Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sanat Dünyasındaki Kokuşmuşluk

Sanat Dünyasındaki Kokuşmuşluk
 

Ekranda SKANDAL..


Benim gibi birçok insanın birkaç gündür haberlere hatta gazetelere yansıyan magazin haberlerini okumak ve izlemek zorunda kaldığını tahmin ediyorum. Neyden bahsettiğimi elbette anlamışsınızdır, buna eminim ama yine de ben birkaç söz söylemek istiyorum.

Yukarıdaki başlığı atmak zorunda kaldığım ilk olay şu malum Deniz Seki olayı. Bir dizi polisiye takipler, gözaltına alınmalar, magazin gazetecilerinin koşuşturmasından bir şeyler olduğu muhakkaktı ama buna benzer olaylar çok ekranlara yansıdığı için belki çok insan buna itibar göstermedi. Ama bu sefer olay biraz daha değişikti. Zira ortada dolaşan iddialara göre malum kişi olan Deniz Seki uyuşturucu kullanmak ve tedarik etmekle suçlanıyordu. Önce bu iddiaları red eden ve sanırım bir gece soruşturmada kalan sanatçı(!) daha sonra serbest bırakılıyor. Ama bir –iki gün sonra savcının tekrar talimatı gereği, yine gözaltına alınıyor ve bu seferki sorgusunda <ı>“evet uyuşturucu kullandım ama çok pişmanım “ dediği bilgisi gazetelere yansıdı. Biz de öğrendik ki, o şarkılarını beğenerek dinlediğimiz Deniz Seki uyuşturucu kullanmış ve bunu itiraf etmiş. Şimdi de tutuklanarak, ceza evine konuldu. Klasik bir deyimdir “Allah kurtarsın” denir ama şimdilerde kendisine “değer miydi” diye sormak geliyor içimden. Belki birilerine uydun, belki ilk defa kullandın, belki daha önceden de kullanıyordun. Ama sen bu sanat camiasında iyi bir yer edinen biri olarak, neden böyle bir şeye gerek duydun? Şimdi yazık etmedin mi kendine? Bu işin bir tarafı, diğer tarafı ise Deniz Seki’nin sevgilisi olan klarnetçinin, Seki gözaltındayken, avukatına bilgi gönderip <ı>“benim ismimi telaffuz etmesin, biterim” dediği ve bunun basına yansıması.. Sonra da malum sonuç. Her ikisi de ne kadar çirkin ve ne kadar sahte ilişkiler…

Magazin görüntüleri hep midemi bulandırmıştır. Bu beni hep tiksindirdi. Nedense bu olaya ben çok şaşırmadım. Acaba bu tarz davranışları hep beklediğimden ve zaman zaman benzerlerini gözlemlediğimizden olabilir mi ?

Bir diğer olay ise, Pazar günü Atv kanalına ve günün diğer olaylarına damga vuran İbrahim Tatlıses’in olayıdır. Bu olayı satır satır anlatmanın hiç gereği yok. O programda yeterince ahlak ve etik dışı hareketler, sözler edildi. Bunları burada tekrarlamak hoş bir durum değil ama, bir eğlence programında, halktan o kadar konuk varken, ekranların karşısında binlerce belki de milyonlarca insan bu programı seyrediyorken (seyretme olasılı varken), kendisine imparator sıfatı yakıştırılan ve milyonların hayranlık duyduğu yediden yetmişe herkesin şarkılarını bilip, tek bir ağızla söylediği Tatlıses’in o kadar sözü o sahnede ve ekranda söylemesini ben çok yadırgadım. O gün o programda sarf edilen sözleri bir talihsizlik olarak niteleyecekken, bugün gazetelerde ifşa edilen başka sözler ve Yıldız Tilbe’nin programa katılmak için para ve birçok şey istediğini bazı evraklara ispatlamaya çalışan Tatlıses, bazı ilişkilerin ne kadar da çirkin olduğunu gözler önüne seriyor.

Atv’de canlı yayınlanan İbo Şov programında İbrahim Tatlıses ile Yıldız Tilbe arasındaki sinir katsayısı yüksek, terbiye katsayısı düşük olan bu tartışmanın yankıları süredursun, Tatlıses’in birkaç defa Yıldız Tilbe, şarkı söylerken şarkısını kesmesi çok yanlış ve ayıptı. Ayrıca Tatlıses’in Tilbe’ye canlı yayında “Seni pe..venklerin elinden kurtardım” diye bağıra bağıra hitap etmesi karşısında Tilbe’nin orayı terk etmesi doğru ve haklı bir davranıştı.

Tilbe programı terk ettikten sonra da çirkinlikler devam etti ve tam bir Tatlıses hegemonyası içerisinde herkes güzel şarkılar yerine, çirkin sözler ve davranışlar izlemek zorunda kaldılar. Sanırım, Tilbe programı terk ettikten sonra da birçok vatandaş da oradan ayrılmışlar. Belki de onlar da Tatlıses’i ve programı protesto etmişlerdir..

Şimdi bakın iki olay da birkaç günde cereyan eden olaydır. Her ikisi de toplum nezdinde hoş şeyler uyandırmamıştır. Bu rezilliğin, çirkinliğin, kötü görüntülerin bu topluma yaşatılmasına hiç kimsenin hakkı yok. Halkın gönülden sevdiği, şarkılarını dinleyip, saatlerce ekran karşısında izlediği ve herkesin bunlara sanatçı dedikleri bu insanlar, bu halk üzerinden milyarlar hatta trilyonlar kazanıyorken, sanatçı (!) kişiliklerine yakışmayacak bu davranışlar ve bu görünüşü üzerlerinden kolayca temizleyemeyeceklerdir.

Tatlıses " gönlümden bir yıldız kaydı" demiş. Ya halkın gönlünden kayan yıldızlar ? Onları üst tabakanın en iyi yerlere taşıyan halk, onları oradan da indirmesini bilecektir.

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..