Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Sanatçı

Sanatçı
 

BUZ SANATI


Hepiniz milletvekili olabilirsiniz.. Bakan olabilirsiniz… Hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz… Fakat sanatçı olamazsınız…

Mustafa Kemal Atatürk.

Bir Milletin gelecekti kaderini çizen savaşlarla uğrşmaktan arta kalan kısa yaşamında, yüce Atatürk’ün sanatçının değerini anlatan bunun gibi birçok sözlerinden yalnızca biridir bu.

Sanatçı, farklı kişiliktir, görüş farklılığı olan kişidir, değişik açıdan bakmasını bilen, yorumunu ağzıyla değil, beyniyle yapan insandır, güzellik arayan, yaratıcılık yeteneği gelişmiş, eserlerine aşık, duygusal insanlardır.

İnsanın ruhuna işleyen bir tatlı melodi ile, duvarda asılı renkli, güzel yapılmış bir tablo arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de duygunun, düşüncenin, zevkin ve sonuçta birer sanatçının eseridir. Hissetmeyen insan sanatçı olamaz. Sanatçı ruha sahip bir insan, iş hayatında da , spor’da da, dostlukta da farklıdır. Başarılıdır. O kendini ortaya çıkarmasa, içindeki sanatçı ruhu, onu her fırsatta ele verir, farklılığını ortaya çıkarır.

Bunun parayla pulla ilgisi yoktur.

Ailemde resimle ilgilenen hiç kimse olmamasına rağmen, resime düşkünlüğümü ve yeteneğimi ilk Ortaokuldaki resim öğretmenim farketmişti. Bir manzara ödevini, tam kağıt boyunda yapmadığım için kızmıştı bana. Sonra, sıra üzerine çıkardığı, sandalyaya oturttuğu bir arkadaşın resmini çizdirmişti sınıfa. Herkes o sülieti zor çizerken ben düğmelerini bile yerli yerinde çizmiştim.

Sen demişti, mutlaka Güzel Sanatlar’a git. Stilist de olabilirsin. Olamadık. Gidemedik. Ailemin maddi durumu buna zaten elvermiyordu.

İçimdeki yazma aşkından bir fazla olan resim tutkumu, çok iyi yapabildiğim portre resimleriyle geçiştiriken, eş dost, arkadaşın övgü dolu sözleri yetti hep. İçimdeki güzel sanatlar aşkı bitmedi ama.

Hayatta iki önemli ressam tanıdım.. Birisi ressam Avni Memedoğlu idi. Genelde Anadolu’yu tasvir eden, doğa ve tabiat resimleri yapardı. Ünlü bir ressam olmasına rağmen zorlukla geçinir, apartman aidatını vermekte zorlanırdı. Solculuktan tutuklanmışlığı olduğu söylenirdi zamanında.

Diğeri Metin Talayman’dı. Çok ünlü ve çok iyi bir ressamdı. Almanya’da meşhur olmuştu. 12 Eylül’de solculuktan tutuklanmamak için Almanya’ya gitmişti. Gerçek değerini de orada bulmuştu. Hakkında birkaç makale okumuştum. Kadıköyde’ki yaşlı anne, babası bizim aile dostumuzdu. Sonraki yıllar orada kansere yakalandı. 1998 de döndü. 2000 yılında öldü. Cenazesinde sanatçılardan sadece Müjdat Gezen vardı. Türkiye’deki resimleri o zamanlar baba evinde asılıydı hep. Ne ifade ettiğini bir türlü anlayamadığım ama tablo üstüne çizilenlerin o masal gibi resimleri her gittiğimde, tekrar tekrar hayranlıkla seyrederdim. Şimdi İnternette adına yapılan sitede bazı resimlerini görüyorum.

Esas söylemek istediğim şu: Günümüzde Atatürk’ün sanat hakkındaki düşüncelerinde olan hiçbir siyasetçi görebiliyor musunuz?.Ortalığa bakın, nasıl toz duman?. Evet’e, Hayır’a, soy’a, sop’a, kavgaya, türbana dolanmış bu toplumdan nasıl sanatçı çıkacak?. Kesilen hayat damarları nasıl onarılacak?.

Kim sanatçıyı teşvik edecek, kim koruyacak ve bu kafada bir toplumun ilerdeki nesillerinden nasıl sanatçı çıkacak?..

İstediği kadar yasaklansın, Çin bütün dünyaya, bol miktardaki sanatçılarının sanat ürünlerini pazarlayabiliyor, ürününü gönderemese, teknoloji ile ülke sanatının görüntülerini pazarlıyor.

Bu ülke hakkında 1-2 yıl önce aralıklarla 2 resim vardı. . Birincisi, kışın çok sert geçtiği, insanların her yerde kardan mahsur kaldığı, tam 500.000 askerin kurtarma çalışmalarına katıldığının resimleriydi.

Diğeri de, bu yazıyı yazmama sebep olan, buzdan yarattıkları inanılmaz eserlerdi. Bir yandan olmadık sefaleti çekerken, diğer yandan bu sefaleti, zerafet haline getirebiliyor, bütün dünyayı kendilerine, sanat sayesinde hayran bırakmayı becerebiliyorlardı.

Sanatçı ruhu, buza da, taşa da, kendini ruhunu yansıtırken hiçbir engel tanımıyordu.

Bir millet ki resim yapamaz, bir millet ki heykel yapamaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapamaz, ; o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. diyen Atatürk’ün bu sözü artık beni korkutuyor. İlerleme yolunda yapılacak şeyler, memleketin bu gün uğraştığı meselelere bakınca pek de kolay gözükmüyor…..

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..