Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Saklambaçta Saklı Çocukluklar

Saklambaçta Saklı Çocukluklar
 

körebe ile hayatı görebilmek...


Çocuk olmak,çocukluğu yaşamak,dünyaya çocuk gözüyle bakmak...Çocukken değerini hiç bilmediğimiz,bilemediğimiz,hep özlemle anımsadığımız olgulardır.Bazıları için hatırlanmak dahi istenilmeyen acı anıları barındıran bir dönem olsa da;çoğumuz ,yarım kalmış tatların burukluğu ile canlandırırız belleğimizde ,o sorunsuz özgür mutlu günlerimizi.

Güzel havalarda oynanan;saklambaç,körebe,köşe kapmaca,istop,yakan top,mendil saklamaca,uzun eşek ve niceleri...Evde halının üzerinde ,halka şeklinde bir yürek oluverdiğimiz oyunlardan yüzük saklamaca, taşı iki üç karış havaya atarken diğer taşları toplayarak oynanan bu arada maniler söylenen beş taş oyunu,birini sırtı yukarı başı yere gelecek şekilde çömeltip oradakilerin ellerini onun sırtına koymaları sonra da "el el üstünde kimin eli var" diye sormaları bilemediğinde canını yakmayacak şekilde sırtına oradakilerin vurmaları şeklinde olan oyun.Bunlar; bilindiği gibi ,aynı zamanda kültürümüzün bir parçası.

Kültürümüzün yaşaması yanında;arkadaşlık,dostluk,birliktelik,paylaşım,sevgi,saygı,hoşgörü bu oyunlarla oluşur,olgunlaşır;toplum ruhu bu oyunlar sayesinde gelişir,yerleşir,şekil kazanır.

Bir de günümüzdeki çocuklara ,çocukluklara bakın.Uzmanların"hızlı uyarıcılar"dediği internet ,cep telefonu ,game boy türü teknoloji harikalarının esiri olan çocuklarımız...Evinde veya internet salonlarında sanal alemlerde enerjisini,hayallerini sevgi dostluk duygularını, hesapsızca harcayan ve bunun farkında olmayan geleceğin büyükleri...Görenin hükümet kuruyor,hükümet deviriyor sandığı hararetli ,uzun telefon konuşmaları da ayrıca bir meşgale çocuklarımız için.Henüz arkadaşından ayrılalı yarım saat olmamışken ,ne bulurlar bu kadar anlatacak,bizim kuşağın anlaması mümkün değil...Tamam internete de girsinler cep telefonu da kullansınlar; zaten bunları yapmazlarsa çağın gerisinde kalmış olurlar.Ama bunları yaparken çocukluklarını da yaşasınlar .Hiç olmazsa ana okulu ve ilköğretimin ilk yıllarında ;dostluğun,arkadaşlığın,insan sevgisinin değerini öğretmede katkısı tartışılmaz, birlikte oynanan bu oyunlardan, çokca oynayabilseler.

Bizim dönemimizdeki çocuklarla günümüz çocuklarının ortak zevkleri de var tabii.Mesela bisiklet .Bisiklete binen çocukları görünce hem seviniyorum hem de hasretle anıyorum pedal çevirdiğim o kısa anları...

Sanal değil ,gerçek alemin,heyecanını,coşkusunu yüreğinde hisseden çocuklar; büyüdüklerinde o coşku ,o sevgilerle yolunu bulacak ,engelleri aşacaktır diye düşünüyorum.Arkadaşının elini tutsun,gözüne baksın, sıcaklığını
hissetsin ...Robot adamlar olmaktan bir nebze kurtulabilir belki o zaman ;günümüzün ,teknoloji tutsağı çocuklarımız.

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..