Sağdan Çarklı

Çok şiddetli lodoslu, akabinde yağışlı, soğuk ve çok yoğun trafiğin damga vurduğu bir İstanbul Cumartesi akşamı. Maç Fenerbahçe taraftarının hiç sevmediği ve tabiri caizse “dağ başı” Olimpiyat stadında. Ankara deplasmanı bile bu kadar çileli olmuyordur Fenerbahçe taraftarı için. Lig ortasında oynanan, kazanılması gereken sıradan bir lig maçı ve zor şartlara rağmen bu deplasmanda 30.000’den fazla Fenerbahçe taraftarı. Sevginin büyüklüğünü göstermeye yeter de artar sanırım.

Bu stadda daha önceki senelerde 3 kere oynamış bu iki takım ve hepsini ev sahibi takım kazanmış. Geçen sene oynanan karşılaşmada Fırat isimli hakemin Fenerbahçe’nin (Deniz Barış’ın şutu ile) bariz golünü vermemesi, gole giden son adam Guiza’yı rakibin arkadan düşürmesine rağmen kırmızı kart göstermemesi ve Alex’e uyduruk bir kırmızı kart göstermesi henüz hafızalarımızdan silinmedi.

Aykut Kocaman Buca maçındaki 11’i hemen hemen korumuş sadece Santos yerine Caner’i koymuştu. O kanatta bir onu bir diğerini deniyor ama netice alamıyor. Devre arasında iyi bir sol bel transferi şart görünüyor. Stoch’un defansa pek yardıma gelmemesi, gerek Caner, gerek de Santos’un defansif özelliklerinin kısıtlı olması Fenerbahçe’nin bu kanattan çok pozisyon vermesine neden oluyor. Sağ taraftaki verimliliği de göz önünde bulundurduğumuzda Fenerbahçe sanki sağdan çarklı gibi oynuyordu.

Gökay’ın 40 yıllık Fenerbahçe’li gibi müthiş oynayarak her tarafa yetişmesi, Cristian’ın gerçek performansını artık bulması, Mehmet Topuz’un ve Gökhan Gönül’ün bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile bütünleşince Bekir ve Caner’in etkisizliği ve hataları çok da göze çarpmadı.

Emre’nin yokluğunda Gökay ve Cristian birbirini çok iyi tamamlayan ikili haline geldi. Emre’nin sakatlığı Gökay’ın doğmasına neden oldu. Emre dönünce muhtemelen Gökay iyi bir yedek olarak kenara çekilecek ve Fenerbahçe’nin ön libero mevkiisindeki sorunu da ortadan kalkacaktır.

Geçen hafta Buca karşısında 3-1 önde iken Aykut Hoca’nın 75’de Alex’i çıkarmasını skoru garantiye aldığı için anormal olarak görmek istememiştim, sakatlanmasın diye çıkartmış olabileceğini düşünmek istemiştim ama bu hafta 70.dakikada durum daha henüz kritik iken çıkarması geçen haftaki bütün düşüncelerimi de yıkmış oldu. Aykut Hoca’nın artık bu konuda kendini kesinlike düzeltmesi lazım. Alex’i çıkararak maçı riske etmesi hiç doğru olmadı. Kaldı ki Alex oyunda olsa penaltıyı kaçırmaz ve son 10 dakika korkulu rüya görmezdik. 35. dakikadan itibaren bir sorunu olduğunu ve değiştirilmesini isteyen Niang’ı çıkartmadı. 70.dakikada Alex’i çıkarması maalesef beni bir kez daha dehşete düşürdü. (Young Boys, GS, Trabzon ve Kayseri maçlarında olduğu gibi).

İBB maçında sahanın en iyisi Cristian, sonrası ise sırası ile Gökhan Gönül, Mehmet Topuz ve Gökay’dı. Niang şanssız bir gününde, Stoch da zaman zaman etkili bindirmeler yaptı ama son hareketleri tamamlayamadı. Yobo her zamanki gibi az kusurlu, Bekir halen acemiydi.

Bütün medya anlaşmış gibi Alex’in pozisyonunun kırmızı kart gerektirdiğini iddia ediyor. Niye? Bariz gol şansı mı var? Alex rakibinin ayağını bilerek sakatlamak için kasten mi vurdu? Bu ikisi değilse ve pozisyon icabı ise pozisyon sarı kart gerektirir ve hakem de öyle yaptı.. Haa, Alex rakibinin ayağını sakatlamak için bilerek yaptı o hareketi diyen varsa allaha havale etmek gerekir. Topa hamle yaptı, ayağının rakibin dizine gittiğini anladı ve son anda çekmeye çalıştı ama iş işten geçmişti bir kere. Talihsiz bir kaza oldu yani.

Alex’in ceza alanı içerisinde Ekrem tarafından yaka paça indirilmesi kesinlikle penaltı olarak değerlendirilmeliydi. Bu pozisyon dünyanın her tarafında penaltıdır. Maalesef medyadaki Fenerbahçe düşmanları bu pozisyonu yorumlarında hiç dile getirmediler.

Önümüzdeki haftadan itibaren Lugano ve Emre’nin de takıma katılması ile çok daha iyi bir takım izleyeceğimizi umuyoruz. Tabii Aykut Hocamız engellemezse !!

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com