Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Sanat eseri insan

Sanat eseri insan
 

alıntı


Yaşamda başlangıç ve bitiş noktası bütün canlılar için eşittir. (Doğanın getirdiği engeller hariç.) İnsan doğup ilk nefes almaya başladığı an bu eşitlik biter. Çocuk doğduğu ülkenin, kültürün ailenin ve çevrenin yapılandırmasıyla büyümeye başlar.
Hayat bir tiyatrodur aslında. İçinde dram, trajedi, kara mizah, komedi, mutluluk gibi bütün öğeleri taşır. Çoğunluklada senaryosu ve yapımcılığını başkalarının yaptığı. Ve birgün perde kapanır.

Şiirdir hayat. Ruhunda hüzün, sevgi, aşk, acı gibi bütün duyguları taşır. İnsanın arayışları, kaçışları hayalleri gizlidir içinde.

Yaşadıkça romanlaşır hayatlar. Bir kısmı tamamlanamadan biten, bazen de okuyucuya ulaşamayan paylaşılmamış romanlar.

Resimdir hayat. Bazen bakmaya bile kıyılamıyan renkler, çizgilerle bezenmiş. Bazende anlamsız karalamalar dünyası. Her gelen geçeninde bir çizik vurduğu.
Musikidir aynı zamanda. Doyumsuz seslerle, aletlerle, raks duygusuyla kendini ve dinleyenlerin ruhunu besleyen. Kimi müzikte yorar. Yanlış nota, akort ve bestelerle.

Ben her insanın içinde bir sanat yapıtı olduğuna inanırım. Ama çoğunlukla bunun farkına bile varamadan göçüp gideriz. Ya da hisseder ama ifade edemez, anlatamayız. Hayat şartları çarasizlikler insanın kendi yaptığı veya başkalarının önüne koyduğu setleri aşamaz.

Bazı insanlar daha şanslı veya farklıdır. Onlar hisseder ve anlatır. Paylaşımlar bulur.

Birde yaşam şartları ne olursa olsun, insanca olan her olguyu insana, geleceğe taşıyanlar vardır. Mucitler, dehalar büyük sanatçılar, ölüme karşı koyarlar. Yapıtlarıyla ölümsüzce.

Biz, bizden önce gelenlerin genleri ve doğru, yanlış öğrettikleriyle şekilleniyoruz büyürken. Ama ilk bilincimize sahip olmayı öğrendiğimizde, yanlış olanları ayıklayabilmeliyiz. Ne yazıkki hazır verilmiş bilgilerle yetinmek, atalet kolay geliyor. Değişmek yenilenmek, öğrenmek istemiyoruz. Üstelik öğrettiklerimizede aynını yapıyoruz. Hayat şartlarının zorluğu, günü yaşamak destekliyor bu kısır döngüyü.

Para ve ekonomiye dayalı bir dünyanın içinde, yaşama savaşı için kazanmak ya da kazandıklarımızı kaybetmemenin kavgasını veriyoruz yalnızca.

Halbuki doğa, yaşam bize Allah tarafından emanet edilmiş bir sanat eseridir.
Sanat özgürlüktür, geleceğe dönüktür. Ama geçmişinide unutmaz. İçinde gerçek sevgi ve saygı vardır. Hayalperest olmakla, hayal etmenin farkını bilir. Düşünce özgürlüğü sağlar. Hayal, düşüncede icatların oluşumununda ilk yapı taşıdır.

Tanrının bahşettiği ama insanoğlunun aklıyla şekillendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Kavgalar, savaşlar acılar sanki kaderimiz.

Hayatın geçici olduğunu, bize verilen emanetin kutsal olduğunu düşünen öğretenler ve yönetenler olsaydı gerçekten, bu gün ütopya dediğimiz hayaller belki de gerçek olurdu.
Cansın Erol

 
Toplam blog
: 181
: 613
Kayıt tarihi
: 15.01.08
 
 

Öğretmen olan anne ve babam. Ankara'da geçen cocukluk ve gençlik yıllarım. Evimize sık,sık gelen bab..