Ülke sporumuzun gururu, Basketbol milli takımı

Türkiye 2010 Dünya Basketbol şampiyonası finallerinde, ev sahipliğini kusursuz bir organizasyonla yerine getirirken, bu dev organizasyonda basketbol takımı da 12 dev adam ünvanının hakkını veren mücadelelerle elde ettiği galibiyetlerin ardından, dün de basketbolde bir ekol olan Yunanistan’ı evire çevire yenerek, gruptan çıkmayı garantiledi. 76-65

Ülkedeki referandum toz bulutu arasında böyle bir dev organizasyon, yükselen tansiyonu indirmek açısından tam da zamanında denk geldi. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkemizde, gençliğin şüphesiz en çok sevdiği 2 spordan biri Basketbol heyecanı, yalnız siyasi tansiyonu değil, bütün yaz boyu takip edilen futboldaki son dakika transferlerini bile gölgede bırakırken, basketbolcularımız salondaki binlerce basketbol severi mutlu ediyor, bizleri sevindiriyor.

12 dev adam futboldaki onca yatırıma rağmen bu ülkenin spordaki yüz akı, aydınlık yüzü. Onlar çok seviliyor. Kazandıkları için değil. Oynayan her bir oyuncunun elinden gelenin en iyisini yapma gayretinde olduklarından için. Elbette, o hırs, o istek ve yetenekleri ile de, olabilecekleri kadar başarılı oluyorlar. Dev adamlarımızın saha içindeki heyecanları, kazanma arzuları ve birbirlerine olan saygıları ve dayanışmaları her türlü takdir değer. Onlar o yüzden 12 dev adam.

Uzunu ile kısası ile hepsi bir dev olup çıktı bu en büyük turnuvada. Seyirci coşkusu ile tutulamıyor, müthiş oynuyorlar. Savuma ise savunma, blok ise blok, üçlük ise üçlük, pota altı ise pota altı, telaşa kapılmadan, mümkün olduğu kadar az hata ile oynuyor ve üç maçtır rakiplerinin işini 3. rauntta bitiriyor, onlara öne geçme şansı bile vermiyorlar.

Yunanistan maçında da böyle oldu. Hidayet, Kerem Tunceri ve Ersan İlyasova rakibi adeta üçlüğe boğdu. Şaşırttılar. Çok koştular. Nasıl gerekiyorsa öyle oynadılar. Rakibi dış atışlara zorlayıp, başarısız bıraktılar. Ömer Aşık, Semih Erden bir kule adeta ve geçilmez birer kale gibiydiler. Devdiler, gerçek birer dev. .

12 Dev adam, Yunanistan’ı çaresiz bıraka bıraka maçı 3. çeyrekte bitirdi. Bu çeyrekte milli takımımız 25 sayı atarken, rakibine ancak 12 sayı verdi ve farkı 14 sayıya çıkararak, rahat bir 4.çeyrekle, maçı da, gruptan çıkmayı da, seyircilerin ellerinde salladıkları bayraklar ve gönülden, coşkuyla söyledikleri ‘’dağ başını duman almış’’ marşı eşliğinde kazandılar.

Şampiyon olmuş değiliz. Bu turnuvada son Avrupa ve Dünya şampiyonu İspanya bile 3 maçta 2 yenilgi aldı. Amerika, Arjantin, Litvanya, Brezilya gibi devler var. Gidebileceğimiz yere kadar, bu çocukların, ellerinden gelenin en iyisini yapacağına ve çok başarılı olacağına inanıyorum. Çünkü hiç birinden eksiğimiz yok Oyuncularımız içinde NBA da oynayan var, Avrupa’da oynayan var ve geri kalanın tamamı Avrupa liginde. Basketbol tarihimizde böyle kariyerli bir jenerasyonumuz olmamıştı. Şimdi bir de seyirci avantajımız var.

Bu arada geçirdiği onca badireden sonra Tanjeviç’i de kutlamak lazım. Her zamankinden daha emin ve her zamankinden daha sakin, soğukkanlı duruşuyla maçlara bir santraç ustası gibi damgasını vuruyor.

Basketbol sporu Fenerbahçe ve Efes kulüplerimizin müthiş katkısı ile giderek gençlerin çok sevdiği bir spor olmaya devam ediyor ve ülke olarak bunun kazançlarını hep birlikte görüyoruz. Bu müthiş jenerasyonun devam etmesi gerekiyor.

Bunun için biraz daha fazla ilgi, biraz daha yatırım gerekiyor. Okulların tatil olduğu yaz aylarında çocuk bahçelerinin, zamanı bol, meşgalesi az liseli gençler tarafından neredeyse işgal edildiğini gördüm üzüldüm.. Ne yazık ki, gençlerimize okul dışında sahip çıkacak, onları yönlendirecek bir eğitim programımız yok. Oysa içlerinde ne Hidayetler, ne Ender’ler, ne İlyas’lar, ne Kerem’ler var kim bilir?.

12 dev adam ülkenin en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemde, üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor, ülkenin sevinç kaynağı, gurur kaynağı olmaya ara vermeden devam ediyor.

Ne mutlu Türkiye.. Böyle bir basketbol takımına ve böyle yürekten oynayan, hisseden ve her zaman sevindiren sporculara sahip. Türkiye, onları çok seviyor ve onlar bu sevgiyi hak ediyor.