Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '18

 
Kategori
Deneme
 

Sana Gelmem, Senden Daha Büyük Güçlüye Sığınırım

Sana Gelmem, Senden Daha Büyük Güçlüye Sığınırım
 

Öyle bir gece ki insanın kaderinin çizildiği gece olarak akıllarda yer etmiştir.

Üç ayların ikincisi olan Şaban ayının 14'ünü 15'ine  bağlayan gece olan Berat Gecesi.

Tövbekârların mükâfatlandırıldığı, duaların karşılıksız kalmadığı Berat gecesinde affedilmeyecek 7 kişi bulunmaktadır.

İşte Berat gecesi affedilmeyecek 7 kişi.

Allah'a ortak koşanlar.

Kalpleri düşmanlık hisleriyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler.

Müslümanların arasına fitne sokanlar...

Akraba bağını koparanlar...

Gurur ve kibir sebebiyle elbiselerini yerde sürüyenler.

Anne ve babalarına isyanda devam edenler..

İçki içenler.

Kıssadan Hisse:
Geçmiş zamanda haksızlığı, hukuksuzluğu, yasaklayan padişah halkın arasına girer, onlarla oturur sorunlarını dinler.

Padişah bu davranışlarıyla halkın gönlünde taht kurar.    

Gecenin birinde içki içerek kafayı bulanlar sevilen, takdir edilen padişahın aleyhinde söz ve söylemlerde bulunurlar, naralar atarak etrafı rahatsız ederler.

Zaptiyeler gerçek suçluları ve hadise yerinden evine gitmekte olan suçsuz adamı da gözaltına alırlar. Kadı padişaha söz ve söylemlerinden dolayı suçluları ve suçsuz adamı birlikte mahpushaneye gönderir.

Suçsuz adam mahpushane koğuşundakiler tarafından sorguya çekilir.

Suçun ne,  neden tutuklandın adam hiçbir suç işlemedim, evime gidiyordum. Beni aldılar kadıya götürdüler kadıda beni mahpushaneye gönderdi.

Mahpushanedekiler doğru söylemiyorsun, senin mutlaka bir suçun vardır. Buradan zor çıkarsın, Padişaha karşı bir suç işlemiş isen sen baltayı ağaca değil, dizine vurmuşsun.

Suçsuz adamın umutları kopmak üzere olan pamuk ipliğine döner.

Her sabah iki ellerini açar “Allah’ım bilensin, görensin ve sen şahitsin ki ne padişahın, ne de bir başkasının aleyhinde bir söz ve söylemde bulunmadım, her zaman gidip geldiğim bir yol.

Bağırıp çağıranları tanımıyorum olayla ilgim yok, bütün gayem evime gitmekti, çocuklarımı görmek bir tas çorbamı içip yatmaktı. Neden bu hadise benim başıma geldi böyle mağdur ve duçar oldum."

Mahpushane gardiyanı suçsuz adamın padişaha söz ve söylemlerde bulunduğu gerekçesiyle koğuşta yaptığı her hareketi not etmektedir.   

Padişah bir gece rüyasında sarayın sallandığını, koltuğunun kaydığını görür, uyandığında şükürler olsun saray sallanmamış, makam kodluğu kaymamış ikisi de yerinde duruyor.

Padişah tez elden veziri çağırır.

Haberim olmadan bir haksızlık, hukuksuzluk mu yapılmış. Bütün birimleri araştırın kim nerede, ne zaman ne yapmış rapor halinde bana bildirin.

Gelen raporlar içinde mahpushanede bulunan suçsuz adamın da adı geçer.

Padişah mahpushaneye haber gönderir bu adamı takip edin koğuşunda ne yapıyor, nasıl oturuyor, nasıl uyuyor, gülüyor mu, ağlıyor mu, yaptığıyla övünüyor mu bunları tez elden bildirin.

Mahpushanede suçsuz adamı gözetleyen gardiyanın ifadesine havi bilgi notları padişaha ulaştırılır. Mahpushanedeki suçsuz adam padişahın huzuruna getirilir.

Padişah suçsuz adama sorar "neden aleyhimde söz ve söylemlerde bulundun." Suçsuz adam, "padişahım kesinlikle sizin ne lehinizde, ne aleyhinizde bir söz ve söylemde bulunmadım.

Ben geceleyin hadise yerinden evime gidiyordum. Zaptiyeleriniz beni de alıp kadının huzuruna götürdüler. Kadı aksi sabit oluncaya kadar suçlusun dedi ve beni mahpushaneye gönderdi."

Mesele mahiyetini anlayan padişah, "senden özür diliyorum. Kaç günden beri devamlı rüyamda sarayımın sallandığını, makam koltuğumun kaydını görüyordum. Bir haksızlık, bir hukuksuzluk olduğuna inanmıştım.

Demek ki yapılan bu haksızlık, hukuksuzluk sana yapılmış, suçsuz olduğun halde senin hürriyetinin kısıtlanmasına neden oldum.

Hakkını helal etmen için sana bir kese altın veriyorum, eğer daha sonra dara düşer, sıkışırsan çekinmeden bana gelebilirsin" der.

Suçsuz adam "padişahım kese altını alıyorum ve sana hakkımı helal ediyorum.   

Lakin bundan sonra dara düşer ve sıkışırsam sana gelmem."

Padişah sorar, "neden gelmezsin?"

Suçsuz adam, "sen koskoca bir padişahsın, her şey senin elinde ve senden sorulur.

Senin gibi yetkili ve etkili birinin sarayı ikide bir sallanıyor ve makam koltuğu kayıyor ise demek ki senden daha güçlü ve daha büyük biri var.

Ben dara düşer ve sıkışırsam sana gelmem. Senden daha büyük ve daha güçlüye sığınırım."

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN      

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..