve beraberlikle ilgili bir konuşma yaptı ve sonunda: ‘Size paha biçilmez iki emanet birakiyorum. Birisi Allah'in kitabi Kur'an, diğeri de benim Ehl-i Beytimdir. Bunlara sarilirsaniz asla sapikliğa düşmezsiniz. Bu ikisinin hesabi kiyamet günü sizden sorulacaktir. Daha sonra Peygamber Hz. Ali'yi yanına alarak ellerini tutup kaldırdı’ Ben kimin Mevlası isem Ali, onun Mevlasidir. Allah'im ona dost olana dost ol ona yardim edene yardim et, onu horlayani horla. Hakkı onunla beraber kil ‘dedi.

Müminlere peygamberin iki emanetinden biri Kuranı Kerim, diğeri ise Ehlibeyttir. Bu iki değerli emaneti korumak zor olduğu büyük sorumluluk gerektirdiği için bunlara iki ağırlık anlamında sekaleyn denilmiştir. Müminlerin bu iki ağrılıkları gözetmeleri kendilerinden beklenir. Ehlibeyt inancında olmanın bedeli bu ağırlıkları hakkıyla korumak, anlatmak ve tüm insanlığa bildirmektir.

Hz. Peygamberin müminlere olan vasiyetine uyulmuş olsaydı İslam dini fitnelerden uzak barış dini olarak kalmaya devam edecek ve günümüze kadar süregelen savaşlar yaşanmayacaktı.

Kutsal Peygamber vasiyeti Ğadir Humm bayramınızı kutlar ; Allah’ın tüm müminlere Ehli Beytin ve Kuranı Kerim’in aydınlık, huzur ve barış dolu yolunu kazandırmasını temenni ederim.