Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Renkler solmasın

Renkler solmasın
 

Ben niye yazıyorum, şöyle bir yazdıklarıma baktım da. Hep duygularla boğuşmuşum, hep ikili ilişkileri sorgulamışım. Bu soruya peki nereden geldim, Alptekin Yıldız arkadaşımız sevgili Yeşim’in “Merak ediyorum” (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86863) yazısına yazdığı yorumda; çoğumuzun duygu yoğun yazdığımızı ve aslında blogun haber nitelikli yazılar içermesi gerektiğinden dem vurduğunu okuduğumda kendime bu soruyu sordum.(of ne uzun cümle oldu bu!)
Niye buralarda yazıyoruz; ben yıllarca yazma uğraşımı hayatın iç gereklerini karşılamaya çalışırken hep erteledim. İçimde bir yerlerde hep beni, yaz diye dürten bir şey vardı ama çok uzun zaman buna hep, hadi oradan diyerek sırtımı çevirdim. Bir gün kendimle ilgili kesin bir karar verdim ve artık bir robot olmaktan kurtulup kendimi yeniden donatmaya soyundum. Evet duygularım oldukça yoğundu ve yazdıklarımda bunları ifade ediyordu ve ediyor da. Bunlar bence yaklaşımlar oldu hep, bazen şiirimsilerimi ekledim yazılarımın içine. Öyle gelmişti o yazı ve öyle yazılıp yayımlandı. Her yazdığım yazı sonrasında giderek daha kolay kelime bulmaya başladığımı farkettim, daha çok kelime daha çok cümle kurabilmek için daha çok okumaya daha çok izlemeye başladım. Kendimden daha çok keyifliydim artık. Bu nedenle beni böylesi motive etmiş bu siteyi asla yermek düşüncesinde değilim. Burada edindiğim ve arkadaşlıklarından büyük keyifler aldığım yeni bir arkadaş çevremde oldu.
Yeşim hanımın yazısına gelen editör notlarından anladığım kadarıyla artık hikâye ve şiir burada yasak. Daha doğrusu zaten yasakmış biz yasak savıyormuşuz. Bunu çok anlamadım doğrusu. Bir de Alptekin’in haber uzantılı bir unsur olduğumuz yaklaşımını da anlamadım.
Ve ekliyorum ben anlamak istemiyorum bunu özür dilerim.

Gelelim gene benim kendimi sorgulamama…
Şu anda sayfamda 29 tane yazım var. Bunların hepsi benim, ben yazdım. Daha önce yazdığım ve sildiğim yazıları da sayarsak aslında 50 nin üzerinde yazı vermişim. (çok az yazım ne şans ki ret edildi) Bu yazıların hepsini, Yeşim’in “merak ediyorum” undan ve Alptekin’in yorumunu okuduktan sonra bir daha gözden geçirdim ve şu sonuca vardım. Ben artık başka denizlere yelken açmalıyım. Şiirimsilerimle lafımı söylüyorum ben. Bunlar benim demek istediklerim, bu mecrada aktı bu su. Kendimi bir edebiyatçı veya adayı olarak değil, zaten oldukça yoğun ve de stresli iş hayatımdan ve günlük hayatımdan sıyrılıp yazmaya çalışan biri olarak görüyorum. Ben ne gazeteci, ne yazar adayı ve ya yazarım diyen değil kendince laf etmeye çalışanım. Kendim için tek ölçüt cümlelerimi daha anlaşılır kılmak. Anlatmaya çabaladıklarımın ise kapsamını geliştirmek. Ben anlayacağınız çıtayı düşüren taifedenim.

Açıkçası, Pirmete üstadın ve onun yazısı altındaki şahsına münhasır Akdenizli’nin yorumlarını, Özlem Demirci’ nin ben bu yazıyı yazdığım sırada yayına çıkan yazısını okuduğumda şunu anladım ki artık sanırım bir rüya kâbusa dönüyor.

Bazen çekip gittim sonra dayanamadım gene dönüp geldim. Bazen küstüm, bezen güldüm bazen kaybettiklerimize üzüldüm. Hep çok insani bir organizmanın sanal biçimlenmesi gibi geldi MB bana.

Ben yazıyorum bunu seviyorum ve yazdığımı bir kişi ama tek bir kişinin bile okuyor olması benim yeniden kaleme sarılmama yetiyor. Şunu da çok iyi biliyorum ki blog ve bu mantık içindeki internet paylaşım siteleri kapsam olarak güncel dünyada artık alternatif kaynaklar ve yeni bir medya yapılanması olarak görülmektedir. Şu an yazdıklarımız gibi dünyada oldukça büyük bir hızla yaygınlaşan örnekleri görüntülü bloglarla yarın karşınızda olacağız. Soru şu, olmamış kardeş sen şimdi sinema yapmışsın mı diyeceğiz peki o zaman da.

Bu platformda güncel siyaset, güncel haber yorum, cinsel sağlık, yemek tarifi, seyahat, sinema vb. diğer konuları yazan arkadaşlarımız da var. Ama öykü ve şiir yazan da var. Kelimeleri cümleye dönüştüren, yazanın beyninde cirit atan cinler gibi gelir bana. Her yazımda kağıda koyduğum ilk harf en düşmanı olduğum harf olur hep, ama hemen yanına o harfi benle barıştıracak ikinci bir harf geliverir cinim artık serbest kalmıştır. Anlamaya çalışıyorum, editör tanımı ve varlığı bence gerekli bir kurum. Bir gazete sayfa editörü olsanız uğraşacağınız yazı sayısı sanırım günde elliyi geçmez ve bu elli yazı da ehil olduğu varsayılan kalemlerden gelmiştir. Sizin editör olarak yapacağınız bunu genel gazete prensipleri ve yayın ilkeleri doğrultusunda sayfada yer alıp almama kararını vermeniz olacaktır. (Özlem’e bir eleştirim var artık kalıp sloganlardan uzak duralım derim. Kişileri ve kurumları belli kalıp sloganlarla yok saya, saya bu gün yok saydıklarımızla %47 kavgasını gene yok sayarak yapıyoruz.)
Oysa blog gibi tanımı, kapsamı oldukça tartışma götürür bir zeminde ve 3000 küsur “yazar”dan gelen yazı bombardımanına yeter sayıda editöryel hizmet beklemek sanırım biraz güç. Burada sanırım biraz gecikmeleri anlayışla karşılayabilirim, ama bir emeğin “sadece öykü” formatında veya şiir formatında bu diye yayınlanmamasını anlayamam. Ha şunu da anlarım yazınız şu gerekçe (yazım yanlışlarınız, ahlaka uygunsuzluk, içerik yetersizliği vb.)ile yayınlanmaya değer bulunmamıştır. Unutmayın bir anlaşmaya onay verdik ve o anlaşmada şu madde de var MB yazınızı yayımlama garantisi vermez.

Bu platformda; Yeşim’in kelimeleri ile söylüyorum “bir yığın renk var” ve gene onun dileği ile “renkler solmasın”. Bu gün ve dün bu ülke topraklarında yaşayan her bir insana düşünmesin, söylemesin, yazmasın, okusun ama okuduğu ona katmasın, korksun öyle korksun ki korkuları ile korkular üretsin aşılandı. Duyguları horlandı, düşünceleri kurşunlandı, söyledikleri bombalandı, korkuları ise iktidar yaptı. Gelin derim artık kategorilerimizi genişletelim hikâye de şiir de yer bulsun ve unutmayalım bunlar deneysel çalışmalardır ve bunların bize getirisi kıt olan edebiyat dünyamıza katılımlardır. Telifinin vebalinden de bırakalım yazan sorumlu olsun.

İlgilenen arkadaşlar için aşağıdaki link görüntülü bloga bir örnektir.

http://www.39secondsingle.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 97
: 635
Kayıt tarihi
: 04.01.07
 
 

öylecene yazmak istiyorum... Hepsi bu. ..