Seçip meclise gönderdik. Meğer onlar birer zanlıymış!

Ben bir vatandaş olarak kendimi temsilen, parti genel başkanlarının dayattığı kişileri seçerek, Ankara’ya meclise gönderdim. Ben bu vekil adaylarını seçerken(!) hangi suçları işlediklerini bilmiyordum!

Bilmemek mazeret teşkil etmez dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Ama etmeli! Çünkü bu vekil adayları parti genel başkanları tarafından belirlenerek, bizlere seçmemiz için dayatıldı.

Seçmeseydin, sana oy ver diye kurşun mu sıktılar? Diyebilirsiniz.

Oy vermesem ceza ödeyecektim. Zaten aldığımız üç kuruş emekli maaşı. Onun bir kısmını da demokratik hakkını kullanmadın diye ceza olarak mı ödeseydim.

Zaten benim anlamadığım kısım burada başlıyor. Zorla demokratik hakkımı kullandırıp, kendi dayattıkları kişileri seçtiriyorlar!

İşte dananın kuyruğu tam da burada kopuyor!

Vekillerimizin kim olduğunu, suçlumu, suçsuz mu bilemeden oy verip memleketi idare etmeleri(!) için meclise gönderiyoruz. Sonradan bir öğreniyoruz ki;

İhaleye fesat karıştırmak,

Evrakta sahtecilik,

Nitelikli zimmet,

Kalpazanlık,

Bölücülük,

Dolandırıcılık,

Görevi suiistimal…

Vekillerimiz bu suçları da işlemişler. (Yani seçim kanuna muhalefet ve benzeri suçların dışında)

Bu suçların hepsi ağır hapis cezasını gerektiren suçlar kapsamında bulunmaktadır.

Böylesi ve diğer tür suçlardan yargılanmayı bekleyen suç dosya sayısı 608…

Bu suç dosyalarından 383'sinin BDP'li milletvekillerine, 57'sinin CHP'li milletvekillerine, 24'ünün MHP'li milletvekillerine, 120 tanesinin ise AKP milletvekillerine ait

Meclisteki suç dosyaları hakkındaki bilgiyi, AKP Genel Başkan Yardımcısı, eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yaptığı açıklamadan öğreniyoruz.

Hüseyin Çelik her ne kadar dokunulmazlıkları savunup, milletvekili suçlarının fazla önemli suçlardan olmadığını söylese de, yukarıdaki suçlara baktığımızda, Hüseyin Çelik’in gerçekleri halktan sakladığı ortaya çıkıyor.

Evet, işte seçerek bizleri idare etmesi için meclise gönderdiğimiz vekillerimizin suçları!

Hani Türkçemizde bir laf var ya; İmam Cemaat meselesi(!) Vekillerimiz böylesine kabarık suç dosyaları ile bizleri idare ederde bizler onlardan aşağı kalır mıyız?

Ülkemizdeki cezaevlerinin kapasitesi 60 bin civarında kişiye hizmet verecek(!) şekilde yapılmış. Ancak şu andaki sayı yaklaşık olarak 95 bin kişi. Bunların yüzde 60 ı tutuklu, yüzde 40 ı mahkûm.

Ya mahkemelerde bekleyen dosya sayısı? Kabataslak 2 milyon civarında…

Vekillerimiz dokunulmazlık zırhına sarılarak, yargıdan kaçarlarken, halkın bizzat kendisi, mahkemelerdeki yığılma nedeniyle yargılanmaktan kaçıyor(!) Kaçamayanlar da ömürlerinin aşağı yukarı yarısını cezaevinde geçirip, sonra beraat ediyorlar!

Biz seçerek meclise bizi idare etsin diye gönderdik. Meğer onlar birer suç makinesiymiş!