Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

Savaş, Silahlı Soygundur! Savunma, Hak ve Görevdir! Terör, Cinayet ve İnsanlık Suçudur!

Savaş, Silahlı Soygundur!  Savunma, Hak ve Görevdir! Terör, Cinayet ve İnsanlık Suçudur!
 

İnsanlığın gereği kendinden zayıfa-güçsüze destek olmaktır. Bir kişinin kendinden güçsüz veya silahsız birini-ailesini silahla öldürerek veya tehdit ederek elindekini alması, evine-bahçesine el koymasıyla, bir ülkenin ordusuyla kendinden güçsüz ülkeye savaş açarak soyması arasında fark yoktur. Suçun bireysel değil, kolektif olarak işlenmesi yapılanın niteliğini değiştirmez!

“Din götürüyoruz”un yerini, “demokrasi götürmek”, “diktatörden kurtarmak” gibi bahaneler almış olsa da , kendi ülke yöneticilerinin bunları yapmasına onay ve oy verenler de “devlet babalarının” gerçek amacının, soygun olduğunu bal gibi biliyorlar. Ama yaşadıkları refahın, gerçekte kendi babasının hırsızlık ve gasp malını yemekten farksız şekilde, başkalarının alın teri, kan ve göz yaşı pahasına olduğunu düşünmek ve kabul etmek istemiyorlar. 
Taş baltanın, mızrağın yerini gelişmiş silahların, bombaların almış olması insanlığın geliştiğinin değil, ilkelliğin değişmediğinin; üretmek, besleyip büyütmek, emek harcamak yerine hazıra konmanın, avlanmanın devam ettiğinin göstergesidir.

Vahşi hayvanların büyük sürüye karşı koymak yerine, içinden birini seçip ayırarak kolayca avlaması gibi, büyük birleşik güç yerine toplumları bölmek, kolayca “avlamak” için etnik ve dini farklılıklar düşmanlığa, çatışmaya dönüştürülüyor.

Bunun için işbirlikçi yönetimler, satın alınmış aydınlar, gerçekleri çarpıtmak için medya ve en başta terör örgütleri kullanılıyor. 

TERÖR ÖRGÜTLERİ, EZİLEN-SALDIRIYA UĞRAYAN HALKLARIN OLUŞTURDUĞU MİLİS KUVVETLERİ DEĞİL, EMPERYALİSTLERİN FARKLI AMBALAJLARDA PİYASAYA SÜRDÜĞÜ BÖLÜCÜ MAŞALARDIR! 
Bir kısmı “din”, bir kısmı “özgürlük, hak, demokrasi” etiketli bu örgütlerin hepsi her çeşit cinayet, silah-uyuşturucu-insan kaçakçılığı, haraç vs. ile maddi gelir kazanırlar. Kendilerini besleyen devletlerden istihbarat, maddi destek ve silah desteği alırlar. Bir takım devletler tarafından diğerlerine karşı kullanılırlar.

Örneğin, Kürtleri, din-dil-etnik benzerliği , ortak tarihi, kız-alıp vermişliği, birlikte yaşamışlığı, ağlayıp gülmüşlüğü, komşuluğu, öğretmeni, amiri-memuru, devlet başkanı,... olmayan ABD, AB bizden çok mu düşünüyor ve seviyor? 
Orta Doğu’da petrol olmasa o kadar terör örgütü türer miydi?

Pek çok inançlı insan “Allah “dedikleri için, sözümona “ din için” mücadele edenlere; seküler olanlar “özgürlük, hak” vs. etiketlilerine kanarak bunlara destek verirler. Böylece hem onları büyütür ve haklılık kazandırır, hem de suç ortağı olduklarını fark etmezler. İnsan haklarından veya dinden-imandan söz edenlerin, suçsuz-günahsız sivilleri öldürenlere, herkesin ödediği verdiği vergilerle oluşturulmuş kamu mallarına zarar verenlere destek vermesi nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Terör örgütleri bulunduklara bölgeye refah, huzur getirmezler. Topraksız köylüye toprak, okumayana okul, olmayan yere hastane yapmazlar! Var olanı da yıkarak insanları çaresiz, kendilerine muhtaç hale getirmeye çalışır, korkutur, sindirir, evlatlarını, ellerindekilerini alırlar. 

Suni düşmanlıklar yaratılmış olmasa ve terör örgütleri gerçekten temsilcisi olduklarını iddia ettikleri grubun, inancın temsilcisi olsalar kitleler peşlerine takılmaz, milyonlar destek vermez miydi? Kim durdurabilirdi o zaman onları?

Önce bir örgütün türeyip, işi bitince başkasının onun yerini alması da her birinin proje olduğunu göstermez mi: Yakın geçmişteki Al Kaida, Bin Ladin unutuldu neredeyse. Yerini farklı isimlerle DEAŞ aldı. Şimdi onun işi bitti, yok ediliyor. PKK, yerini YPG’ye bırakıyor. YPG=PKK olduğu için şimdi ona başka bir isim uydurulmaya çalışılıyor. Reklamlardaki gibi: ŞİMDİ YENİ AMBALAJINDA! İçindeki aynı şey aslında, söylüyorlar da, ama sunum safları kandırabiliyor demek ki!

HER KİŞİ VERDİĞİ OY VE DESTEKLE, YA BARIŞIN ARACISI, YA DA CİNAYETLERİN SUÇ ORTAĞI OLDUĞUNUN FARKINDA OLMALIDIR!
Savaş, saldıran için de savaştır, savunan için de savaştır. Ama, SAVAŞA KARŞI OLMAK SAVUNMAYA KARŞI OLMAYI GEREKTİRMEZ! Kafayı kılıca uzatmak aptallıkdır. Ben savaştan nefret ederim diyerek pasif kalmak, teslimiyet barışa hizmet etmez, saldırganın işini kolaylaştırır.

İşgal gücüne karşı, işgal edilen ülke halklarının savaşması; bombalı, silahlı teröristlere karşı yurtlarını ve insanlarını savunmaları haklarıdır ve yaptıkları doğrudur. 

Saldırı varsa, amaç saldırganı yok etmek veya yenilmişse onun hakkını yemek değil, saldırıyı durdurup etkisiz hale getirmek, adaletle tekrar barışı kurmak ve olabildiğince fazla alana yaymaktır. 

Bütün dinler güçlünün güçsüze yardım etmesini emreder, öldürerek veya kandırarak elinden almasını değil! 
İnsanlar sadece dini değil, bilimi de kendi hırslarına alet etmektedirler: 

Geni değiştirilmiş ürünler, katkılı gıdalar, milyonlarca insanın ölmesine neden olan her çeşit silahların ve bombaların mucidi din adamları değil, birilerinin çıkarına hizmet eden bilim adamlarıdır. 

Saldırgana saldırganın kullandığı şekilde ve aynı derecede karşılık vermek gerekir. Silahla saldırana silahla karşılık verme, öldürmek isteyeni öldürme hakkı vardır. 

Medyayı kullanarak, insanları satın alıp kullanılarak, dernekler ve örgütler arkasına saklanarak yapılanlara karşı ise, onların gerçek yüzlerini ve amaçlarını insanlara göstererek, aydınlatıcı bilgiler verilerek mücadele edilmesi gerekir.

Kur’an’la cihat açmak elde silah, belde bomba terör estirmek değil, hayra ve barışa aracı olmak için çaba harcamaktır. 

Kur’an’a göre saldırgan grubun içinde olup da saldırganlık göstermeyeni bile öldürme hakkı yoktur. Saldırmakta cesaretsiz kalan belki de arayış içinde olan ve doğruyu bulmaya çalışandır.

İnsan öldürmek ciddi bir iştir: Şehitlik ile katillik arasında çok ince bir sınır vardır. Bu konuda insanın bir başkasının sözüne ve iddialarına kanmadan, kendi bugünü ve geleceği için kendi aklını kullanması gerekir. 

Öldürme hakkı verilmiş olan “DİNİNDEN DÖNEN” veya “YÜZ ÇEVİREN”, başka bir dine geçmiş olan değil, Müslüman kimliğine, ismine sahip olsa bile Müslümanı öldürmeye çalışandır. Yani , her hangi bir Müslüman ülkeye saldırıya geçen, düşman devletin ordusundaki askerlerin isimlerinin George veya Hasan olup olmadığı önemli değildir. Düşmanı da durdurmak veya öldürmek hakkı vardır. Ancak, inançsız olsa da, saldırmayana, öldürmeye çalışmayana saldırma, onu öldürme hakkı yoktur. 

Peygamber de savaşlar yapmıştır. Çünkü, Peygamberi öldürmek istemişler, inananlara eziyet etmişler, sonunda Peygamberi ve inananları bir başka şehre göç etmek zorunda bırakmışlardır.

Değil inançsız olmak, Allah ve Kur’an ile alay etmek bile insan öldürme sebebi değildir:
“İman edenlere söyle: ‘Allah’ın günlerini ummayanları affetsinler ki, O, bir toplumu kazandıklarıyla cezalandırsın” (Casiye, 14)
“Küfür içinde koşuşanlar sana üzüntü vermesin. Şu bir gerçek ki, onlar Allah’a hiç bir şekilde zarar veremezler.”(Ali İmran, 176)
“ Allah, Kitap’ta size şunu da indirmiştir: ALLAH’IN AYETLERİNİN İNKAR EDİLDİĞİNİ, BU AYETLERLE ALAY EDİLDİĞİNİ işittiğinizde, BİR BAŞKA LAKIRDIYA DALIP GİTTİKLERİ ZAMANA KADAR, O MÜNAFIKLARIN YANINDA OTURMAYIN.”(Nisa, 140-141) 
“Ey iman edenler! Allah yolunda gaza için dolaştığınızda, iyice anlayıp dinleyin de size SELAM VERENE/BARIŞ TEKLİFİ SUNANA ‘SEN MÜMİN DEĞİLSİN!’ DEMEYİN. İğreti hayatın menfaatine göz dikiyorsunuz ama Allah katında çok ganimetler vardır. Önceden siz de öyle idiniz.” (Nisa, 94)
“SİZİNLE ARALARINDA ANLAŞMA OLAN BİR TOPLUMA SIĞINANLARLA, KENDİ TOPLUMLARIYLA YAHUT SİZİNLE SAVAŞMA KONUSUNDA YÜREKLERİ YETERSİZ KALIP DA SİZE GELENLERE DOKUNMAYIN. (...) O halde, SİZDEN UZAK DURUR, SİZİNLE SAVAŞMAZ, SİZE BARIŞ ELİ UZATIRLARSA, ARTIK ALLAH SİZE, ÜZERLERİNE GİTMEK İÇİN BİR YOL VERMEMİŞTİR. (...) Bunlar SİZDEN UZAK DURMAZLAR, SİZİNLE BARIŞA GİTMEZLER VE ELLERİNİ SİZDEN ÇEKMEZLERSE ONLARI YAKALAYIN, TUTTUĞUNUZ YERDE ÖLDÜRÜN. İŞTE BÖYLELERİNİN ÜSTÜNE GİTMENİZ İÇİN SİZE AÇIK BİR İZİN VE KUVVET VERİLMİŞTİR.”(Nisa, 89-91)
“Artık inkarcılara boyun eğme, onlara KUR’AN İLE ZORLU BİR CİHAT aç.“(Furkan, 52) 
„RABBİNİN YOLUNA HİKMETLE, GÜZEL ÖĞÜTLE DAVET ET VE ONLARLA, EN GÜZEL OLAN NEYSE O YOLLA MÜCADELE ET. (...) EĞER CEZA İLE KARŞILIK VERECEKSENİZ ANCAK SİZE YAPILAN KÖTÜLÜĞÜN TÜRÜ VE MİKTARI İLE KARŞILIK VERİN. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır. SABRET! SENİN SABRIN DA ALLAH’IN YARDIMIYLADIR. Onlar için tasalanma!Kurmakta oldukları tuzaklar yüzünden de telaşlanma!“(Nahl, 126-127)
“ İNSANLARIN EŞYASINA EL KOYMAYA TENEZZÜL ETMEYİN. YERYÜZÜNDE, ORASI BARIŞA KAVUŞTUKTAN SONRA BOZGUN ÇIKARMAYIN. “ (A’raf, 56)
“HOŞUNUZA GİTMEMEKLE BİRLİKTE, SAVAŞ, ÜZERİNİZE YAZILMIŞTIR. Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz. FİTNE/BASKI VE BOZGUNCULUK, CANA KIYMAKTAN DAHA BÜYÜK BİR KÖTÜLÜKTÜR.“(Bakara, 216-217)
“EĞER ALLAH’IN, BAZI İNSANLARI DİĞER BAZILARIYLA SAVMASI OLMASAYDI, YERYÜZÜ BOZGUNA UĞRARDI. “ (Bakara, 251)
“, AZGINLIK EDENLE, ALLAH’IN EMRİNE DÖNÜNCEYE KADAR SAVAŞIN. EĞER VAZGEÇERSE, YİNE İKİSİ ARASINI ADALET VE DÜRÜSTLÜKLE SULH EDİN. KUŞKUSUZ, ALLAH ADALETTE TİTİZ DAVRANANLARI SEVER. ŞU BİR GERÇEK Kİ, MÜMİNLER SADECE KARDEŞTİRLER. O HALDE KARDEŞLERİNİZ ARASINDA BARIŞI SAĞLAYIN VE ALLAH'TAN KORKUN Kİ, SİZE MERHAMET EDİLEBİLSİN.“(Hucurat, 9-10)
“Allah sizi, din hakkında SİZİNLE SAVAŞMAYAN VE SİZİ YURTLARINIZDAN ÇIKARMAYAN KİMSELERE iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah. Adaleti ayakta tutanları sever. Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan yasaklar. Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta kendileridir.“(Mümtehine, 8-9)
“Sizinle çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama HAKSIZ YERE SALDIRMAYIN/ÇARPIŞMADA ZULME SAPMAYIN. Çünkü ALLAH, SINIR TANIMAZ AZGINLARI SEVMİYOR. Onları yakaladığınız yerde öldürün; onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne/baskı ve bozgunculuk, öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram’da, ONLAR SİZİNLE ÇARPIŞMAYA GİRİNCEYE KADAR SİZ DE ONLARLA ÇARPIŞMAYA GİRMEYİN. EĞER SİZE SALDIRIRLARSA SİZ DE ONLARI ÖLDÜRÜN. İşte böyle verilir küfre sapanların cezası. Eğer savaşı sona erdirirlerse Allah çok affedici, çok merhametlidir. Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. EĞER ÇARPIŞMAKTAN VAZGEÇERLERSE ARTIK ZULME SAPANLARDAN BAŞKASINA DÜŞMANLIK EDİLMEZ.”(Bakara, 190-192)
“Eğer bir topluluktan HIYANET KUŞKUSU DUYARSAN, ANTLAŞMAYA BAĞLI KALMAYACAĞINI AYNI ŞEKİLDE SEN DE ONLARA BİLDİR. ALLAH, HAİNLİK EDENLERİ SEVMEZ (...) Onlara karşı gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın.( ...) Eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve Allah’a tevekkül et. ” (Enfal, 58,60,61)
“KENDİLERİNE SAVAŞ AÇILANLARA SAVAŞMA İZNİ VERİLMİŞTİR. Çünkü onlar zulme uğratıldılar. Allah onlara yardıma elbette kadirdir. Onlar sırf, ‘Rabbimiz Allah’tır’ dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. EĞER ALLAH’IN İNSANLARIN BİR KISMINI BİR KISMIYLA DEFETMESİ OLMASAYDI, İÇLERİNDE ALLAH’IN ADI ÇOKÇA ANILAN MANASTIRLAR, KİLİSELER, HAVRALAR VE MESCİTLER HER HALDE YERLE BİR EDİLİRDİ. Allah, kendisine yardım edene elbette yardım eder. Allah elbette Kavi’dir, Aziz’dir.”(Hac, 39-41)
“YEMİNLERİNİ BOZAN, RESULÜ YURDUNDAN ÇIKARMAYA GAYRET EDEN TOPLULUĞA KARŞI SAVAŞMAYACAK MISINIZ? ÜSTELİK SİZE SALDIRIYI İLKİN ONLAR BAŞLATTI. Korkuyor musunuz onlardan? Eğer mümin kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, Allah’tır.”(Tevbe, 13-14)
“Küfre sapanlar, SENİ TUTUP BAĞLAMALARI YAHUT ÖLDÜRMELERİ YA DA YURDUNDAN ÇIKARMALARI İÇİN SANA TUZAK KURUYORLARDI.”(Enfal, 30,34

 

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..