Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Seçmen gözüyle 1: CHP neden kazanamıyor?

Seçmen gözüyle 1: CHP neden kazanamıyor?
 

UYARILAR

Bu yazı dizisi 3 bölümden oluşmaktadır.

2. bölümü okumak için TIKLAYIN

3. bölümü okumak için TIKLAYIN

Allah'a şükürler olsun şu seçimler geçti de kurtulduk herkesin siyaset konuşmasından, kavgadan, dövüşten ve kalp kırmaktan.

BALIK HAFIZALI TÜRKİYE (Mi acaba?)

Bilindiği üzere Ak Parti hükümeti ve Erdoğan fenomeni ülkenin yönetimini 12 yıldır taşıyorlar. Daha da ilginci 12 yılda zayıflamak, kan kaybetmek bir yana günden güne güçlenerek yollarına devam ediyorlar. Eminim Ak Parti genel merkezinde bile "Daha ne kadar büyüyeceğiz?" soruları sorulmaya başlanmıştır.

Ülkemiz insanına her zaman "Balık hafızalı", "Göbeğini kaşıyan adam" ve aklınıza gelebilecek envai çeşit yakıştırmalar yapılır. Acaba gerçekten böyle mi? Türk seçmeni gerçekten balık hafızalı olduğu için mi CHP ve MHP'ye oy vermiyor?

Türkiye balık hafızalı değildir. Eğri oturup doğru konuşalım, aksine aradan 12 yıl geçmiş olmasına rağmen bu siyasetçilerin laf üretip iş üretmediklerini unutmamıştır. Türkiye'nin o zamanlar hiçbir yatırımı adam gibi yapamadığını, ülkenin dört bir yanının başlanıp yarım bırakılan yatırılmarla dolup taştığını unutmamıştır. Bu yüzden Ak Parti her seferinde kazanmaktadır.

CHP neden oy alamıyor?

Aslında bu sorunun tek ve çok basit bir yanıtı var; çünkü Kemalist değiller. Tabi bu cümleyle ne kastettiğimi anlayabilmek için Kemalizmi iyi bilmek gerekiyor (Kemalizmi öğrenmek için Bölüm 1 - Bölüm 2 - Bölüm 3). Çok kabaca özetlersek çalışmayan, üretmeyen insanların bir araya gelip kuru kuruya "Biz Atatürkçüyüz, Biz moderniz" demesiyle vatan da kurtulmuyor, parti yürümüyor, sorun da sürüp gidiyor.

Mucizevi şekilde Ak Parti'nin bir türlü İzmir'i alamıyor olması çoğu CHP'linin kafasında "İşte İzmir bu, vermedik onlara" gibi çok ucuzcu ve romantik düşünceler yaratsa da işin aslı öyle değildir. Son seçimde kaybeden Binali Yıldırım, İzmir seçmeninin %40'ının oyunu alarak kaybetmiştir.

Yani Ak Parti 12 yıldır orayı alamasa da asla vazgeçmemekte ve CHP'nin "Kalemiz" dediği İzmir'in surlarına koç başıyla yüklenmeyi sürdürmektedir. Bu kalenin kapısı daha ne kadar dayanır Allah bilir. Bu arada rahmetli Ahmet Priştina'nın mirasını yiyip bitiren CHP, bu seçim bir önceki seçime göre önemli de oy kaybı yaşamıştır, bunu da unutmamak gerekir.

Aslında yeni büyükşehir yasasıyla bir önceki seçime göre yaklaşık 2000 farklı sandık daha dahil edilmiştir seçime. Bu sandıklardan CHP'ye 200.000 Ak Parti'ye ise 300.000 oy daha eklenmiştir. BU açıdan bakınca Ak Parti'nin kırsal oylarıyla İzmir'i alabiliriz düşüncesi tutmamış olsa da 300.000 oy da küçümsenebilecek bir oy değildir ve yine İzmir'li insanımıza aittir.

Neyse lafı uzatmayalım. CHP neden kazanamıyor sorusunun cevabını verelim. Sorun CHP seçmeninin, parti üyelerinin ve elbette genel merkezinin olaylara bakış açısında gizlidir. Yani vatandaşın algılarına hitap etmemektedirler.

CHP vatandaşın ne istediğini, neye ihtiyaç duyduğunu, nelerden hoşlandığını ve neye oy verdiğini araştırmamaktadır. Başbakan meydanlarda "kapı kapı dolaşıp oy isteyin" diyor. Bunu %50 oy almış bir lider olarak diyor ve her zaman gözü daha yükseklerde, öte yandan hazıra dağlar dayanmayacağını, çalışmazsa ağzıyla kuş da tutsa oy kaybedeceğini biliyor.

CHP ise biz moderniz, Kemalistiz; AKP'liler cahil, bir şeyden anlamazlar, kömüre oy veriyorlar diye diye 12 yıldır 5 seçim kaybetti. Yata yata Kemalizm olsaydı Atatürk cephede göğsüne kurşun yemezdi. Kemalizm bu vatan için gece gündüz çalışmak demektir. Laiklik kuru gürültü çıkarmak değildir, bilimde ilimde dünyayla yarışmak, ilerlemek demektir (Bkz. Öküz öküzdür).

Hatırlıyorum 12 yıl önce arkadaşlarımla tartışıyordum "Türkiye'de neden hızlı tren yok?" diye. Yabancı güçler izin vermez diyordu herkes. Kimisi de otobüs firmaları izin vermez diyordu. Bu yalana inandırmışız yıllarca kendimizi. Biz yatıp uyuyormuşuz da ondan böyle olmuş meğerse. Ak Parti 12 yılda çatır çatır yaptı işte. İsteyince oluyormuş.

CHP'nin oy alamamasının bir diğer nedeni de kendi seçmeninin diğer seçmenleri hor görmesidir. Onlara göre Ak Partililer cahil, kültürsüz, vatanlarına bağlı olmayan kişilerden oluşmaktadır. Bu durumda şu ölümcül soru ortaya çıkmaktadır. Cahil, cühela, kültürsüz diyerek beğenmediğin insanların sana oy vermesini nasıl sağlarsın? Bence zor olur o iş.

Yine İzmir'den bir örnek verelim. İzmir vatanını milletini ölümüne seven, bayrağa ve vatana edilen en ufak saygısızlığı ölümüne cezalandıran bir ilimizdir. Peki buna karşın neden MHP bu ilden oy alamıyor dersiniz? Cevap çok basit, MHP'lilerin kültürlerini ve birikimlerini yetersiz görmeleri... Bu durumun oluşmasında MHP'lilerin de önemli katkısı olduğunu unutmamak gerekir. O konuya da bu yazı dizisinin 2. bölümünde geleceğim.

Özetle CHP'nin sorunlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1) Seçmeni takip ve analiz etmiyor

2) Kapsayıcı olamıyor

3) Proje-eser siyaseti yapmıyor

4) Neyin oy getirip götürdüğünü analiz etmiyor

5) Oraganizasyon becerisine sahip değil

6) Çalışmıyor (çalışsa da sistemli değiller, yani 8. maddede denildiği gibi organizasyonları yok)

7) Tutarlı değiller, durdukları nokta ve seçmenlerin talepleri çelişiyor.

Çarpıcı bir örnekle CHP'nin seçmenin nabzını tutmaktan aciz oluşunu açıklayalım. Seçim gecesi televizyonlar küçük ilimiz Artvin'in 12 yıl sonra Ak Partili oluşunu gösterdi ve Kılıçdaroğlu "Beklemiyordum, üzüldüm" gibi bir açıklama yaptı. Peki neden böyle oldu? Bir ton açıklaması olmakla birlikte nedenlerden bir tanesi proje-eser siyasetine bir türlü geçmemek için çok ısrar edilmiş olmasıdır.

Bu küçük ilimiz akıl-mantık dairesi içerisinde olan doğru dürüst bir yatırım almamaktadır. Yapılan yatırımlar da vatandaşın talep etmediği alanlarda yapılmıştır (vatandaş sağlıklı içme suyu isterken her yanı doğal şelalerle dolu memlekete üçüncü sınıf, kalitesiz yapay şelale yapılması gibi). Bilenler bilir Artvin'le ilgili daha önceki yazımda bu ilde içme suyu sorunu ve teleferik talebi gibi önemli isteklerin bas bas bağırıldığını belirtmiştim.

Sadece o yazıyı okuyan ve ona göre bir seçim çalışması yürüten birisi bile ciddi bir oy alabilirdi. Kim bilir belki Ak Partililer tesadüfen okumuşlardır... Peki Eskişehir'de seçim nasıl kazanılıyor? Çok basit; o ilde eser siyaseti yapan bir CHP'li var; Büyükerşen. Onun her dönem hayata geçirdiği projeleri saysak bitiremeyiz. Yanlız Büyükerşen'in bir sonraki seçimde tahtı tehlikede.

Şehirde tramvayla önemli bir gelişme sağlansa da bu durum otopark sıkıntısının katlanmasına neden oldu. Bunu bu dönem çözemezse orada da büyük oy kaybı yaşanacak. Sonra Kılıçdaroğlu "Eskişehir'i neden kaybettiğimizi anlamadık" açıklaması yapmasın, şimdiden yazıyorum.

Ayrıca bir sonraki seçimde Ak Parti'inin adayının şehirdeki otopark sorununun çözümüne yönelik çarşaf çarşaf projelerle halkın karşısına çıkarsa hiç şaşırmayın. Hatta daha ileri gideyim. Eskişehirlilerin önemli bir kısmı otopark sorununun çözümünde kaba görünümlü katlı otoparklar da istemiyorlar.

Yer altına gizlenmiş otoparklarla görüntü kirliliği yaratmadan şehirdeki araç kirliliğinin minimuma inmesini istiyorlar.  Ben buradan yazıyorum, artık kim okuyup fark ederse...

Son olarak yukarıda belirttiğim yedinci maddeyi açıklamak istiyorum. CHP'de bir tutarlılık yok. Olmaması da seçmenin midesinde her daim bir sinek yutmuş hissiyatı uyandırmaktadır. CHP kendi kimliğini bir türlü tanımlayamamaktadır.

CHP Kemalist mi, sosyal demokrat mı, merkez sağ mı, yoksa komünizme de sıcak bakan daha geniş bir perspektife mi sahiptir? Kemalist denilse o doğrultuda işler yapılmalı. Ancak Kemalizmi ya bilmeyen, ya yanlış bilen ya da külliyen Kemalizme karşı adamlarla partiyi doldurduğunuzda insanların kafası karışmaktadır.

Kimi CHP'liler terör örgütüne karşı çıkarken kimileri onlar için "arkadaşlar" gibi ılımlı ifadeler kullanınca insanların aklı karışıyor. Özetle bu sorunlar çözülmedikten sonra da CHP daha bir yüzyıl kazanamaz.

 

2. bölümü okumak için TIKLAYIN

3. bölümü okumak için TIKLAYIN

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..