Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Sandıktan her zaman demokrasi çıkmaz!...

Sandıktan her zaman demokrasi çıkmaz!...
 

Herşey bu fotoğraf için....


Referandum için meydanlar hareketlendi. Oylanacak olan Anayasa Değişikliği'nin içeriğinden çok, iktidar açısından güven oylamasına dönüşen süreçte iktidarın ve muhalefetin öne çıkan söylemleri gittikçe keskinleşiyor/şiddetleniyor.

Oysa bu güne kadar anayasanın 83 maddesi değiştirildi. Bu maddeler değiştirilirken süreç hiç bu gün olduğu kadar keskinleşip toplumu bölmedi.

Özellikle sekiz yıllık AKP iktidarı döneminde bu güne kadar yapılan değişikliklerin ayrıntısına baktığımızda (Konuyu ayrıntılı olarak Anayasa’nın yarısı darbesiz başlıklı yazımda irdelemiştim.)

AKP iktidarı döneminde yapılan değişiklikleri satır başları ile yeniden bu yazıya alıyorum.

<ı>58. Hükümet (Abdullah Gül)

<ı>27.12.2002: 76<ı>, 78 Erdoğan'ı Milletvekili Seçtirme yasaları. CHP Desteği ile çıktı.

<ı>(AKP Hükümetlerinin değiştirdiği maddelere bakılınca kendine demokratlık daha bir anlaşılıyor!)

<ı>59. Hükümet ( 1.Tayyip Erdoğan)

<ı>07.05.2004: 10.Mad.<ı> "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." Sözü yeterli gelmemiş. Değişiklikle "Kadınlar daha fazla eşittir" denilmiş.

<ı>15.Mad.<ı> "Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez;" Kabilinden şeyler eklenmiş.

<ı>17.Mad.<ı> Nefsi müdafa durumunda silah kullanma meşru kılınmış

<ı>30.Mad.<ı> "Basın yayın araçlarına el konulamaz" denilmiş ama malum basında birşekilde el değiştirmeler yaşandı. Önce TMSF’ye geçen Sabah, ATV grubu, uzanların elindeki Star televizyonu, star gazetesi daha sonra büyük bölümü devlet bankalarının verdiği kredi ile çalık grubunun oldu. Bu arada bu günlerde Fransa’da uluslar arası tahkim’e baş vuran Uzanlar devletten 20 milyar dolar alacak gibi gözüküyor!

<ı>38.Mad.<ı> "Ölüm Cezası ve genel müsadere yapılamaz." Ölüm cezası anayasadan tamamen çıkarıldı.

<ı>87.Mad.<ı> TBMM'nin yetkileri genişletildi.

<ı>90.Mad.<ı> Uluslar arası anlaşmalar tek referans haline getirildi.

<ı>131.Mad.<ı> YÖK Kanunu ile ilgili değişiklik yapıldı.

<ı>143.Mad.<ı> DGM'lerin kaldırılması ( Özel yetkili mahkemeler aldı, tabela değişikliği dışında değişen hiç bir şey yok.).

<ı>160.Mad.<ı> Danıştay ve Sayıştay ile ilgili mad.

<ı>21.06.2005:133.Mad.<ı> RTÜK Kanunu

<ı>29.10.2005: 130.Mad.<ı> YÖK Kanunu ile ilgili değişiklik.

<ı>160.Mad.<ı> Danıştay ve Sayıştay ile ilgili mad. (AKP hükümeti, ikinci kez ).

<ı>161.Mad.<ı> KİT'lerin bütçeleriyle ilgili madde.

<ı>162.Mad.<ı> Bütçe Görüşmelerinde Vekillerin konuşmalarını engelleyen madde!

<ı>163.Mad.<ı> Merkezi Yönetim Bütçesi hakkında.

<ı>13.10.2006 :76.Mad.<ı> Seçilme yaşı ( İkinci kez ).

<ı>31.05.2007: 77.Mad.<ı> Seçimlerin Dört Yılda yapılması.

<ı>79.Mad.<ı> "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz." Seçimler Yargı Organının denetiminde yapılır hükmü bu hale dönüştürülmüş.

<ı>96.Mad.<ı> TBMM Toplantı ve karar yeter sayısı ile ilgili

<ı>101.Mad.<ı> Cumhurbaşkanı seçilebilme esasları

<ı>102.Mad.<ı> Cumhurbaşkanı Görev süresi

<ı>Beş Yıllık AKP döneminde 5 tanesi Temel Hak ve Ödevler Bölümü olmak üzere Anayasanın 23 maddesi değiştirildi.

<ı>60. Hükümet (2.Tayyip Erdoğan)

<ı>16.10.2007

<ı>Geç. 18-19<ı> MHP desteği ile geçen Türban düzenlemesi.

Bu güne kadar yapılan değişiklikler özetle AKP’nin demokrasi havariliğinden değil, kendine engel gördüğü veya icralarını rahatça uygulayabileceği bir siyasi iklim yaratmak amacını güdüyordu.

Gündemde olan Anayasa değişikliğinin özü ise meydanlarda dillendirdikleri gibi 12 Eylül Anayasa’sından kurtulmaktan öte yargıda oluşturacakları vesayet ile ilgili. 13 Eylül günü 12 Eylül darbecilerinin zaman aşımından yargılanma olanakları kalmayacağı için iktidarın asıl olarak gerçekleştirmek istediği değişikliklerin kamuoyunun dikkatlerinden kaçırıldığı tartışmasız bir gerçek.

Toplumun hemfikir olduğu konuları Anayasa değişikliği paketine ekleyen iktidarın samimiyet taşımadığını, hukuki bir metin olan taslağın artı ve eksilerini toplumun tartışamadığı bir süreçte nasıl sağlıklı sonuçlara ulaşılabilinir.

Meydanlarda egemen olan söylemlerin Anayasa taslağı ile bir ilgisi yok. İktidar veya muhalefet içerik ile ilgisi olmayan söylemleri dillendiredursun oluşacak değişikliklerin sadece sendikal haklar bakımından irdelendiğinde çalışanlar açısından daha geri olduğunu anlayabilmek gerekir. Taslak sözde sendikal hakları öne çıkarır görünse de tepeye kararları yargıya taşınamayacak olan Uzlaştırma Kurulu’nu oturtuyor. İktidarın belirlediği uzlaştırma Kurulu’nun kararları kesinlik taşıyor. Hadi iyi niyetle iktidarın Uzlaştırma Kurulu’nun kararlarını uygulayabileceklerini varsayalım. O zaman AKP iktidarın’nın sekiz yıldır uygulamadığı Uzlaştırma Kurulu kararlarını irdelememiz gerekmez mi? Sözü uzatmadan sadece kurulun önerdiği zam kararlarına göre Kamu Çalışanları’nın %17’lik bir hak kayıpları olduğunu unutmamak gerekir. İktidar sadece Uzlaştırma Kurulu’nun kararlarını uygulamış olsaydı bu gün Kamu Çalışanları %17 daha fazla maaş alıyor olacaklardı.

Anayasa değişikliği bu anlamda çalışanlar açısından tam bir yıkım içermektedir. Uygulanan liberal politikalar sonucunda ulusal gelirden gittikçe daha az pay alan kamu emekçileri anayasa marifeti ile yoksulluğa ve yaptırım gücü olmayan sendikalara mahkûm edilecekler. Üstelik kamu çalışanlarına ikinci bir sendikaya üye olma hakkı verildiği öne sürülerek oluşturulan bilgi kirliliği içeriğin yeterince anlaşılmasını engellemektedir.

Herhangi bir iş kolunda yetkili olan sendikanın elde ettiği kazanımlardan yararlanmak için yetkili sendikaya üye olmak gerekecektir. Sadece bu günkü iktidara özgü değil kuşkusuz; her zaman iktidarlara yakın olan sendikaların GDO’su değiştirilmiş gibi palazlandıkları bir gerçek.

Birey olarak özgürleşemeyen yurttaşların oluşturduğu toplumlarda sendikal hak ve özgürlüklerin gerçekten gerektiği gibi kullanıldığı söylenemez. Yukarıda söz ettiğim iktidarlara bağımlı sendikaların gerçekten çalışanların lehine politikalar geliştireceğini kim iddia edebilir ki.

Getirilen farklı içerikteki Anayasa Değişiklikleri’nin toptan oylanacak olmasındaki garabeti bir kenara bırakacak olursak; maddeler irdelendiğinde bu ülkede yaşayanları daha demokratik bir iklime götürmeyeceği bir gerçek olarak önümüzde duruyor.

Bir önceki yazımda söz ettiğim gibi İktidarlar halkın cehaletine güveniyorlar. Meydanlarda öne çıkan söylemlerde uygulanan politikaların kanıtı. Değişikliklerin içeriğinin tartışılmadığı bir ortamda yapılacak olan referandum’un sonucu ne olursa olsun oylanması itibarı ile demokratik sayılamayacağı/demokrasi getirmeyeceği tartışma götürmez.

İran’da bu günkü rejimin oluşmasına yol açan referandumun, Hitler Almanya’sında dünyayı felakete sürükleyen referandumların demokrasiye yol açmadığını not olarak düşmekte yarar var.

Sandıktan her zaman demokrasi çıkmaz….

Kitle iletişim araçları ile bireylerin beyinlerinin güdülendiği günümüzde televizyon dizisindeki figür öldürülünce mevlit okutan, helva dağıtan bir kültürde demokrasinin evrenselleşmesi için gidilecek daha çok yolumuzun olduğunu düşünüyorum.

ANKARA 11 Ağustos 2010 Necati TÜFEKCİ

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..