Richard Gere’in odasına giren Türk kadını; Nazmiye Ayyıldız

Birkaç yıl önceydi.

Richard Gere Türkiye’ye gelmişti. Mardan Palas’ta kalmıştı. Dünya basını olduğu gibi Türk basını da peşindeydi. Ve bütün kadınlar.

Eşiyle gelmişti. Olsun…

Kadınlar onu merak ediyorlardı. Kadınlar onu beğeniyorlardı. Onunla tanışmak için can atıyorlardı. Sadece bir kişi vardı. Güzel bir kadın, kültürlü, bilgili bir kadın. Ona yasak yoktu. Üstelik eşinin olmadığı zamanlarda daha ziyade odasına gidiyordu.

Bütün kadınlar kıskançlıktan mahvolurken o onun odasında uzun zaman geçiriyordu…

Bu nasıl iştir?

Şimdi sıra cevaplarda:

Tabi odasına gidecek çünkü o Mardan Palas’ın housekeeper’i…

Üstelik çok başarılı…

En iyi housekeeper ödülü olan biri.

O işinde çok disiplinli, ünlüymüş, ünsüzmüş, türkmüş, yabancıymış onun için fark etmiyor.

O misafirlerin memnun ayrılmaları için oldukça sistemli olarak çalışan bir turizm neferi.

O benim değerli bir arkadaşım.

Hep diyorum ya başarılı kadınlara saygı duyulmalı, öyle biri Nazmiye Ayyıldız…

Mardan Palas’ın açılışından beri orada… Onsuz orası olamaz gibi geliyor. Bu sadece benim düşüncem değilki. Sevgili arkadaşım bir ara ayrılmıştı. Kısa bir süre sonra bizzat Mardan Palas'ın sahibi Azeri kökenli işadamı Telman İsmailov, tarafından işine davet edildi. Aynen öyle ve turizme gönül vermiş Nazmiye Ayyıldız yeniden Mardan Palas’lı olmuştu.

Nazmiye Ayyıldız’ı anlatmak bayağı uzun sürer. Hani sayfaları alır derler ya onun gibi. O bile bilemezken kaçıncı üniversiteyi okuduğunu düşünün ben nereden bilebilirim. O kadar kıymetli bir Housekeeper ki;Buckingham Sarayı, İngiliz kraliyet ailesinin Londra'da oturduğu saraya çalışması için teklif almış. Koskoca İngiliz Kraliyet ailesi ona güvenmiş, onun işindeki başarısını araştırmış ve o olsun demiş. Kabul etmemiş. O vatanında olmak isteyenlerden, topraklarına sevdalı olanlardan.

“Ben buralardan ancak tatile gidebilirim onun haricinde olmaz” diyenlerden…

Nazmiye Ayyıldız ile uzun süren sohbetimizde bize neler anlattı neler?

Ünlülerden, ünsüzlerden, gelenlerden, turizmden, neler yapılmasından ya da yapılmamasından…

Ben sizlere ara ara ondan söz edeceğim.

Onun fikirlerini aktaracağım.

Bir çeşit yazı dizisi gibi olacak.

Gerçekten turizmin pırlantalarından biri ve parlıyor. Ondan öğrenilecekte çok şey var.

Ünlülerin odasına giren bu kadına ünlü Amerika’lı oyuncu Richard Gere sordum.

“Nasıl biri, kaprislimi, istekleri çokmuydu? Şımarıkmıydı?”

“Asla değildi. Çok mütavaziydi. Sanki dünyaca tanınan biri değildi. Yemekte, yürürken ya da dinlenirken resim çektirmek isteyenleri asla kırmadı. Gülümsemesi hiç yüzünden eksik olmadı. O kadar mütavaziydi ki. Hayran olmamak mümkün değildi.”

“Sende onun tılsımına kapılanlardansın yani.”

“Kapılmamak mümkün değil ki, hele onu tanıdıktan sonra. Eşine davranışlarını gördükten sonra, pozitif enerjisine şahit olduktan sonra…”

“Buraya dünyanın her yerinden ve bizden ünlüler geliyorlar. En kaprislileri Amerika’lılar mı?”

“Yok hayır. Türkler.”

“Türkler mi?”

“Evet.”

Buyurun şaşırmayın.

Nazmiye Ayyıldız’la dediğim gibi sık görüşeceğiz…

Nazan Şara Şatana