Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

04 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sayın Can Dündar BOP'çu mu?

Sayın Can Dündar BOP'çu mu?
 

Bazen yazar denen insanlar keserlerini öyle yukarıdan sallarlar ki, kestikleri şeyin altında kalana nüfuz eden keserin ucu büyük zararlar verir. Bir anlamda kendini tatmin denen ve yazara düşen kısmı toplumu ilgilendiren taraftaki konulara uzanınca iş, artık kişisel tatminleri aşar. Örneğin yazar veya yönetmen, kariyerini yaparken namahreme dokunmaktan öte, ele aldığı şahsiyet eğer yaşasaydı hiçte hoşuna gitmeyecek sonuçları olurdu.

İngilizlerin dünya üzerindeki saltanatlarının sırlarını araştırırken dikkatimi çeken en önemli ayrıntının akşam yemeklerine verdikleri önemdi. Eğer bir İngiliz tarafından akşam yemeğine davet edilmişseniz şu konulara özellikle çok dikkat etmeniz beklenir: zamanında yemeğe varmanız ve temiz, güzel giyinmeniz.

Halbuki ne önemi var, ayaküstü atıştırılır veya bir sini çevresinde kimse konuşmadan homurtuyla açlığa karşı savaşarak yemekler yenir, sonuçta karın doyurmadır denebilir. Bahsi geçen anlayış cinselliğin de sadece çocuk yapmak adına katlanılabilecek bir davranış olduğunu bize söyler. Hatta çalıştığı işin sadece karın doyurma aracı, “ekmeği” olduğunu söylemesi gibi…

Halbuki akşam yemeği, kişilerin bir araya özenle geldiği, belki 3-4 saat baş başa sohbetlerin yaşanacağı özel anlara dönüşür. Diğeri ise, atıştırıp TV başına; bekleyen reklam arası dizilere bulaşık ağızla koşar adım gitme anlamı da taşır.

Belki abartılı örnekler verdim. Ancak altını çizmek istediklerim vardı.

Sayın Can Dündar’ın belgeseli sular seller olmuş insanların gözleri altında matinelerde gösterimde. Özellikle genç ve öncesi kuşaklar artık kahramansız ve idealsiz bırakıldıklarından çok ilgilerini çekmekte. Hele ki, sigara karşıtı temiz ve mavi baloncuklu ülkesinde, hem de tüm kötülüklerin anası içkiyle birlikte bunları kullanan "sofradaki" yalnız adam portresi… Sizce yeni nesil kendilerine kahraman olarak görürler miydi?

“Sofradakiler” söylemini bir başkaldırı, bir cahalet saldırısı anlamında kullanan bir anlayışın ipini koparıp düzenli saflar oluşturmuş sesi mi bu belgesel? Amaç bilinçaltı vuruşlarsa eğer?

Henüz belgeseli izlemediğimi, ancak düşüncelerine saygı duyduğum insanların beni deheşete düşüren film karşıtı görüşlerine geliştirdiğim bir önyargı benimkisi. İzlediğim zaman oturup-eğer değer görmüşsem- ayrıca yazarım.

Yazdıklarımı uzatmadan topluyorum. Dikkatli okur yazının içinde anlatılmak isteneni bulur:

Sayın Can Dündar gizli bir BOP’çu mu?

Veya,

Sayın Can Dündar sanat yeteneğini konuşturmak ve kendini tüm dünyaya kanıtlamak isteyen biri mi?

Bu soruların yanıtları sayın Dündar’ı "yüceltir"; bizlerin gerçeği farklı.

Sanatçınla, adamlarınla, kalemlerinle, siyasetçilerinle, ticaretçilerinle elinden gelenin fazlasını yapsan da cumhuriyeti yıkamayacaksın! Henüz gençlik bunun ayırdımına varmamış olsa bile, bir gün orta yaş olduklarında anlayacaklardır sizleri.

Ey sanatçı! Sen kazanırken ülken kaybediyorsa yumurtan şeytanın cebindedir.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..