Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '09

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Seçim öncesi çarpık yapılaşmaya göz yumuluyor...

Seçim öncesi çarpık yapılaşmaya göz yumuluyor...
 

Varoş çocuklarının dramını anlatan bu film afişi dikkat çekmek için konulmuştur...


Garp cephesinde yeni bir şey yok !..Halkımız üzerinde,yine bildik ''Ayak oyunları oynanıyor. ''1950'li yıllardan sonra ardışık darbelerle ;1970'li yıllarda ayrıştırılmış gençlerin anarşik ortamlarda yokoluşuyla;1980 sonrası ve günümüzde,PKK,BOP,Susurluk ve Ergenekon gibi heyyûlalarla uyuşturan toplumumuzun gerçek sorunları ''Sümen altı '' yapılmaktadır.

Plansız,proğramsız;istihdam sorunları düşünülmeden , oy kaygılarıyla tasarlanan, birçok ''naylon '' üniversitelerden mezun edilen bir milyon ''Tahsilli işsizler ordusu ''üretildi.

İşten çıkarılanlarla bugün, 5 milyon işsiz insanımız ağır bunalımlara gark edilmiştir.

Şu günlerde hızlanan yerel seçim trafiği tam bir ''Arap saçına '' dönmüştür. Yine bildik manzaralarla karşı karşıyayız. Yaşadığım kentte, her sabah kalktığımda,ana yol güzergahında,onlarca iş yerinin kaldırımları;otoparkları işgal ederek kaçak yapılaşma işine girdiklerini görüyorum.

Dükkanlar önünde sadece 90 cm.çıkma hakkı olan esnafın 40 metrekarelik,çadırlar kurduğu;sundurmalar çıktığı,yasa dışı gecekondu tipinde,işgaller yaptığına tanık oluyorum. Bilinçli olarak, üst katları yarım bırakılmış ve seçim pususuna yatmış ''Uyanıkların '' binalarının üzerine kaçak katlar çıkmaları da cabası.

Bu konuda duyarlı mahalle halkının ortaklaşa ,yüzlerce imza ile Belediye Başkanlığı 'na sunduğu dilekçeler ''Yok sayılıyor ''

İstanbul 'da ,Bursa'da ve diğer illerde durum farklı değil...''Kurt dumanlı havayı sever '' misali vurgun, tüm hızıyla sürüyor. Belediye yetkileri de ''Oy uğruna bu yasa dışı eylemlere'' göz yumuyor.

Devletin tüm kurumları Ergenekon hikayesi'ne kilitlenmiş.Halkımız da gerçek sorunlarından habersiz bu yutturmacanın sihrine kapılmış''Kış uykusuna yatmıştır. '' Yargının görev kapsamı ve yetkisi içindeki bu uğursuzlukların içine burnunu sokmayan kalmadı.

İmar İskân, Eğitim, Bayındırlık , SGK, Sağlık , Çevre Bakanlıkları ve medya neden görevlerini liyâkatince yapmaz ?..Anlamak mümkün değil !..Yargıyı kendi özgür ortamıyla başbaşa bıraksak da her gün çığ gibi büyüyen ülkenin gerçek sorunlarını çözmek için çalışsalar olmaz mı ?..

İşsizlerin bunalımlarının , gelecekte bu ülkeye nelere patlayacağını neden düşünmezler ?..Aymazlık bizim kaderimiz midir ?..

Vurgun sürüyor,rant amacıyla, araziler işgal ediliyor;kaçak ve çarpık yapılaşma tüm hızıyla devam ediyor !..


İmar Mevzuatına Aykırı Yapı: "İmarlı alanlarda kamu ve özel mülkiyete konu olan parsellerde mülk sahipleri tarafından ruhsat ve eklerine, fen ve sağlık kurallarına, kat nizamına, yapı emsal değerlerine, komşu mesafelere aykırı yapılar" olarak tanımlanabilir.

Bu haliyle bakıldığında; ülkemizde bir çok yapının kaçak yapı ya da gecekondu olarak değerlendirilebileceği görülecektir. İmar planları hükümlerine uygun olarak yapılan bir çok yapıda da zamanla proje ve eklerine aykırı yapılaşma gerçekleştirildiğinden iskan ruhsatı alınamamakta ve inşaat ruhsatı ile ikamet edilen yapılar topluluğu ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda, ülkedeki yapı stoğunun önemli bir kısmının sağlıksız, yasadışı, ruhsatsız ya da yalnızca inşaat ruhsatı olan, oturma izni için gerekli olan proje gereklerine uymayan ve kaçak unsurlar taşıyan bir niteliğe sahip olduğu söylenebilir.

Ülkemizde özellikle 1950 sonrasında yaşanan hızlı kentleşme ve sanayileşme sürecinde göç ve aşırı nüfus artışının etkisiyle büyük kentlerimizde arsa ve konut talebi hızla artarken; imar ve yapılaşmaya ilişkin yasalar, kentsel arsa ve konut üretimine ilişkin politikalar ve kaynak üretme araçları ile yeterince desteklenmemiş; mevzuatın biçimlediği merkezi ve yerel kurumsal yapılanmalar, kentlerimizde imar ve yapılaşma konularında nicelik ve nitelik olarak karmaşıklaşan sorunların büyüklüğü ve çeşitliliği ile orantılı/uyumlu arsa ve konut üretim süreçlerinin geliştirilmesi konusunda çok yetersiz kalmıştır.

1930'larda kaçak yapılaşmanın ilk örnekleri olarak Ankara'da ortaya çıkan gecekondu, başlangıçta kente göç eden alt gelir gruplarının, yasal çerçevede karşılanamayan konut sorunlarına bir çözümde salt barınma amacına yönelik olarak, plan dışı alanlarda ve kamu arazileri üzerinde yapılan tekil yapılar olarak gündeme gelmiş; ancak 1950 sonrasında büyük kentlerde yaygınlaşmaya ve kent genelinde, hakim görüntüler oluşturmaya başlamıştır.

Bu dönemde yasal ve kurumsal zaaflarla birlikte, ülkenin içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik ortamın populist politikaları ve uygulamaları besleyen yapısı, imar ve yapılaşma konularında ihmallerin, ihlallerin ve kaçak uygulamaların hızla artmasına yol açmıştır.

Barınma amaçlı gecekondu ile başlayan kaçak yapılaşma, özellikle 1980 sonrasında nitelik değiştirerek kentsel rantlardan pay kapma güdüsü içerisinde alternatif bir sektör haline gelmiştir.

Kaçak yapılaşmanın kapsamı gecekondudan lüks konut, alışveriş merkezi, sanayi, depolama, tarım ve turizm yapılarına kadar çeşitlenen bir yelpaze içerisinde, tüm sektörlerde yaygınlaşan toplumsal bir hastalık düzeyine ulaşmıştır.

Kent çeperlerinde ve kıyılarda kamu arazilerinin yağmalandığı, tarım ve orman alanlarının yok edildiği, içme suyu havzalarının işgal edildiği, gecekondu mafyası, arsa mafyası gibi illegal örgütlenmelerin devreye girdiği, çok katlı yapılardan kaçak kent parçalarının oluştuğu ve büyük kentlerde kiralık gecekonduların toplam içinde % 50'lere ulaştığı bu süreçte kaçak yapılaşma, kamu arazilerini yağmalayıp satan belli bir kesim için büyük miktarlarda haksız ve kayıt dışı kazanç elde etme aracı olmuştur.

Birden fazla gecekondu sahibi olan kesim için ise gecekondu, artık, geleceğe yönelik bir rant veya yatırım aracı olmuştur.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında dünyada en hızlı yapılaşma performanslarından birini gösteren; ancak hemen her türlü denetimi dışlayarak gelişen yerleşme birimlerimiz ve özellikle büyükşehir statüsü kazanmış olan kentlerimiz, yetersiz altyapıları ve kaçak yapı stokları ile büyük risk havuzları oluşturmaktadırlar.

Hırsıza pirim verenler, ''Devekuşu ''misali kafalarını toprakta fazla tutamazlar !..

Bu çürüyen çatı yıkıldığında, kendilerinin de altında kalabileceklerini hesap etmeleri gerekmez mi ?..

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..