Sağ solsuz, sol sağsız, çatışmadan sağlı sollu dayanışmaya

Merhaba,  

Malum seçim dönemindeyiz ve herkesin görüş duyguları tavan yapmış durumda. Demokrasi'nin bir gereği olarak bizlere lanse edilen bu görüş ayrılıklarının, aslında görüş dayanışması olduğunun farkında mıyız acaba? Bir bakalım öyle miymiş: 

Sağ ve Sol görüşlerinden başlayalım: "Sağ" diye tabir edilen görüş çeşidinin basit olarak Ulusçuluk ve Milliyetçilik tabanına dayandığını hepimiz biliriz ve "Sol" görüş çeşidinin ise temeli basit olarak Özgürlük ve Demokrasi olarak lanse ediliyor. Ulusçuluk kelimesinin biraz içerisine girdiğimizde bağımsız bir ulusun varlığının istendiğini görürüz ve Özgürlük kelimesi de bir toplumun bağımsızlığını temsil eder. Bir başka taraftan Milliyetçilik kelimesinin temeline indiğimizde ise milletin devleti yönetmesi, milletin refah içinde yaşaması değil midir? Demokrasi ise halkın kendini temsil edecek vekillerle mecliste söz sahibi olması ve bir bakıma devleti yönetmesi değil mi? Farkları tabi ki var bu kavramların fakat az olduğunu görmek hiç de zor değil. Bir başka pencereden bakarsak: Ulu önderimiz Sn. Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkeleri arasında "Halkçılık ve Milliyetçilik" yok mu? Peki bugün bu kavramları savunan taraf olduğunu iddia eden SAĞ değil mi? Ama şu an Atamız'ın İzindeyiz diyerek, Atamızın mirası üzerinde duran SOL'un asıl savunduğu noktalar "Özgürlük ve Demokrasi" değil mi? Bu cümleler ne Atamız'ın "Özgürlük ve Demokrasi" yi istemediği anlamına gelir ne de SAĞ kısmın Atamız'ı kabul etmediği anlamına gelir. Peki bu bir Pradoks mu? Hayır değil bu tam tamına birbirine bağlı birçok değişkenden oluşan bir denklem aslında. 

Biraz bakış açımızı değiştirelim, Güncel hayattan örnekler verelim: 

Bir futbolcu ister Sağlak olsun ister Solak, oyunu sürdürebilmesi için oyun içerisinde iki ayağına da ihtiyaç duymuyor mu? 

Bir aşçı bir yemeği yaparken, bir eliyle sebzeyi tutup diğer eliyle doğramıyor mu? 

Araba kullanırken (otomatik vites bile olsa) bir elimizle direksiyonu tutup diğeriyle vites değiştirmiyor muyuz? 

Kimilerine göre bu örnekler saçma gelebilir ama benim asıl vurgulamak istediğim nokta şu: Vücudumuzun Sağ tarafını Beynimizin Sol tarafının kontrol ettiğini ve tam tersi olarak vücudumuzun Sol tarafını ise beynimizin Sol tarafının kontrol ettiğini biliyoruz. Peki ülkemizde Sağ ve Sol tarafları kim kontrol ediyor? Bir beyin olmalı ki kontrol sağlansın. Peki bu beyin Kim ya da Ne? Yoksa beyin yok mu? Yoksa eğer bitkisel hayatta değil miyiz? 

Meclis'imize baktığımızda gördüğümüz veto dayanışması bu Sağ ve Sol diye tabir edilen taraflardan gelmiyor mu? Dayanışma mı var yoksa çıkar mı var? Bunun da cevabını vermiyorum, size bırakıyorum. 

Darbe zamanlarında ölen vatandaşlarımız Sağ ve Sol değil miydi? Aynı dava uğruna ipe gitmediler mi? Katledilmediler mi? Yoksa orada da mı bir dayanışma vardı? Tamamen çatışma vardı: Sol kol gitti sağ kolunu kesti, sağ kol gitti sol bacağını kesti. Sol, Sağsız, Sağ ise Solsuz kaldı. İyi bir tablo mu sizce bu? 

Bundan 10 sene sonra Sağ ya da Sol'dan biri daha güçlü olsa Millet'e hükmetse az önce bahsedilenlerin yaşanmayacağı garantisini kim verebilir? 

Sonuç olarak şunu anlatmak istiyorum: Herkesin kendi fikri, ideolojisi olabilir, olmalıdır da. Ama bu fikir ve ideolojiler başka fikir ve ideolojileri yerinden söküp koparmak peşine düşerse, o başka ideoloji de gün gelir onu kopartır. Lütfen istirham ediyorum: Bırakalım artık bu birbirimizi parçalama yollarını, bizim birleşmek zorunda olduğumuzu görmüyor muyuz? Birbirimizin uzuvlarına doğrayacığımıza neden bahsettiğim BEYİN olmak yolunda ilerlemiyoruz. Ama doğru ya hemen bir durum olduğunda Dış güçler yaptı, yok bilmem kim bilmem kimin uşağı zaten... İçimiz hallettik de dışımız kaldı, o dış güçler şu an var olmaya çalışan yüzyıllardır süregelen beynimizi uyuşturdular kendileri beyin olmak istiyorlar. Bırakalım artık çatışmayı. Davet ediyorum herkesi Dayanışmaya. 

Saygılarımla,  

Abdullah Zorkirişci