Rüzgar gibi geçti - 2

Academy of Management (Yönetim Akademisi) Kongresi Yönetim alanında dünyada düzenlenen en büyük kongre olma özelliğini taşıyor. Dünyanın Yönetim ve İşletme alanındaki en önemli düşünürleri, profesörleri ve akademisyenleri her yıl bu kongrede buluşuyor. Herkes alanında yaptığı en son araştırmaları bu kongrede akademik kamuoyuyla paylaşıyor. Akademi’nin yaklaşık 10 bin üyesi bulunuyor. Bu üyelerin çoğunluğu kongreleri kaçırmadan takip ediyor, çünkü bu kongreler sayesinde her akademisyen alanındaki en son gelişmeleri, en sıcak konuları öğrenmiş ve takip etmiş oluyor.

İnanılmaz bir bilgi fırtınası esti. Yönetim alanında geçtiğimiz yıl üretilen ne kadar teori, knowhow, eğitim programı, bilimsel yaklaşım, perspektif, kitap varsa hemen hepsi oturumlarda idi. 4500’den fazla oturum, seminer, konferans, panel, toplantı yapıldı. Biz de Atlanta’daki kongreyi gün gün dakika dakika sizler için takip ettik ve aşağıdaki yazı dizisini hazırladık.

Akademi’de her beğeniye her zevke uygun oturumlar bulabiliyorsunuz. New Orleans’taki Hurricane Katrina’dan Ortadoğu’daki Lübnan İşgali’ne kadar dünya ve Amerika gündemindeki pek çok konu Akademi oturumlarında masaya yatırılıyor, analiz ediliyor ve tartışılıyor.

- Beyin fırtınaları (Brainstorming meetings)
- Araştırma inkübatörleri (Research Incubators)
- Yuvarlak masa toplantıları (Round table sessions)
- İnteraktif oturumlar (Interactive sessions)
- Paneller (Panels)
- Uzman konuk konuşmacı (Keynote planery address)
- Konsorsiyumlar (Consortium)
- Profesyonel Gelişim Atölyeleri (Professional Development Workshops)
- Soru Cevap Oturumları (Question and answer sessions)
- Kahvaltılı toplantılar (Continental breakfast meetings)
- Akademi Sanat: Fringe Kafe (Academy Arts: Fringe Café Sessions)
- Sempozyumlar (Symposiums)
- Resepsiyonlar (Receptions)
- Şirket ve kurum gezileri (Company visits)
- Konferans bildirileri (Conference proceedings)
- Görsel sunumlar, sergiler ve filmler (visual presentations, exhibits, films)
- Yönetim kurulu toplantıları (Board meetings)
- Komite çalışmaları (committee meetings)
- E-konferanslar (e-conferences and e-learning)
- Görsel sempozyumlar (showcase symposia)
- Örnek vaka incelemeleri (Case studies)
- Tartışmalar (Discussion sessions)
- Öğrenme platformları (Learning platforms)

AKADEMİNİN ALT BÖLÜMLERİ VE ALANLARI

- Strateji (Business Policy and Strateji)
- Yönetim ve Sanat (AcademyArts)
- Örgütsel Davranış (Organizational Behavior)
- Kariyer Çalışmaları (Career Studies)
- Çatışma ve iletişim (Conflict Management)
- Eleştirel Çalışmalar (Critical Management Studies)
- Girişimcilik (Enrepreneurship)
- Kadın Çalışmaları ve Farklılık Yönetimi (Gender and Diversity in Organizations)
- Sağlık Sistemi Yönetimi (Health Care Management)
- İnsan Kaynakları (Human Resources)
- Uluslararası Yönetim ve Ticaret (International Management and Trade)
- Yönetim Danışmanlığı (Management Consulting)
- Yönetim Eğitim ve Gelişimi (Management Education and Development)
- Yönetim Tarihi (Management History)
- Yönetim, Din ve İnanç (Management, Spirituality and Religion)
- Yönetim ve Örgütsel Algı (Managerial and Organizational Cognition)
- Süreç ve Yöneylem (Operations Management)
- Organizasyon Teorisi (OrganizationTheory)
- Örgütsel Öğrenme ve Gelişim (Organization Development and Change)
- Örgütsel İletişim (Organizational Communication)
- Bilgi Sistemleri (Information Systems)
- Çevre Çalışmaları (Organizations and Environment)
- Kamu Yönetimi (Public Administration)
- Sivil Toplum Yönetimi (NGO Management)
- Eğitim Yönetimi (Educational Administration)
- Araştırma Yöntemleri (Research Methods)
- Yönetim ve Sosyal Konular (Social Issues in Management)
- Teknoloji ve Yenilik Yönetimi (Technology and Innovation Management)
- Marka Yönetimi (Brand Management)
- Pazarlama Yönetimi ve Sratejisi (Marketing Management and Strategy)
- Finans Yönetimi (Finance and Management)
- Muhasebe (Accounting)
- Hukuk ve Yönetim (Law and Management)

STAR GİRİŞİMCİLİK ÖĞRETMENLERİ VE ONLARIN BAŞARI SIRLARI

Akademi’de bu yıl en canlı ve renkli oturumlardan biri dünyanın en iyi Girişimcilik dersi veren hocalarını buluşturan atölye çalışması idi. Alanlarında yıldızlaşmış ve en iyi öğretmen ödüllerini toplamış bu öğretmenler başarı sırlarını açıkladılar. Hepsi de sunum yetenekleriyle, beden dilleriyle, alanlarına hakimiyetleriyle göz doldurdular. Hocaların çoğu espri üzerine espri yaparak konuşmalarını stand up şova dönüştürdü. Hepsinin ortak özelliği öğretme aşkına (teaching passion) sahip olmalarıydı. Hepsi mesleklerinin tutkunuydu ve bu mesleği dünyada en iyi yapabilmek için vizyon ortaya koymuşlardı. Hepsi hayatın içinde uygulamalara ve pratiğe fazla yer veriyordu. Hatta hocalardan biri abartıp öğrencilerin riski gerçekten yaşaması için finali çok zor bir risk sermayesi ve girişimcilik raporu ve sunumu şeklinde yapıyor. Her öğrenci üç risk sermayesi sahibi ve iki şirket patronuna tek başına 45 dakika iş planını anlatıyor. Yöneticiler öğrencileri sorularla köşeye sıkıştırıyorlar ve gerçekten zorluyorlar. Öğrenciler iş planları komitenin her üyesi tarafından kabul edilirse ve risk sermayesini kazanırlarsa dersi geçiyorlar. Aksi durumda dersten kalıyorlar ve son sınıf oldukları için mezuniyetleri bir yıl gecikiyor. Gerçekten acımasız bir yöntem ama öğrencilerin Amerika’nın acımasız, rekabetçi ve kapitalist iş ortamına ayak uydurmaları için de gerekli ve işe yarayan bir sistem olduğu açık.

KUZEY AMERİKA EĞİTİM SİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ANAHTAR

Bu sene Akademi’nin en önemli oturumlarından biri hiç şüphesiz Eğitim Bilimleri ile Yönetim Bilimleri’ni sentezleyen; akademisyenleri, eğitimcileri ve devlet yetkililerini buluşturan disiplinler arası eğitim paneliydi. Panele devlet nezdinde California Belediye Başkanı Richard Riordan ve Hawaii Devlet Başkanı Linda Lingle katıldı. Oturumda Amerika’da devlet okullarının ve eğitim sisteminin geliştirilmesi için en önemli anahtarın yönetim reformu olduğu vurgulandı. Oturumu yöneten California Üniversitesinden Prof. Lyman Porter, Yönetim uzmanlarının ve İşletme profesörlerinin Eğitim ve Kamu alanında yeterince araştırma yapmamasından yakındı. Porter, kamu politikası ve eğitim reformu konularında strateji ve yönetim bilimlerinin büyük katkısı olacağını ifade etti ve akademisyenleri bu konuda araştırmaya davet etti. Panelin yıldızı Teori Z kitabıyla ün yapmış olan meşhur guru Prof. William Ouchi idi. Ouchi anlaşılan o ki yine hiç boş durmuyor ve kafayı şu aralar eğitim sitemine takmış durumda. Ouchi’nin son kitabı “Making Public Schools Work” şu an Amerika’nın dört bir tarafında tüm okullarda referans kaynağı olarak kabul edilmiş durumda. Son 30 yıldır Amerika’nın eğitim sistemi sürekli geriye doğru gidiyor. Amerika’da hemen her alanda yaşanan bunalım ve gerileme, eğitim dünyasını da etkisi altına almış durumda. Ouchi’ye göre problemin temel kaynağı ne para, ne öğrenciler, ne öğretmenler. Temel problem eğitim sisteminin aşırı merkezileşmesi. Amerika’da öğrenci sayısı 24 milyondan 50 milyona çıkarken okul bölgesi sayısı 127 binden 60 bine düşmüş durumda. Her birime 15 kat daha fazla öğrenci düşüyor ve öğretmenler kendilerine düşen fazla sayıda öğrenciyle yeterince ilgilenemiyor. Sistem aşırı bürokratik ve hantal duruma gelmiş ve acil yönetim reformu gerekiyor. Ouchi’nin vizyonuna uygun olarak New York, Los Angeles ve Chicago eyaletlerinde acil bir eylem planı eşliğinde pilot projeler başlatılmış. Eğitim sistemi ve buradaki okullar tamamen yeniden yapılandırılıyor. Müdürlere ve öğretmenlere tam yetki veriliyor. Bürokratik kademeler ve süreçler azaltılıyor ve karar yetkisi okullara dağıtılıyor. Bütün bu reformlarda örnek alınan eyalet ise Kanada’nın Edmonton eyaleti. Her devlet okulunun kendine özgü özellikler geliştirebilmesi için okullara tam özgürlük sağlanıyor. Her okul kendi eğitim ve yönetim stratejilerini geliştiriyor, değişim başlatıyor, kendini farklılaştırıyor. Merkezi sistemden uzaklaşıldıkça devlet okulları arasında farklılaşma ve özgürleşme ile beraber rekabet ve kalite arttırılmış oluyor. Okullarda öğretmene düşen öğrenci sayısı hızla düşürülüyor ve öğretmenlerin birebir her çocukla derinlemesine ilgilenmesi sağlanıyor. Ailelerle bağlar da sürekli iletişimle geliştiriliyor ve derinleştiriliyor. Bazı devlet okulları ilkokuldan itibaren çocuklara iki yabancı dil birden öğretiyor ve müfredata küresel düşünme ve evrensel vatandaşlık becerilerini ekliyor. Ouchi’ye göre formül, her okulu bağımsız hale getir, her müdüre bol yetki ve özgürlük ver, yetkileri öğretmenlere devret ve sonra hesap sor!

Oturumu izlerken Türkiye’yi, okullarımızı, eğitim sistemimizi, MEB’i düşünmeden edemedim. Acaba ülkemizde gerçek eğitim reformlarını ve eğitim atılımlarını ne zaman görebilecek ve tartışabileceğiz? Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in bahsettiği Kuantum Eğitim reformu hangi ölçüde başarıya ulaşacak? Devlete bağlı okullarımız ne zaman atağa kalkacak? Acaba Türk Eğitim sistemi ne zaman dünya ile boy ölçüşmeye başlayacak? Okullarımızın başarı modellerini ne zaman bütün dünyaya ihraç edebilir hale geleceğiz?
(DEVAM EDECEK)