Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Seçimi halkı tanıyanlar mı kazandı?

Seçimi halkı tanıyanlar mı kazandı?
 

Soldan sağa geçmiş ilim ve tefekkür sahibi(!) bir siyaset adamı, bir ara genel sekreterliğini yaptığı parti yönetimini eleştirirken şu sözü etti “onlar halkı anlamadılar, dans etmeyen başını örtenle alay ettiler, ama bizim halkımız bu”. İşte halkı tanımış bir eski solak. Ve şimdi ise sağcı.

Bu ülkenin insanlarının yaşam kalitesini artırmak için bir şey sunmayıp, işte halk bu diyenler eğer halkçı ise ben değilim.

İnce zevkleri alaya alıp, halkımız bu diyorlarsa ben halkçı değilim.

Klasikleri , kendi yazarlarını okumamış ve fakat sokaklarda arabesk dinleyip kendini jiletleyenlere bir nebze yol göstermemiş insanlar , işte halk bu diyorsa, ben halk da değilim, halkçı da.

Mozart’tan, Dede Efendi’den, Itri’den habersiz içi boş yaz müzikleri dinleyip yuvarlanan gençliğe rafine bir zevk sahibi olmanın kapılarını açmayıp, işte gençlik, işte halk diyen bu adamlardan bu ülke ne zaman kurtulacak.

Başkasının cebinden aparılan paralarla millete kömür, yiyecek verip bunu sosyal yardımlaşma sayan zihniyet, dilenci toplum yaratıyor ve halk bu diyorsa ben halk değilim, halkçı değilim.

Halkla alay eder gibi “halkımız bu “diyenler baş üstünde tutuluyor. Oyların yüzde ellisini alıyor. Oysa o halk ince zevklere bu düşünceler tarafından layık görülmüyor.

Varoşların yoğun kaba kültürünü işte halk bu diye önümüze koyanlar, halkı varoşlara hapis edenlerdir. Kebap yaptığı alanları pisletip ayrılan magandalara sahip çıkıp bunlara halk diyenler, ne halkın renklerini biliyorlar ne de çizgilerini, ama giderek halkı aşağıya çekiyorlar. Sonra da başkaları halkı anlamıyor diye eleştiriyorlar.

Bu ülkede her ilde üniversite olsun, neredeyse ilçelere kadar yayılsın üniversiteler. Bizim gibi ülkelerde okuma tahsil ortalaması 9 yıl iken benim ülkemde 4 yıl. Bizim gibi ülkelerde lise sonrası eğitim yapanların oranı yüzde 35 iken bizde yüzde 25, gelişmiş ülkelerde bu yüzde 60 lara çıkıyor. Gel bu oranların üst sınırlarının oluştuğu Türkiye için çaba gösterelim, bakalım halk o zaman nasıl oluyor?

Halk bu imiş. Sen nesin yahu, sen sadece dün doğru dediğine bugün eğri diyen bir politikacısın, halk seni seçen halk ise, onu televizyonlarda MEHMET Ali beye muhtaç hale getirdiğin için seçildin.

Kentleri, köy, kasaba haline getiren belediyelerin hangisi halka ince zevkler sunmuş da halk reddetmiş?

Bütün TV kanallarını halk bunu seviyor diye abuk subuk sesler çıkaran sanatçı(!) bozuntuları ile dolduranlardır bu halkın ince, rafine zevklere sahip olmasını önleyenler.

Okumayan, düşünmeyen, biat ve itaat etmeyi seven bir halkı olduğu yerde bırakmayı halkçılık sayıyor ve bu halk diyorsanız ayıp ediyorsunuz.

Seçimi kim niçin kazandı, bir bakın. Medya kimleri süsledi kimleri sildi? Yok oluyor denilen köylü niye kendini yok edenlere oy verdi. Bu millet “al ananı git” diyenleri mi seviyor?

Dolaylı vergilerle bezdirilen halk, bezdirilmeyi mi seviyor. Biliyor musunuz, bir ekonomi profu arkadaşımdan öğrendim, Türkiye’de şirket vergileri sıfıra inse toplanan vergide pek kayıp olmazmış, çünkü vergilerin büyük bir kısmı dolaylı vergi imiş. Yiyecekte KDV var pırlantada yok, helal olsun bu halka, ve seçimine.

Yeni bir ses lazım, yeni bir nefes lazım, ince zevklere sahip okuyan, düşünen toplum için alt yapı hazırlayan yönetimler lazım.

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..