Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Salaklık para ile değil ya!...

Salaklık para ile değil ya!...
 

'Her defasında aynı şeyi yapıyorum, akıllanamadım bir türlü....



Bazen kendimize 'Yaa! ben ne salakmışım, bu duruma bir daha düşersem iki olsun, bunu hep yapıyorum' der, dururuz. Doğrudur! Ama, salaklık ince bir kavram olup, kimine göre kabul edilemez, kimine göre de kabul edilebilir bir olgudur. Kişinin kabul edebilmesi, onun olgunluk görüşüne bağlıdır. Çağlar boyunca örnekleri görülebilir. Örneğin, Albert Einstein dalgın, ancak; görecelik kuramını 1905' yılların da kanıtlamış, öğrencilik yıllarında ise salak bir görünüm sergilemiş biri; eriştiği başarı ortada olmalı.

Çok değil, bundan 40 - 50 yıl öncesine kadar, günlük konuşma dilinde kimse 'Yahu ben ne kadar salakmışım' diyemez, tıpkı; devrim, sosyal, evrensel gibi sözcükleri kullanamazdı. Günümüzde gençler kendi aralarında konuşurken ' Ayy! ben ne salağım yanlış otobüse binmişim! gibi sözcüklerle kendi düştükleri durumlarını pek rahat anlatıyorlar sanırım.

2000 yıllarında, yazar Tahsin Yücel'in ' Salaklık Üstüne Deneme' isimli kitabı bu kavramı yeterince açıklamıştı. O kadar güzel anlatmıştı ki bu kavramı, ünlü romancıların, şairlerin, öykücülerin eserlerinden salaklık'ın izini sürerek Tahsin Yücel bize değişik türlerdeki salaklıkların zengin bir listesini sunmuştu. Dünya edebiyat tarihindeki salaklık üstüne yazılanlardan yapılmış ironi dolu bir kitap. Bir denemeden, bir öyküden, bir romandan alıntılar yapılarak yazılmış. Fransız yazar Romain Gary (Roman Kacew) bir eserinde ' ‘‘Bir salakla, şöyle gerçek bir salakla karşılaştım mı bir coşku ve saygı dolar içime.'' demiş. Yücel, bunu da işlemiş kitabında...

Salaklık, bir ruhsal bozukluk değil aslında, geçici bir algı bozukluğu ya da akıl tutulması, ya da tez anti-tez ikileminde, sebep-sonuç ilişkisinin gözardı edilmesi denilebilir. Kişi sonradan, geçmişteki eylem sonucunu, gelecekte yaşayarak karşılaştığında ;' Yahu ben salakmışım ! Yine aynı yanılgıya düştüm! şeklinde, gerçeği görerek ' Hay! elim kırılsaydı da, falan partiye oy vermeseydim!' gibi sözcüklerle, ne denli salak olduğunu gayet güzel bir şekilde ortaya koyabilir. Koyar da iş işten geçtikten sonra neye yararı olabilir ki?.

Hikaye bu ya! At satıcıları padişaha bir kaç at göstermişler. Padişah atları beğenip satın almış, yine at getirsinler diye bin tümen de peşin, nakit vermiş...
Bir gün padişah vezirine demiş ki:
- Memleketteki bütün salakların adını yaz getir bana.
- Önceden yazmıştım efendim. Listenin başında da zâtı-devletlilerinin adı var.
- Nedenmiş o?
- At satanlara tanımadan, etmeden para vermiştiniz. Salaklık değil de nedir bu?
- Peki, ya at satıcıları atları getirirlerse ne olacak?
- O zaman isminizi silip, onun yerine at satıcılarının adını yazıcağım! demiş....

Bu konuda çok örnek verilebilir. Ama dedim ya! "Salaklık Para ile hiç olamıyor?"....
 
Toplam blog
: 3
: 380
Kayıt tarihi
: 28.12.08
 
 

Erzurum 1950 doğumlu. Çocukluk ve gençlik yılları Anadolu'nun değişik köy ve kentlerinde geçti. Gaze..