Şafak Sezer, Esra Ceyhan'a saygısızlık etti.

Kanal D'de, ESRA CEYHAN'LA Programını izliyorum. Stüdyo Konukları Ali SUNAL, Şafak SEZER ve şu anda ismi aklıma gelmeyen 2. el eş deyimiyle gündeme oturan şarkıcı bayan.

Ali Sunal hiç babasına benzemiyor. "Bir şey sorsalar da kızsam" der pozlarında. Ama bu durumu kamufle etmek için de gülümseyip duruyor. Bir izleyicinin telefonda sorduğu sorulara pek de nazik olmayan cevaplar veriyor. Aslında izleyici, merak ettiği soruyu gayet nazik ve kendisini takdir ettiğini, sevdiğini belirterek, sadece meraktan soruyor.

Bu arada Şafak Sezer yeni filmi KUTSAL DAMACANA'nın afişinin asılı olduğu panoyu stüdyoda oradan oraya taşıyor. Kamera çekecekmiş de, reklamı olacakmış. Zaten film hakkında konuşmak için gelmiş oraya.

37 yaşında kendisi. 19 yaşında iken Ankara Halk Tiyatrosu'nda Haldun TANER'in "Eşeğin Gölgesinde" oyunuyla atmış sahneye adımını. İyi de yapmış. Çeşitli TV dizilerinde ve sinema filmlerinde zevkle izledik kendisini. Kabiliyetli bir oyuncu. "Maskeli Beşler"de Peker AÇIKALIN ile çok güzel oynadılar. Birlikte iyi bir arkadaşlık da sergilediler. Ama o kıskançlık yok mu? O kıskançlık? Türk insanının çoğunda olan bu kötü huy onların dostluğunu da kısa sürede bozdu.

Çeşitli vesilelerle katıldıkları toplantılarda birbirleriyle idrar yarışı yaptılar. Bu da ekranlara yansıdı ve her ikisinin de oyunculuklarına gölge düşürdü.

Gayet doğal değil midir, insanların sevdikleri oyuncuların özellerini de merak etmeleri?

Bu iki sevimli oyuncu niye kavga etmişler?

Şimdi barıştılar mı? Yoksa hâlâ küsler mi?

İşte bunları merak ediyor hayranları.

Bir kadın izleyici de telefonla programa bağlanarak bu soruyu sordu. Çok kibar ve düzgün bir Türkçe ile.

Şafak Sezer izleyiciyle alay eder şekilde cevaplar vererek sorudan rahatsız olduğunu belirtti. İzleyici,

"- Bana alay eder şekilde cevap vermenize üzüldüm", diye nazikçe ikazda bulundu ama Şafak SEZER anlamamakta ısrarlı.

"Eşeğin Gölgesinde" oyunuyla sahneye adım atmış ya, hâlâ bu sevimli hayvanın etkisinde kalmış gibi davranıyor. Telefondaki izleyiciye "Tamam, haklısınız, bi daha yapmam vs" gibi alaycı cevaplar vermeye devam ediyor.

Ortalık biraz gerginleşiyor. ESRA CEYHAN kibar ve her zamanki gülümseyen, sempatik tavrıyla yatıştırmaya çalışıyor ama arkadaş ısrarlı,

"- Reklam arasında terk edeceğim burayı, sizi de ebediyen defterimden ve hayalimden sileceğim" gibi bir lâf ediyor. Bu programa sadece yeni vizyona giren filminin tanıtımı için gelmiş de, bilhassa küslük konusu ile ilgili özel sorulara cevap vermek istemiyormuş.

Herkes şaşkın. Esra CEYHAN ne diyeceğini şaşırıyor. Ama kırıldığı belli.

Bu vatandaş saygısızca konuşmalarına son vermeyince, "Biz sizi fazla tutmayalım, madem ki gitmek istiyorsunuz, buyrun" sözlerini söylemekte gecikmedi Esra Ceyhan. İyi de etti. Şafak Sezer stüdyoyu terk ederken reklam arası veriliyor ve reklamlardan sonra Esra Hanım kısa bir açıklama ile Şafak Sezer'i kınadığını ve kendisiyle tüm dostluk bağlarını kopardığını belirtiyor.

Medyatik isimler, sanatçılar, sanatçı geçinenler, oyuncular... Bu insanların bir bölümü şöhreti yakalayınca çabuk şımarıyorlar ve havalara giriyorlar. İstiyorlar ki medya sadece onların güzel taraflarını halka yansıtsın. Ama her türlü saygısızlığı, ahlak dışı davranışları yapmak onlara serbest olsun.

Bir istekleri daha var, TV kanalları onları programlarına konuk etsinler, gazete ve dergiler onlardan bahsetsinler ama sadece reklamlarını yapsınlar. Kötü haber yapılmasın! TV Programlarında hiç soru sormasınlar. İzleyici telefonları bağlanmasın. Onlar istedikleri gibi konuşup kendi reklamlarını kendileri yapsınlar. Medya da aracı olsun!

Olur! Görürsek söyleyelim.

Herkes haddini bilmeli! Medya kanalıyla şöhreti yakalayıp biraz paralandıktan sonra, medya çalışanlarını paralamaya kimsenin yetkisi de yok gücü de...

ÖFKE İLE KALKAN ZARAR İLE OTURUR derler ya!

Ne yaptı şimdi Şafak Sezer?

Yarın birkaç medyatik haber çıkacak, kendinden bahsettirecek.

Ama Doğan Medya Grubu'nu karşısına aldı bir yerde. İyi mi oldu? Bence olmadı.

Mustafa Mumcu, 26. 12. 2007