Sahte lider

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı akşamı Bağdat Caddesini kapatıp Anadolu Yakasının trafiğini resmen felç eden zihniyeti alkışlıyorum!!!. Göztepe’den Maltepe’ye yaklaşık 2 ½ saatlik beklenmedik bir yolculuk yapmak zorunda kalınca Bursaspor-Fenerbahçe maçının ilk yarısını radyodan dinlemek zorunda kaldım.

Ligde ilk defa üst sıralardan bir takımla oynayan Bursaspor’un bundan sonraki haftalarda serbest düşüş moduna geçeceğini düşünüyorum. Aslında kalite olarak ligdeki diğer Anadolu takımlarından pek de farkı olmayan Bursaspor, tesadüfen lider konumda olduğunu kendi sahasında oynadığı son derece ezik futbolla göstermiş oldu. Aslında 2 hafta önce kendi sahasında Karabükspor karşısında fark yemekten kurtulup beraberlikle ayrılmışlardı. İlk yarı da kalan 7 maçın 5’ini üst sıradaki takımlarla oynayacağını düşündüğümüzde ilk yarıyı ancak 4.veya 5. olarak bitirebilecektir.

Fenerbahçe doğru dizilişle sahada yer alınca ne kadar etkili oynayabileceğini gösterdi. Bu maçta gözler Niang’ı aradı. Gol yollarındaki etkisizlik ortadaydı. Semih’in kaçırdıklarından birisi gol olsa Sercan son dakikalarda o iki pozisyona girebilir miydi?

Cristian ve Mehmet Topuz’un aynı anda oyunda oluşu Emre’yi rahatlattı ve çok sık ileri çıkabilme imkanı doğdu. Bu asimetrik diziliş çok uygun. Oyuncuların özelliklerine göre sistem şekillenmelidir. Sağda Gökhan Gönül tek başına idare edebiliyor, solda Caner’in önünde iyi bir Stoch Fenerbahçe’yi çok etkili kılacaktır.

Bu oyun yapısı ile Alex te her zaman için daha etkili olur. Emre rahat ileri çıkabildiği zaman Alex kendisini gösterir, forvette de Niang kalitesini konuşturur. Gs maçında Fenerbahçe Bursa maçındaki şablonu ile oynamış olsa mutlaka kazanırdı. Bursa maçında da Gs maçındaki forvet oyuncusu ile oynamış olsa (Neill tarafından sakatlanmamış olsa) mutlaka kazanırdı.

Aslında bu maçta Dia’nın sakat oluşu ile birlikte eğrisi doğrusuna denk geldi ve taşlar yerine oturdu. Ben bu doğru oyun anlayışında Aykut Kocaman’ın hüneri olduğunu düşünmüyorum. Lakin bu sefer de Niang’ın sakatlığı netice elde edilmesini engelledi.

Lugano yerine Bilica’nın oynaması herhangi bir şeyi değiştirmedi. Yobo, Lugano, Bilica üçlüsünden hangi ikisi oynarsa oynasın Fenerbahçe savunmasının göbeği artık emin ellerdedir.

Sercan’ın kaçırdığı gollerde Volkan normal olarak yapması gerekeni yaptı ve açıyı iyi daralttı. Yenilen golde ise kapattığı köşeden gol yemesi biraz acemiceydi.

Fenerbahçe ilk yarının son 7 haftasına girilirken zor olarak görünen maçların hepsini tamamlamış oldu. Bundan sonraki haftalarda göreceli olarak daha zayıf rakiplerle yapacağı maçlardan 3 puanla ayrılması durumunda ilk yarının liderliği için en güçlü adaydır.

Bir de dün akşam Adana 5 ocak stadında oynanan Adanaspor-Denizlispor maçına değinmek istiyorum. Bu maçın özellikle ilk yarısını seyrederken sanki Premier Lig’den bir maç seyreder gibi oldum. Adanaspor sezon başından bu yana ilk defa bu kadar tempolu, bu kadar ayağa pasa dayalı ve dikine mekik dokur gibi bir futbol oynadı. Karşılaşmasının ilk yarısı 5-1 Adanaspor lehine olması gereken bir karşılaşmaydı ama direkler ve Denizlispor kalecisi Evren maçın 90 dakikasının 0-0 sona ermesini sağladılar.

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com