Şaşkın ördek

Suya poposu ile dalarmış.  

Günümüzde yaşanan olaylar, bu söylemi doğru çıkarıyor. ABD devirdiği çamları yeterince hızlı toplayıp yolları açamayınca ortaya komik olaylar çıkıyor. Herhalde orta doğuda diktatörlere karşı başlatılan tavırlarda bir yanlışlık, bir acelecilik oldu. Bu yüzden de insanı acı acı gülümseten garip söylemlerde birbirine karıştı.  

Hatırlanacaktır, Mübarek gitmem diye direnirken başbakanımız çıkmış onu halkın isteğini dinlemeye davet etmiş, yani gitmesini söylemişti. Elâleme talkım verilmişti. Diğer yandan kendilerini eleştiriyor, muhalefet ediyor diye Odatv. Yöneticilerini gözaltına aldırıyordu. Burada bir parantez açıp, konuya açıklık getirelim. Memlekette her yapılan iyi şeyi kendine maleden bir hükümet yanlış olanları da kabullenmek zorundadır. Yargı, emniyet, doğru bir iş yaparsa bu hükümete yazılacak bir artıdır. Yanlış iş yaptıklarında da hükümete eksi olarak yazılır. Yasamayı ve yargıyı fiilen emri altına almış bir hükümetin, “efendim o yargı faaliyetidir, bizim dışımızdadır” gibi bir söylemi gülünç ötesi, insanları aptallıkla suçlamak gibi bir şeydir.  

Şaşkın ördek poposu ile suya atlamıştır. ABD büyük elçisi hükümeti suçlar anlamda konuşmuştur. Odatv.nin yöneticilerinin tepesine çökenler tabii ki bu zatı muhteremi Silivri ye tıkamazlar. Sadece merdiven altına girip biraz söylenirler, o kadar.  

İkiyüzlülük abidesi AB+D işlerini bu politika ile yürütmez. Wikileaks belgelerinde görüldüğü gibi AB+D ülkelerinin büyükelçileri, içerdeki casusları sayesinde her haberi tam doğru olarak dışişleri bakanlıklarına ulaştırır. Bu bilgiler kukla liderlere muhtemelen ikili görüşmelerin basına kapalı bölümünde hissettirilir, istenilen tavizler alınır. Sonrada basın önünde sırtlar sıvazlanır. Muhtemelen ne kadar çok taviz alınırsa kukla lider o kadar çok övülür, ülkeler arasındaki dostluk, işbirliği söylemleri o kadar abartılarak anlatılır.  

ABD elçisi çenesini tutamamış hükümete yüklenmiştir. Ortadoğu’daki operasyonlarında çam üzerine çam deviren ABD bir çam da Türkiye’de devirerek elçisine sahip çıkmıştır. Şu anda “Ben sizin yaptığınız bütün evrensel hukuk dışılıkları, adaletsizlikleri biliyorum ama yinede sırtınızı sıvazlıyorum” durumuna düşmüştür. Bu da ABD nin pestijinin daha da kaybolmasına, çağdışı yönetimlere özenen kukla liderlerin ellerinin güçlenmesine neden olacaktır.  

Örnek, adı büyük itibarı küçük AB ülkeleridir. Türkiye’deki kısıtlanan basın özgürlüklerini uydurulan tutuklamaları hep bildikleri ve kendi ülkelerinde asla müsaade etmedikleri halde rezil bir çifte standart ile bizdeki yaşanan olumsuzluklara göz yummuşlar ve bunları kendi çıkarları için adice kullanmaya yeltenmişlerdir. Sonuç olarak artık onları pek kale alan kalmamıştır. Yüksek askeri gücü, saçtığı dolarlar ve emrindeki kukla hükümetler sayesinde ABD saygınlığını bir süre daha devam ettirecek gibi görünmektedir.  

Beklenen, hükümetimizin, işlerine karışan bu beyefendiyi en azından ülkesine geri yollamasıdır. Yapamazsa kendi yandaş basınının nezdinde bile itibarı sarsılacaktır.  

İzmir 2011-02-17