Şaka yaptım sevgili milletim...

17 Aralık tarihinden bu yana ülkemizde yer yerinden oynuyor adeta. Cemaat hükümeti, hükümet cemaati sıkıştırmaya çalışıyor.

Bu arada bazı arabulucular devreye giriyor ve karşılıklı görüşmeler ayarlayarak ortamı sakinleştirmenin çaresini arıyorlar.

İşte bunlardan birisi de gazeteci yazar Fehmi Koru.

O da hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanıyla görüştükten sonra rotayı Amerika’ya çevirmiş ve Fethullah Gülen’le bir görüşme yapmış. “Fethullah Gülen’le görüştüğünü belirten Koru, "Onun da hassasiyetlerinden bir tanesi dershaneler konusu. Ayrıca kendisine sempati duyan insanların devletle irtibatlarının kesilmesine kadar varabilecek ihtimali onu rahatsız eden gelişmeler içindeydi. Sayın Gülen bunları söyleyince bende kendisine 'mümkünse bunları yazıya dökebilir misiniz?' diye sordum. Teklif benden geldi. O yazının mektuba dönüşeceğini hiç düşünmemiştim. Mektubu alıp muhatabı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ilettim" demiş.(Kaynak milliyet.com.tr.)

Bu mektubun yansımasını önümüzdeki günlerde göreceğiz mutlaka.

Benim merak ettiğim; bunca laf ve bunca eylemden sonra nasıl bir araya gelip ülkeyi hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden yönetmeye devam edecekler?

Tüm yaygaranın sebebi olan dershanelere devam kararı mı alınacak?

Fethullah Gülen bedduasını geri çekip, dua etmeye mi başlayacak?

Devam kararı alındığında; kutular, kasalar, para sayma makineleri yeniden yatak odalarına mı konulacak hiç bulunmamış gibi.

Zarrab ve sevgili eşi yine devlet büyüklerimizle samimi fotoğraflar mı verecek gazetelere?

Bakanlar ak sayılıp, yeniden mi bakacak bakanlıklara?

Prensler, tutuklulukları kaldırılıp hemen salıverilecek mi?

Savcılar yine kucaklanacak mı, dosyaları hiç ellerinden alınmamış gibi?

Halaç pamuğu gibi atılan Emniyet Teşkilatı Personeli hiçbir şey olmamış gibi yine eski görevlerine mi döndürülecek?

Paralel devlet yapılanması diye bir konu yoktur, sadece yanlış anlama mı oldu denilecek vatandaşa?

Biz çocukluk günlerimizi özlemiştik. Aslında tüm bu olanlar bir şakaydı mı denilecek?

Veee… Tüm bu olanlardan, maddi ve manevi kayba uğrayan masum insanlarımız hala bu söylemlere inanacak mı? 05 Ocak 2014