Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '16

 
Kategori
Siyaset
 

Sağım solum sobe

Sağım solum sobe
 

Varlık nedenini soğuk savaş döneminde, kominizim karşıtlığı üzerinden milliyetçilik olarak sürdürmeye çalışan MHP, soğuk savaşın etkisini yitirdiği günümüzde ise, kürtler üzerinden siyaset yaparak var olmaya çalışıyor. Şimdiye kadar biz iktidarda olmasak da düşüncelerimiz sürekli iktidardır söylemini her şekilde gündeme getirdiler. AKP'nin iktidara gelmesinden sonra ise iktidar ve iktidardan nemalanan çevrelerde bir dönüşüm yaşandı. Yeni bir yeşil elit sınıfı oluşturulmaya çalışıldı. Bunu zaman zaman geçmiş dönemde AKP içerisinde yer alıp da, bugün bir şekilde dışarda olan kişiler ifade etmektedirler. Zaman içerisinde sürekli düşüncesi iktidar olan MHP, iktidar nemalaından uzaklaşmaya başladı. Onun yerine yeşil sermaye ve Gülen cemaatine yakın çevreler geçmeye başladı.

Süreç içerisinde siyaseti etkisizleşen MHP, ne kadar samimi olmas da çözüm sürecinde çılgına döndü. En son söyleminde Bahçeli o kadar ileriye giti ki toplu katliamları çağrıştıran ifadeler kullanmaya başladı. Bölgede çatışmaların yaşandığı yerler için taş üstüne taş baş üstünde baş bırakmayın diyor. Mağduriyet siyaseti ile iktidara gelen ve kendisini demokrasi ve barışın hamarisi olarak gösteren AKP ise iktidar nemalarının esiri konumuna geldi.

7 Haziran öncesi kürt sorunu diye bir şey yoktur ifadeleri kullanmaya başladı. Belli ki o noktada iktidar olabilmek için gerekirse, kürt sorunu ve demokrasi sorunu karşısında MHP'den daha fazla MHP'lileşeciğinin işaretlerini verdi. 7 Haziran seçiminde toplumsal sağduyunun sandığa yansıması Türkiye siyasetine verilen çok önemli bir mesaj olarak değerlendirilmeliydi. Fakat oylarını biraz da olsa artıran MHP, HDP'nin adığı oy oranı ve çıkardığı vekil sayısını bir türlü kabullenemedi.Zaten seçim sonuçlarını bir hüsran olarak gören AKP iktidarı yeniden bir seçim için manevralara başladı.

Kürtlerden umudu kesen AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan,daha önce tüm milliyetçilikleri ayaklar altına serdiğini ifade eden Erdoğan ve AKP bu kez en büyük milliyetçi biziz diyerek savaş politikalarına yöneldi.Yeniden bir seçimde daha fazla oy alacağını düşünen Bahçeli ise yanlış hesap hatasına düştü. 7 Haziran sonrası bir hükümetin kurulmaması için ne gerekiyorsa yaptı. Bu süreci usta bir şekilde yöneten Erdoğan ise bir şekilde erken seçim sürecini olgunlaştırdı.

1 Kasım seçimlerinde kendi tabanı tarafından Bahçeli özelinde cezalandırılan MHP bir hüsren yaşadı. Benim için meclisin sol tarafı fludur ifadelerini kullanan Bahçeli'yi kendisinin flu olarak gördüğü yere gönderdi. Mecliste sayısal olarak en küçük parti durumuna düşürdü. Seçim öncesi suskun kalan MHP çevreleri seçim sonrası kazan kaldırmaya başladı. Kurultay için çalışmalara başladı. Taş üstüne taş,baş üstüne baş bırakmayın derken bu parti içi bir mesajdı. Nihayet bir kaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'da o noktada mesajlar vermeye başladı. Bu belki de Bahçeli'nin erken seçim çalışmalarına karşı yapılmış bir jest olarak değerlendirilebilir.

Başından beri HDP ve geçmişte bu düşünceden gelen kişilerin mecliste yer almasını istemeyen MHP nihayet AKP' yi de bu noktaya getirdi. Şimdiye kadar tüm konularda iktidarın koltuk değneği durumunda olan MHP ve Bahçeli dokunulmazlıklar konusunda da bu görevini yerine getirerek üzerine düşen rolü yapmış olacak. Ama benim asıl garipsediğim dokunulmazlıklar konusunda, anayasaya aykırı olarak ifade ettiği halde, Kılıçdaroğlu'nun AKP ve MHP ile aynı noktaya gelmesidir. CHP neyi nereden kaçırarak hangi başarıyı elde edecektir? Bunu merak ediyorum. Mecliste olmayan bir HDP kime hangi yararı sağlayacaktır.

Meclis içerisinde siyaset imkanı olmayan HDP nerede siyaset yapmaya devam edecektir. Biz ayrılmak istemiyoruz diyen PKK siyasetini hangi yöne kaydırmak zorunda kalacaktır. Bunun maliyeti ve faturası ne olacaktır? Bu süreç tüm siyasi çevrelerin kendilerini yeniden gözden geçirmesi anlamına gelmez mi? Yeni oluşturulacak stratejiler sorunların daha da ağırlaşması anlamını taşımaz mı? AKP ve MHP bir noktada buluşabilir. CHP'nin böyle bir süreçte bilerek iktidarın ikinci koltuk değneği durumuna düşmesi, Bahçeli gibi Kılıçdaroğlu'nun da artık siyasi olarak tasfiye edilmesi noktasına geldiğinin bir ifadesi olarak değerlendirilemez mi? Bence Kılıçdaroğlu'nun da artık yerini süreci daha aktif götürebilecek birine bırakması gerekir.Çünkü: bu anlayış bu toplumu ikna etmeye yetmiyor.Küçük çocuklar gibi biribirilereini suçlayarak bu işlerde başarı sağlanamayacağı defalarca denendi ve sonuç ortada.Davutoğlu küçük bir manevrayla Bahçeli ve Kılıçdaroğlunu koltuklarının altına alabildi.

 
Toplam blog
: 3
: 62
Kayıt tarihi
: 22.08.13
 
 

İşletme eğitimi aldım, üniversite mezunuyum, ekonomi ve siyaset ilgi alanımdır, serbest ticaretle..