Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '09

 
Kategori
Blog
 

Sayılar ve Harfler

Sayılar ve Harfler
 

http://www.kretivladen.at/1


Zıt karakterleri; bir arada iç içe; yan yana sarmaş dolaş olmuş bir halde görmek, her yerde mümkün.

İnsanlık, onları bu birlikteliye zorlamış olmalı; görücü usulü…

Ben onları seviyorum; birbirlerinden ne kadar hoşlanıyorlar henüz çözemedim!

Harflerin ürünleri bana oldukça fettan, cilveli sevimli, bazen ağırbaşlı, bazen uçarı hem güvenilir gönül alıcı; hem de acımasız cayır cayır yakıcı gibi gelse de; sayıların da harflere benzer yönlerini buluyorum.

Körle yatan şaşı kalkar misali…

Hangi gurubun tayfası çoğunlukta; hangi gurup tek başına daha güçlü?

Harfler toplaşırlar: “Seni seviyorum” meydana gelir mutlu eder.

Yine bir araya gelerek: “Yalancıktan severler” kahrederler!

Kelimenin yapı taşları harfler mi yoksa kelimelerin yan yana dizilişi mi; insanlığı birbirine düşüren? Kelimeler kendi başlarına nerde yer alacaklarını bilmezken; insanoğlu ve ya kızıdır onlara yer gösteren!

Çaktırmadan arkadan vur! Kim vur duya gitsin! Hain cümle!

Gölge ol! Öyle ver! Kimden geldiğini bilmesin; şükran borcu duymasın.

Hassas bir cümle!

Açığını arabul yok et! Dünyayı yasa boğan cümle.

Fermuarı açılmış, işaret et uyar; donu görünmesin! Dikkatli bir cümle.

Harfler ve kelimeler tüm savaşlardan ve barışlardan sorumlu mudur?

Dizilişlerine bağlıdır!

Üstelik taklitçidirler! Sayılar da taklit ederler.

Bir=1 Kim kimi taklit eder Allah bilir!

Taklit etmek: Faydalıdır, taklit vardır: Annelerimizi ağlatır!

Ana babaları harflerden oluşan kelimeleri, hâkimiyet altında tutamayanların vay haline “Bülbülün çektiği dili belası”

Sayılar yalın, sayılar daha sade 2x2=4 // 3x5= 15

Değiştirelim iki ile ikinin; üç ile beşin yerini; hayret değişen bir şey olmuyor.

Sayılar, namı diğer rakamlar kesin ve hep kararlı?

Sayıların dilini mi yoksa harflerin dilini mi kullanıyoruz?

Belki de ortaya karışık bir salata sunuyoruz!

“Ben genelde kaşımı alıyor, domatesten krem yapıyorum, süs olsun diye harfleri ekrana yapıştırıyorum; beni hiç ama hiç kimse ilgilendirmiyor; kim ne demiş kim ne yazmış ne okumuş ilgi alanımın dışında siz bakmayın benim bu alanlarda boy gösterdiğime; benim çiftliğim çok yakın sizin verimsiz tarlalarınıza!

Diğer yandan; “Sen bittin! Zaten sen bitin tekiydin, pire misali ezerim seni tırnaklarımın arasında”

İşte böyle yan yana dizilen kelimeler adamı kekeletirler ve çevreyi kirletirler!

Pır pır eden yürekle selam vermeye, mecal bırakmazlar!

Aman dikkat! Danger!

…O eve konuk olma!

-Neden?

…O onun lalası!

…Oraya da uğrama!

-Niçin kardeşim?

…O da lalanın balası!

-Şu kapıyı tıklatsam olur mu?

…Olmaz sakın ha! Ağzından oy balam kaçar…

-Eee

…Seni konuk etmesine eder ama sonra da ağzına xxxxx!

-Hadi oradan! Size inanmıyorum yanardöner kelimeler!

Sayılar, özgür sonsuza kadar uzanırlar!

İster aklı başında giysiler içinde isterse karnaval kostümleriyle dolaşsınlar; harflerden oluşan kelimeler cümleler kayıtsız şartsız özgürlüğe kavuşamazlar!

Devasa bir deftere yazılan; notların ödüllerine kavuşacakları kıymetli günü beklemeleri gerekir!

“Evrende hiçbir şey yok olamaz ve yoktan var edilemez” miş, tanıdık bilge bilgin; doğru mu söylemiş!

Harfleri sayıları keşfeden insanlar! Yolda hızla ilerlerken bazı değerleri kaybetmişler! Bulan, Allah rızası için girişteki güvenliğe teslim etsin! Etsin de verimli işlere; birlikten doğacak aydınlıklara sıra gelsin!

17 Mart 2009 İzmir

Sevgili arkadaşlar! Sayfama gönderilen, sizlerle paylaşamadığım; üzüntü ve hüzün saçan yorum ve iletilerden sonra; (Diğer bir üyeye hitaben) şu anda okumuş olduğunuz satırları kaleme aldım!

MB ye yeni katılan yazanlarımız bilmezler lâkin kıdemlilerin hâlâ hafızalarının bir köşesinde yer edip kalan; fikir ayrılıkları (diyelim şunun adına) yaşanmıştır.

Sayfalar silinmiş ve Kadı’nın son anda huzuruna gidilmekten vazgeçilmiştir!

Olay dışında kalan arkadaşlar, var güçleriyle ortalığı sakinleştirmek adına çaba harcayarak sonunda barışı yeniden sağlamışlardı!

Kimse yangına kürekle gitmeyi aklının ucundan geçirmemişti.

Global krize yüklenmedik daha ne kaldı bilemiyorum!

Okunma ve yorum sayılarındaki verimsizlik kanaatimce blogda esen karayellerin bir sonucudur!

Bunu kendimize itiraf edebilirsek bir anda her şey düzelebilir!

“Sizin yazılarınızı zevkle okuyorum ama yorum yazmaktan çekiniyorum; amcam dayım kankam teyzem şu veya bu nedenden sizi …. Onu kaybetmek istemiyorum lütfen bana anlayış gösterin” Bu ileti karşısında şaşa kalıyorum!

Ben ne yapıyorum? Bir yazı okuyorum yorum yazamıyorum; nasıl bir yanıt alırım acaba bana da çetrefilli bir gönderme gelir mi? En iyisi yazmamak deyip geçiyorum! Diğer arkadaşlar ne yapıyor? Yukarıda bıyık, aşağıda sakal; ikisinin arasına sıkışıp kalıyorlar ve verimsiz ve isteksiz oluyorlar!

Lütfen hep birlikte; kişiyi ve yaptığı işi ayrı ayrı değerlendirelim!

Herhangi bir yazana duyulan hoşnutsuzluğu; nereye gidersek arkamızdan sürüklemeyelim, unutmayalım ki bizi de sevimsiz bulanlar vardır!

Yaşam zaten bir mayın tarlası; Allahın verdiği az veya çok yazma yeteneğimizi hadım etmeden; fikir tartışmalarına katılıp sorunlarımızı düzeyli bir şekilde halledelim; sorunun bir parçası olmak yetenek istemez; sorunlara çözüm getirebilmek işte bu ayrıcalıktır!

Düşündüklerim bundan ibaret; umarım sizi çok fazla yormadım ve üzmedim!

Aksi halde cezama razıyım! Selamlar saygılar.

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..