Sakinlik?.. sakinlik...

Bir hafta süren yoğun koşuşturmadan sonra bugün haftasonu tatilini yaşayabilmek ne kadar da güzel bir duygu... İstediğim saatte uyanabilmek, erken vakitte araçlardan çıkan o kirli havayı solumadan güne başlayabilmek, telaşesiz zamanlar; bunların hepsi çok güzel, insan zamanla anlıyor kıymetini.

Bugün kendimi sakin sularda gezinen bir çiçek gibi hissediyorum; nilüfer gibi... Dalgasız sularda öyle, başıboş ve kendi kendine, sanki zamansızlığın ta içindeymiş gibi huzur dolu yaşayan nilüfer çiçeği... Sadece hafif bir yel estiği zaman titreşen sular, suyun o kendine has kokusu ve gün ışığı. Aslında evet ben bugün sanırım biraz romantizme kaçan bir sakinlik yaşamaktayım.. Bir elimde televizyon kumandası kanallar arasında zıplarken öyle değişik görüntülere takılıyor ki gözlerim. Her kanal farklı bir dünya sanki, bambaşka yaşamları bir araya getiren koskoca bir koleksiyoncu defterine benziyor beyaz cam. Bir kanalda çaresizlikten ağlayan insanlar varken, diğer kanalda kendine kısmet arayan kişiler, bir diğerinde bir çocuk şarkısı çalınıyor kulağıma derken ötekine geçtiğimde bir aşçı börek tarifi veriyor. (Ramazan geldi ya bu yemek programları gözüme çok güzel görünmeye başladı. Başka zaman olsa 5 dakikadan fazla kalamayacağım bu programın bu gün bitmesini bekledim. Börekler gözümde tütüyor gözümde!!!) Haberlerin ucundan yöresinden geçmek istemiyorum, özenle kaçınıyorum, sanırım bugünkü huzurumun bozulmasını istemiyorum, en azından bugünkü... Gündem beynimi öylesine dolduruyor ki zaten, ben kaçıyorum artık! İzlediğim dizi de yok zaten birkaçı haricinde, bir zaman da size onları değerlendiririm artık.. Bu arada ders çalışmam lazım geliyorken bu kadar zamanı tembelliğe ayırmam da ilginç... Kendimi farklı hissettim.

Böyle de karışık bir gün yani...