Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '08

 
Kategori
Mizah
 

Rezil olman, yerin dibine geçmen...

Rezil olman, yerin dibine geçmen...
 

erdil abi seni de seviyorum.


Sokak başında gördüğün pazardan dönen komşu teyzeye paketlerini taşımak için yardıma koşman. Teyzenin iyi niyetini takdir etmesi ama "bunlar ağır yavrucuğum" demesi. Senin yine de cevvallikle paketlere asılman. Teyzenin bir poşeti sana bırakması. Poşeti tuttuğun anda gerçekten ağır olduğunu fark etmen ve zorlanıp kendini kasman. Akabinde osurman. Teyzenin gülmekten elindeki poşetleri yere düşürmesi. Bozuntuya vermeyip düşen poşetlerden birisini daha alıp koşar adım uzaklaşman oradan...

***

Kardeşine kolonya içirdiğini anlayan babanın seni dövmek için ayaklanması, "senin bokunu yiyeyim babacım, sakin ol babacım" diye g.tü kurmaya çalışman. Kurtaramaman.

***

İskelenin kapılarını yüzüne baka baka kapattı diye görevliye çemkirmen. Onun sana saati göstermesi ve "vakit tamam" demesi. Ama bir yandan da vapurun bir türlü kalkamaması. Senin iskeleden çıkıp, çıkış tarafındaki kapıdan geçip ters yöne topukla iskeleye varman. Vapura atladığında iç tarafta kalan görevlinin seni fark etmesi. Senin ona sırıtarak "nah" yapman. Sonraki 3 ay dayak yeme korkusuyla hep otobüse binmen, ömrünü İstanbul trafiğinde harcaman.

***

Karşıdan karşıya geçerken minibüsü üzerine üzerine süren minibüsçüye el edip yolcuymuş gibi onu durdurman. Adam kapıyı açtığında "yavaş sürsene lan eşşoleşek diye" bağırman. Akabinde ters köşeye doğru nefesin bittinceye dek topuklaman...

***

Müşterinden aldığın orjinal dökümanların fotokopisini çekmek isterken, dökmanların makinede sıkışması. Hassa müşterinin rahatsız olacağını bilmen ve fotokopileri gerçekmiş gibi yutturmaya kalkman. Müşterinin bunu yememesi. Senin yemin etmen. Adamın yalan söylediğini bilmesi ama yapacak bir şey olmaması. O sırada orjinal dökümanların çoktan parça pinçik olmuş şekilde geri dönüşüm kutusunda dönüşmeyi beklemeleri...

***

Aşık olduğun kişinin de sana aşık olduğu duyumunu alaman. Özgüveninin artması, tavırlarının değişmesi. Kıza türlü imalarda bulunman ve bakışlar atman. Kzın sendeki değişikliğe anlam verememesi. Sonrasında kızın senin dedikodu kurbanı olduğunu anlaması. Yani aldığın duyumun yalan çıkması. Bunu bizzat kızdan öğrenmen. "Ya kusura bakma ama böyle bir şey yok" demesi sana. Senin son günlerdeki imalı tavırlarından çok fena utanman. Bir de üstüne kızın o gün senin en yakın arkadaşınla yemeğe gitmesi. Aynı gün içinde ikinci kere g.t olman. Bunu kaldıramaman. Üzüntüden zona olman.

***

Samsunda ikram edilen bilmem kaç kiloluk devasa çikolata ve fındık dolu kutuyu İstanbul'a dönüş yolunda anne babaya çaktırmadan açman. Kusana kadar yemen. Kustuktan sonra babanın arabayı yıkatmak için durması ve durumu fark edip seni hafif paylaması. Geriye kalan yaklaşık üç yüz kilometre boyunca midenin bozulması ve ekseriyetle yellenmen. Her koku geldiğinde babanın küfür etmesi ve fakat senin içinden gülerek bu yaptığına devam etmen...

***

Haftada yedi gün günde bir saat elektrik süpürgesi yapan komşuya kıllanman. Ona küfürsüz, usturuplu şekilde hakaret eden bir mektup yazıp kadının posta kutusuna atman. Mektubun altına da imzanı da atman. Kadının ertesi gün gelip kapıda annene ağlaması. Hem özür dilemesi hem de elinde tuttuğu mektubu eleştirmesi. Yıllar boyunca seni her gördüğünde sana tribi çakması...

***

Pandomimcilerin dilsiz olduğunu sanman küçükken. Onları dilsiz tiyatrocu sanman.

***

Bir arkadaşına gidip başka bir arkadaşın ona küfür ettiğini söylemen. Aslında bunun yalan olması. Ama bunun yalan / şaka olduğunu küfür yediği söylenen arkadaşının da zaten bilmesi. Küfür ettiği iddia edilen arkadaşa doğru koşup koşup "bana nasıl küfür edersiin" diye bağırıp üstüne atlaması. Aslında tüm bunların gerçekten de şaka olması. Herkesin bunu bilmesi. Bir tek küfür etmekle suçlananın hiç bir şeyi fark etmemesi. Arkadan atlayanın ayarsız çıkması, hızını ayarlayamaması. Küfür yediği söylenenin yüzünü küfür ettiği söylenenin kafasının arkasına sert şekilde çarpıp kaşını patlatması. Küfür ettiği söylenin kafasının öne gitmesi ve burnunu oturduğu sıraya çarpması. Birinin kaşının feci açılması diğerinin burnunun feci kırılması. Öğretmenin neden böyle bir olay olduğunu araştırması, bu sırada senin oturduğun yerde yusuf yusuf olman. Arkadaşlarının seni ele vermemeleri, çok kıyak çocuklar olmaları....

K.

not; formatı Vedat Özdemiroğlu'ndan arakladım. Hikayeler elbetteki orcinal. Vedat abi bir gün ismini google'da aratır diye diyorum : abi seni çok seviyorum ya. haydi eyvallah.

 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..