Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Seçim Rüşveti mi, Sosyal Devlet mi ?

Seçim Rüşveti mi, Sosyal Devlet mi ?
 

1929 Ekonomik Buhranındaki krizde işsiz kalanlara yardım yapılırken...


Aylardır bir film izler gibi izliyoruz medyadan. Hükümet binlerce ton kömürü kapı kapı dolaşarak dağıttı. İlk başlarda bu iş biraz masum bir hareket gibi algılandı. Ama işin şekli ilerleyen günlerde değişti. Öyle ki, kömür kamyonlarının adreslerinin özellikle belirlendiği dile getirildi. Bu da yetmedi, bu kömürlerin ihtiyacı olmayanlara bile dağıtıldığı ifade edildi. İfade edilmekle kalmadı, bu belgelendi de. Hatırlayanlar olacaktır. Bu kamyonlardan biri de, geçenlerde bizim İzmir’imizin ekonomik olarak çizgi üstü olan bir semtine de uğradı ve bir apartmanın önüne bu yükü bırakıverdi. Bir zaman o kömürler orada kaldı. Kim aldı ya da alan oldu mu bilmiyorum ama televizyon kamerasına konuşan bir vatandaşın söylediği şu sözler önemliydi.

<ı>

<ı>“ Burada bu kömürleri kullanacak bir tane hane bulamazsınız. Öyle ki, bu semtin apartmanlarının kapıcılarının bile bu kömürlere ihtiyacı yoktur. “

Aslında bu sözler, yapılan işin ne kadar doğru yada yanlış olduğunu özetliyor gibiydi. Hükümet, binlerce ton kömür dağıttı. Dağıtmaya da devam edecek. Bunların çoğu ihtiyaç sahiplerine gitmiştir umarım.

Bu kadarla da kalınmadı. Bu ülkenin valileri binlerce beyaz eşyayı kapı kapı dolaşarak elden teslim ettiler. Öyle ki, evlerinde su bile olmayan hanelere çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi dağıtıldı. Öyleki, bazı aileler çamaşır makinelerini ahırlarına koydular. Bahçelerine indirdiler. Söylenen ve yazılanlara göre 5 binin üzerinde aileye dağıtılmış bu eşyalar. Bunların içinde çamaşır makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi, halı süpürgesi, halı, mobilya vs. var. Bunların pek çoğu, belki de hepsi bir-iki firmadan alınmış. Bu çok önemli bir alışveriş. Bir diğeri de birim değerinin yüz binlerce lira olmasının ötesinde, 5–6 bin aileye dağıtılanların toplam değerinin de kaç milyon lira olacağını kabaca hesaplayın. Ya dağıtılan gıda paketleri.. Mesela, Ankara Büyükşehir belediyesinin dağıttığı paketlerin içinde, şekerden pirince, sıvı yağdan deterjana ne ararsan var. Bunların toplam değeri 250–300 TL civarındaymış. Yalnız, Ankara’nın toplam 600.000 aileye dağıtılacağı söylenen bu gıda yardımının faturası yaklaşık 150.000.000 TL’nin üzerinde, diğer yardımlarının parasal tutarını hükümet açıklamalıdır. Burada sorulacak hayati soru da aslında <ı>“bunun kaynağının ne olduğu ve nasıl yaratıldığı” sorusu olmalıdır.

Bu okuduklarınızın hepsi gerçek ve bunları hükümet göğsünü gere gere anlatıyor ve doğru bir iş yaptıklarını belirtiyorlar. Tüm bunları da “sosyal devlet” çerçevesi içinde yaptıklarını anlatıyorlar. Bu ne kadar sosyal’dir, ne kadar devletin sosyalliği anlayışına sığar tartışılır ama 26 Mart seçimleri öncesi tüm bunların yoğunlaşması, bunun ne kadar doğru yada yanlış olduğu sorusunu da ister istemez sorduruyor insana..

Peki, nedir bu sosyal devlet dedikleri.

Bize üniversite de; “<ı>Sosyal Devlet, <ı>devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayıştır” diye öğrettiler. Bu sosyal devlet anlayışı literatürümüze ve Türk anayasa hukukuna 1961 Anayasası ile birlikte "Cumhuriyetin Nitelikleri" başlığı altında girmiş. 1982 anayasasında biraz daha genişletilen bu anayasamızın ikinci maddesinde de şöyle anlatılıyor.

MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Sosyal devlet kavramı, Anayasa Mahkemesi'nin 16-27 Eylül 1967 tarih ve K.1967/29 sayılı Kararında da şöyle açıklanıyor:

<ı>"Sosyal devlet, ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teşebbüsün güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bağlı kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimini uygulayan devlet demektir."

Şimdi bir de siz karar verin bakalım. Tüm bu uygulamaları gerçekleştiren devlet sosyal bir devlet midir ? Yapılan yardımlar bir sosyal devlet gereği midir? Yoksa bir seçim rüşveti mi dir ?

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..