Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

Saldırganlar yanıbaşımızda

Saldırganlar yanıbaşımızda
 

Yine yaslardayız


Yazıpta şövenistlikle mi suçlanayım, ya dost bildiklerimi kaybedersem? Ya köşe yazarları kızarsa bana! Ne şiş yansın ne kebap sende bir şeyler anlat işte sıradan ne bileyim mesela “ÖPÜCÜK” üzerine bir yazı, ne güzel geçinip gidiyoruz işte.

Hani deniyor ya küreselleşen dünya globalleşen yaşam tarzı!.. Öff ne yazarmışım be kelimelere bak. Siyasetlerin sıkça ortak noktalarda buluşmaya başladığı neredeyse hiçbir düşünce ayrılığının hükmünün kalmadığı, Din’e kadar uzanan globalleşme iteklemeleri devam ede dururken bizler ne dedik?

Suyu akışına bırakalım o yolunu bulur.

Bekleyip göreceğiz bakalım ne olacak!.

Evet böyle tekerlemelerle yuvarlanıp gittik bunca zamandır.. Neyi bekleyip göreceğiz? Kaynayıp gitmeyimi yoksa asimilasyona uğratılıp yok edilmeyi mi? Şu anda neyi bekliyoruz. Masum halkın arasında yaşamını sürdüren sabah dükkanını açıp akşam kapatınca dağda terörist olarak nöbet tutan sözde TC kimliği taşıyan ülkeyi sırtından bıçaklayan Emniyet güçlerine silah sıkan askerimizi şehit eden iblisleri, vatan hainlerini seyrederek mi bekleyip göreceğiz.

Bir yerlerde yine bir hata var!.. Eksik bir şeyler var. O eleştirdiğimiz 12 eylülü hatırlarmısınız, anarşinin bıçak gibi kesildiği sonradan kurunun yanında yaşında yandığı feryat ettiğimiz 12 eylül’ü hatırlarmısınız. Bu örneği niçin veriyorum. Çünkü yanlış hesaplamalar bir yandan anarşiyi durdururken birçok masum canı da yaktı da ondan anlatıyorum. Yani sapla samanın birbirine karıştırıldığı ülke genelinde bir operasyon bile hala atartışılmakta neden? Yanlış strateji izlendiği için, hakım derken durumları ortaya çıktığı için. 82 Anayasasını bugün nüfusun %98 inin lanetlediği, Ogün ise nüfusun % 98 inin onayladığı Türkiye’yi hatırlarmısınız. Siz oy vermediyseniz büyükleriniz mutlaka oy vermiştir. Terörle mücadelede de sapla samanın çok titiz bir şekilde ayrılmasına özen gösterilmesini istiyorum.

Peki şimdi konuşanlar kimler? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının mensubiyet şuurunu taşımayanlar, ilginçtir çoğunun kalemi kağıdı hazır, gazete dergi köşeleri de.. Öyle görünüyor ki işimiz zor olacak. Fakat kısa ve klasik bir söz vardır “ Zoru hemen aşarız, imkansız zamanımızı alır” Evet Türkiye böyle bir ülke. İllaki bizde bıçak kemiğe dayanacak ki böyle feryat edeceğiz. Sonra çözeceğiz. Aslında bu işin başı sonu kalmadı.

Ey aydın geçinen bir kısım çakallar, Siz “ Ne mutlu Türküm diyene” sözünü bile söyleyemez ve çarpıtırsınız. Bu güzide sözün anlamını bile bilmezsiniz Türklük unsurunun, bir çok etnik gurup ya da azınlık dediğimiz yurttaşlarımızı sinesinde barındıran bağrına basan, Türk kimliği ile bütünleştiren bir millet ve bütünleştiren bir devlet olduğunu anlamak istemezsiniz. Bunu bilmeyenler ya da bilmez görünenler işte esas ayrımcılardır. Özgür bir devlette sunulan Hürriyet birlik ve beraberliktir.

Hal böyle iken, Vatana kasteden teröristler kadar, içimizde yaşayan bu memleketin nimetlerinden yararlanan sözde aydın insanlara seslenmek isterim.

Gözümde, o hedef insanların, işaretlendiği, iskambil kağıtları kadar değeriniz yok. Kağıtlara değil isimleriniz hafızalara kazındı, dua edin ömrünüz vefa etmesin yoksa çok acılar tadacaksınız belli. Fakat siz yine de bir garibin sözünü dinleyin geride bıraktıklarınız yaşayacak, bari onlara güzel bir dünya bırakın.

Ben sevgiyi öğrettim, şefkati öğrettim, birlik beraberliği öğrettim ardımdan geleceklere. Fakat bunlara rağmen düşüncelerini dinlediğim de ürperdim. Bu yazı kızgın ve isyan dolu olmasına karşın, kuş tüyü gibi kaldı yanlarında ..

Evet Konumuz şehitlerimiz, Şehit Ramazan Yeşil, O olası akibete yazılan şiiri yanında taşıyordu. Şu an yanında taşıyan diğerleri gibi aslında vasiyetleri hep aynıydı. Yan gelip yatmayanlar olarak, şimdi onların anaları ağlıyor..

ŞEHİT KOMANDONUN VASİYETİ

Olur ya bir çatışmada ölürsem
Arkamdan yas tutmayın
Bırakın toprağımda rahat uyuyayım
Bedenimden elbisemi çıkartmayın
Onlar benim gururumdur
Ölünce kefenim olacak
Başımdan beremi çıkartmayın
O benim şanım şerefim olacak
Ayağımdan botlarımı çıkartmayın
Onlar nice yollar aşacak
Şehit olursam Sırat Köprüsü'nden geçecek
Elimden tüfeğimi almayın o benim namusumdur
Ölünce mezarıma sembol olacak
Yaramın kanını silmeyin
Ahirette hesabı sorulacak
Göğsümden kör kurşunu çıkartmayın
O benim madalyam olacak.


Yazacak ne kaldı ki? İçimizdeki düşmanı değil düşmanları görelim. Ey orduya saldıranlar! Dil uzatanlar okuyun bu şiiri vatan böyle savunulmakta sırça köşklerde, ceylan derili koltuklardaki gibi değil durum vahim. Unutmayın teröristler askere saldırdı. Sakin olun! Orduya saldıranlar sakin olun biraz ara verin orduda yas var.

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..